Mavinin binbir tonunu gözler önüne seren kıyılarıyla yüzmeyi ve keşfetmeyi sevenler için Türkiye'nin birbirinden güzel adaları keyifli bir ada tatili için sizleri bekliyor. Kalabalık ve hareketli büyük şehirleri arkanızda bırakıp; doğası, sakinliği, mimarisi, tarihi ve büyüleyici koylarıyla ilgi uyandıran Türkiye'nin birbirinden güzel adalarını keşfetmeye ne dersiniz?
HİÇBİR YERE BENZEMİYOR
Türkiye'nin en huzurlu yerlerinden biri olan Bozcaada, uçsuz bucaksız çam ve sedir ormanları ile masmavi denizin kokularının birbirine karıştığı bir cennet gibi! Denizin ortasında, ana karadan bağımsız olmasından aldığı güçle hiçbir yere benzemeyen Bozcaada kalabalıklardan uzak, kaliteli zaman geçirmek isteyen aileler için küçük bir cennet. Tenedos adıyla da bilinen Bozcaada; rengarenk çiçekli taş binaları, hayranlık uyandıran kilise ve mimari yapılarının yanı sıra tadı damağınızda kalacak yöresel yemekleri ile sessiz ve huzur dolu bir ada. Türkiye'nin aynı zamanda üçüncü büyük adası olan Bozcaada; büyük şehrin kaosundan birkaç günlüğüne uzaklaşıp, durup dinlenmek isteyenler için mükemmel kaçış yerlerinden biri.
POSEİDON'UN ADASI
Ege'nin masmavi güzelliklerinin tam ortasında yer alan Gökçeada, büyüleyici coğrafyası ve yemyeşil ağaçların arasında süzülen Rum evleri ile misafirlerine sakinliğin içerisinde rüya gibi bir tatil vaat ediyor. Homeros'un İlyada destanında deniz tanrısı "Poseidon'un Adası" olarak geçen İmroz, bugünkü adıyla Gökçeada, Türkiye'deki sakin şehirlerden bir diğeri. Yeşilin ve mavinin ahenkli uyumunu gözler önüne seren Gökçeada; doğa ile iç içe bir tatil kaçamağı için son derece ideal. Zengin su kaynakları, nostaljik evleri, doğal yaşamı, organik ürünleri ve sörf gibi alternatif spor olanaklarıyla misafirlerine masal gibi bir tatil yaşatan Gökçeada'nın Türkiye'deki tek Sualtı Milli Parkı'na sahip olduğunu da ayrıca hatırlatalım.
ÖZGÜR RUHLU EGE ADASI
Rum – Türk kültürünün izlerini taşıyan, ana karaya köprü ile bağlansa da deniz ortasında olmanın başına buyrukluğunu devam ettiren, özgür ruhlu bir Ege adası, Cunda... Arnavut kaldırımlı sokakları, taş evleri, butikleri, lezzetleriyle baş döndüren restoranları ve bakir koyları ile Cunda her zaman çok keyifli. Osmanlı padişahı Fatih Sultan Mehmet'in Midilli'yi aldıktan sonra bölgenin deniz güvenliğinin sağlanmasıyla yerleşik yaşamın kök saldığı Alibey nam-ı diğer Cunda Adası, Rum ve Türk mimarisinin en güzel izlerini taşımaya devam ediyor. Arnavut kaldırımlı sokakları, Rum evleri, harika deniz manzarası, deniz manzarasına karşı dizilen kafe ve restoranları, gün boyu Ayvalık arasında gidip gelen motorları ile Çağan Irmak filmlerini anımsatıyor.
AKDENİZ'İN EN TEMİZ DENİZİNE SAHİP
Tüm Akdeniz'in en temiz denizine sahip olan Kekova; tarih ve doğanın harmanlandığı göz alıcı güzelliğiyle ziyaretçilerini bambaşka bir dünyanın içine sürüklüyor. Üçağız koyundan kalkan teknelerle ulaşabileceğiniz adada sessizlik, huzur, tarih ve mavilik bir arada bulunuyor. Çevresindeki arkeolojik ve doğal koruma alanları nedeniyle sit alanı olarak adlandırılan Kekova, antik çağda deprem sonucu sular altında kalan kalıntıları ile dalış tutkunlarını büyüleyici bir yolculuğa çıkarıyor.
ADETA AÇIK HAVA MÜZESİ: AKDAMAR
"Doğu'nun Paris'i" Van; gölü, kalesi, kiliseleri, camileri, yazıtlarıyla kesinlikle görülmeye değer! Van Gölü'nde yer alan, 1 buçuk kilometre uzunluğa sahip, başlı başına bir dünya mirası sayılacak Akdamar Adası adeta bir açık hava müzesi gibi. Adada bulunan Akdamar Kilisesi; Orta Çağ – Ermeni mimarisini yansıtan en iyi örneklerin de başında geliyor. Gölün mavi suları arasında her mevsim fotoğrafçıların uğrak yeri olan Akdamar; rengarenk açan çiçekleri, Artos Dağı'nın heybetli manzarasıyla birlikte unutulmaz kareler sunuyor.