Rüzgar nereye yüzen ada oraya

Doğu Anadolu'da dağların tepelerin ardındaki Turna Gölü'ndeki yüzen adalar, yörenin en önemli turizm alanlarından biri. Her mevsim turistlerin, doğa severlerin gözdesi olan adalar, rüzgarın estiği yöne göre yer değiştiriyor.

Yurt içi kültür ve gastronomi turlarında Ege, İç Anadolu ve Batı Karadeniz başı çekerken, Doğu Anadolu ile Güneydoğu Anadolu'ya da talep fazla. Lezzet odaklı, tarih dolu gezi rotalarında akla ilk olarak Gaziantep, Şanlıurfa, Mardin gelse de ülkemizde gizli kalmış pek çok rota bulunuyor. Bu kapsamda gezi yazarı Melih Uslu, son kitabı Doğu Seyahatnamesi'nde ezberbozan rotaları kaleme aldı. İşte Bingöl ve Tunceli'de mutlaka görülmesi gereken yerler...

DAĞLARLA ÇEVRİLİ

Doğu Anadolu'nun kalbinde yer alan Bingöl, adına ilişkin birçok efsaneyle anılıyor. Zamanında Palu İlçesi'ne bağlı bir bucakken Çevlik veya halk dilinde Çolig adıyla biliniyormuş. 1872 yılında Çapakçur adını alan ilçe aynı isimle il olduktan sonra 1945 yılında Bingöl adını aldı. Olabildiğince dağlık bir araziye sahip kentte yöre yükseklikleri 3000 metreyi aşan dağlarla çevrili. Ova niteliğindeki yerler bile 1000 metrenin üzerinde bulunuyor. Cumhuriyet'in ilanından sonra 1926 yılında Elazığ'a, 1929'da Muş'a bağlanan Bingöl, 1936 yılında Vilayet yapıldı.

Solhan'a bağlı Hazarşah Köyü'nün Aksakal mezrasında yer alan Turna Gölü'ndeki yüzen adalar, yörenin en önemli turizm alanlarından biri.

SU SEVİYESİ SABİT

Solhan İlçesi'nin Hanzerşah Köyü Aksakala Göl Mezrası'ndaki doğa harikası bölge, yörede yaşayan halk tarafından keşfedildi. Yüzen adaların bulunduğu krater gölünün üç tarafı dağlar ve tepelerle çevrili. 300 m2'nin biraz üzerinde olan gölün büyüklüğü, yerel yönetimin gündemindeki ıslah projesiyle 500 metrekareye çıkarılması planlanıyor. Yerin altından gelen su kaynağı, gölü hem besliyor hem de hafif bir akıntı oluşturuyor. Gölün su seviyesi 4 mevsim boyunca değişmiyor. Gölün suyu tatlı ve berrak olup herhangi bir maden tuzu ihtiva etmiyor. Bu nedenle gölde balık yetiştirmek mümkün. Göl içerisinde birbirinde bağımsız 3 adacık var ve tıpkı birer sal gibi rüzgara göre her yöne hareket edebiliyor. Çevredeki bitkiler, gölün suyuyla besleniyor. Ayrıca çayırlık, ayrık otu ve suda yetişen çeşitli bitkiler ada üzerinde mevcut. Doğa Koruma ve Milli Parklar Bingöl Şube Müdürlüğü verilerine göre, kent turizmine de önemli katkı sağlayan yüzen adalar, bu yılın başından itibaren 20 bin ziyaretçi ağırladı.

Her mevsim yerli ve yabancı turistlerin ziyaret ettiği yüzen adalar, bu yılın başından itibaren 20 bin ziyaretçi ağırladı.

LEZZET ŞÖLENİ

Bingöl mutfağında yemeklerin çoğu bulgur, ayran, süt, et, çökelek ve yenilebilir bitkilerden yapılıyor. Çorba, bulgur pilavı ve daha ziyade hamura dayalı olarak yapılan gömme, tutmaç ve keşkek gibi yemekler yörede sıkça tercih ediliyor. Ekmek olarak daha çok tandır ve sacda pişirilen çeşitlere yönelim söz konusu. Tatlı olarak ise burma kadayıf ve diğer hamur tatlıları meşhur.

KIŞ TATİLİ İÇİN EKONOMİK ROTA

Yöredeki ilk yaşam izleri MÖ 3000'de Hururiler ile başladı. MÖ 1300'lü yıllarda Hititlilerin egemenlik sahasına giren bölge, sırasıyla Urartuların, Medlerin, Perslerin ve Makedonyalıların hakimiyetine girdi. Malazgirt savaşından sonra Türklerin idaresine giren bölge, 1087 yılından itibaren Selçukluları, Mengüceklerin ve Akkoyunluların topraklarına dahil olup, 1437 yılında ise Osmanlıların yönetimine girdi. Yörede 47 farklı aşiret bulunuyor. Nüfusun büyük çoğunluğu Alevi- Bektaşi inancına bağlı. Ahalinin büyük çoğunluğunun Türkçe konuşmasının yanı sıra günlük hayatta Zazaca ve Kürtçe de kullanılıyor. Bölgede bulunan koç başlı ve at başlı mezar taşları Akkoyunlu ve Karakoyunlu dönemlere işaret ediyor.

BÜYÜLEYİCİ PERTEK KALESİ

Aleviler için manevi ziyaret adreslerinden olan Ovacık Gözeleri, Munzur Dağı'nın eteklerinde yaklaşık 200-300 metrelik alanda, karstik kaynaktan irili ufaklı kırk göz halinde fışkıran beyaz köpüklü buz gibi sular, yamaçlardan aşağılara doğru küçük şelaleler oluşturarak akıyor.

Kutudere mesire yerinde kavurma ziyafeti, Pülümür suyunda serin serin yüzmek veya Nazimiye Dereova Şelalesi'nin eşsiz güzelliği yörede çokça tavsiye ediliyor. Kışın gelindiğinde ise Ovacık Kayak Merkezi tatil planında ekonomik bir yer tutuyor. Pertek Kalesi ise fantastik filmleri anımsatan bir görünüme sahip. Keban Baraj Gölü suları altında kalması nedeniyle günümüzde bir ada üzerinde kalmış.