“4.17” belgeselinin galası Adıyaman'da gerçekleşti

Adıyaman Belediyesinin 6 Şubat 2023'te meydana gelen depremlere dikkati çekmek için yürüttüğü proje kapsamında kadınlar tarafından hazırlanan ''4.17 Belgesel Film Atölyesi''nin galası gerçekleşti. Proje koordinatörü Selma Kara: “Her biri deprem yaşamış, bir travmanın içinde olan ve aynı zamanda sosyal iyileşmeye ihtiyacı olan bireylerdi. Burası onlar için bir iyileşme aracı oldu” dedi.

AA

Adıyaman Belediyesinin 6 Şubat 2023'te meydana gelen depremlere dikkati çekmek için yürüttüğü proje kapsamında hazırlanan "4.17 Belgesel Film Atölyesi"nin galası yapıldı. Depremin ikinci yılında Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı Konferans Salonu'nda yapılan atölyede, Prof. Dr. Mehmet Kasım Özgen, Öğr. Gör. İshak Ayvaz, Öğr. Gör. Uğur Aydın, Öğr. Gör. Veysel Akşahin ve fotoğraf sanatçısı Mullacan Bağdaş eğitmen olarak yer alırken, sinema yazarı Burçak Evren ise projenin danışmanlığını üstlendi. Proje kapsamında, 16-62 yaş arasında ve daha önce tecrübesi olmayan 19 depremzede kadına, uzmanlar ve akademisyenler tarafından kamera kullanımı, kurgu ve montaj, röportaj teknikleri, ışık ve kompozisyon ile fotoğrafçılık eğitimi verildi. Eğitimlerin ardından hazırlanan belgesel ile depremzede kadınların ve toplulukların yaşadığı sorunlara dikkati çekmek, kadınların sanat yoluyla kendilerini ifade etmesi, toplumsal hafızayı güçlendirmek, dayanışmayı artırmak ve deprem sonrası iyileşme sürecine katkıda bulunulması hedefleniyor.

"BURASI ONLAR İÇİN BİR İYİLEŞME ARACI OLDU"

Proje koordinatörü Selma Kara, yaptığı açıklamada, 19 kadınla bir yolculuğa çıktıklarını belirterek, "Eğitime gelen akademisyenlerimiz, üniversitede öğrencilerden aldıkları verimden daha fazlasını burada aldıklarını ifade ettiler. Her biri deprem yaşamış, bir travmanın içinde olan ve aynı zamanda sosyal iyileşmeye ihtiyacı olan bireylerdi. Burası onlar için bir iyileşme aracı oldu. Dolayısıyla çok odaklı ve fokuslanmış biçimde geldikleri için bütün eğitimler verimli geçti" dedi.

Beklediklerinin üstünde bir performansın ortaya çıktığını aktaran Kara, şöyle devam etti: "Daha önce fotoğrafla ve kamerayla sadece cep telefonu düzeyinde ilişkileri olan bir grup kadın bunu yaptı. Artık profesyonel olmasa bile amatörün üzerinde bir düzeyde kamera kullanımını, ölçekleri, kamera hareketleri ve kurguyu biliyorlar. Televizyonda bir hata gördükleri zaman bu onları rahatsız ediyor. En önemlisi buydu bizim için."

"FİLM ATÖLYESİNİ DEVAM ETTİRMEK İSTİYORUZ"

Kadınların ilk derslerde sürekli acılarından bahsettiklerini söyleyen Kara, "Bir süre sonra o acılarına daha profesyonel bakmayı öğrendiler ve devam eden hayatlarına aslında nasıl yön vermesi gerektiğine dair düşünmeye başladılar. Birkaç kavram üzerine çok düşündüklerini fark ettik. Vicdan, ev, yuva, mutluluk, yaşam amacı bunlardan bazıları. O yüzden onlara bir felsefe, mutluluk atölyesi de düzenledik" şeklinde konuştu.

Selma Kara, film atölyesinin devam etmesini ümit ettiklerini dile getirerek, "Son atölyemizi yönetmen Sevinç Baloğlu yaptı ve bize iki kamera bağışladı. Ekipman problemimizi de büyük oranda atlatmış olduk. Sanırım devam edeceğiz." diye konuştu.

"ALDIĞIMIZ EĞİTİM GERÇEKTEN ÇOK ETKİLİYDİ"

Belgeselde kameramanlığı üstlenen Kübra Ayhan ise hayatın Adıyaman'da nasıl devam ettiğini, insanların nasıl zorluklarla karşılaştıklarını göstermek istediklerini söyleyerek, "Bu konular üzerine çalışmalar yaptık ve bir belgesel çıkardık. Yaklaşık 30 dakika sürüyor belgeselimiz. Özellikle kadın olmasının sebebi, ev ortamında kadınlar daha fazla yer alıyor. Bu yüzden buna önem vermek istedik" değerlendirmesinde bulundu.

Ayhan, belgelesin amatör ruhuna dikkati çekerek, "O ruhun heyecanı, isteği, şevki bu sürecin kısa olmasına rağmen hızlı gelişmesine yardımcı oldu. Ev hanımlarımız, çalışanlarımız, öğrencilerimiz vardı. Herkes fedakârlık yaparak ve amatör ruhuna sahip çıkarak bu çalışmayı çok güzel bir yere getirdi. Eğitim alan kadınlarımızla üniversite okumuş gibi eğitim aldık. Ben de bunlardan biriyim. Bu çok kıymetli bir şey." dedi.

Çalışmalara ekim ayında başladıklarını işaret eden Ayhan, "Ben kamera kullanmayı bilmiyordum. Burada aldığım eğitimle öğrendim. Eğitim aldığımız hocalarımız da çok kıymetli ve belgesel alanında çalışmalar yapmış hocalar. O yüzden aldığımız eğitim kısa süreli olsa da gerçekten çok etkiliydi. Bunu da belgeselimizi izlediklerinde insanlar anlayacaktır." ifadelerini kullandı.

"SANAT YOLUYLA YAPILAN ÇALIŞMALAR DAHA DİKKAT ÇEKİCİ"

Ayhan, sanatın herkese farklı bir noktadan ulaşabileceğinin altını çizerek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Sanat daha fazla insana, daha kolay ulaşabilecek bir şey. Uzun uzun konuşmaları insanlar dinlemezler ama belgesel veya resim sergisinde depremi andıran resimler gibi sanat alanında yapılan çalışmalara insanlar daha çok dikkat ediyor. Hem de oradan kendi kendilerine anlam çıkardıkları için daha etkili oluyor. Bu yüzden sanatın yeri çok büyük."

Müziklerin de kadınlar tarafından bestelenip ve seslendirildiği proje ekibinde ise Armen Korkmaz, Bedriye Özel, Dicle Hayat Dağdeviren, Edibe Çalışkan, Feride Cömert Düşkün, Feride Hanne Delibaş, Filiz Ertaş, Hülya Aydemir, Kübra Ayhan, Nesibe Karabıyık, Pınar Arslan, Remziye Yılmaz, Sevim Taştan, Seyhan Göçen, Tülay Açık, Tülay Turan, Ülkü Tolu, Yüksel Taştı ve Zahide Durmaz yer aldı.