Aksam.com.tr
Belgin Özdemir
Nella Larsen'in 1929 tarihli aynı adlı romanından beyaz perdeye yansıyan "Passing" iki ırklı kadının hikayesi... Irene Redfield siyah topluluk içinde kalıyor ve Clare Kendry beyazların tarafına "geçmeyi" seçiyor.
"Passing" sadece bir roman değil çünkü bundan daha fazlasını kucağınıza bırakıyor. Irk tartışması, öykünme, aslına rücu ve zihinlerimizin ettiği oyunlar... Tüm bu başlıklar "Passing"i zarafet ve sessizlik ile bir araya getiriyor.
Clare ve Irene yıllar sonra şans eseri karşılaşıyorlar. Her iki kadın da eski hayatlarını geride bırakmak yerine, tekrar gözden geçirme ihtiyacı duyuyor. Kimlik sorgulaması başlıyor ve özlemlerle başa çıkma, öykünme hali yerleşiyor kadınların gözlerine.
Bu filmi yapmak, benim hiçbir zaman gerçekten erişemediğim o tarihin keşfidir...
"Kim bir şey olmaktan memnun?" Filmin en güzel sorusu... Irene'in söylediği gibi: "Hiç kimse hayatta tamamen mutlu, özgür ve güvende değil!" Keskin siyah-beyaz görüntülerde çok ince ve hüzünlü bir şekilde tasvir edilen insanlar, evrensel ve rahatsız edici gerçeklerle yüzleşmeye zorluyor herkesi.