AKŞAM GAZETESİ
İlk durağımız, asla uyumayan, dinamik ve ezber bozan başkent Seul. Bu şehir, modern kabuğunun altında derin bir tarih yattığı için keşfi adeta zamanda bir yolculuğa dönüşüyor. Güne, Joseon Hanedanlığı'nın görkemli ana sarayı olan Gyeongbokgung'da başlayabilir, geleneksel kıyafetleri içindeki muhafızların nöbet değişim töreniyle kendinizi yüzyıllar öncesinde hissedebilirsiniz. Saraydan çıktıktan sonra, daracık sokakları ve geleneksel Kore evleri olan hanok'larıyla ünlü Bukchon Hanok Köyü'nde kaybolmak gerekir. Günün devamında sanat galerileri ve çay evleriyle dolu Insadong sokağında gezindikten sonra şehrin modern yüzüne geçiş yapabilirsiniz. Dünyaca ünlü Gangnam bölgesi lüksü ve şıklığıyla sizi karşılarken, alışveriş ve sokak lezzetleri için bir cennet olan Myeongdong'un enerjisine kendinizi bırakmalısınız.
KAYBOLACAĞINIZ BİR ŞEHİR
Seul'ün yoğun temposundan sonra bir nefes almak için yönünüzü ülkenin ikinci büyük şehri Busan'a çevirmelisiniz. Burada sizi denizin ve tepelerin arasına kurulmuş daha rahat bir atmosfer karşılar. Şehri keşfe, bir yamaç boyunca dizilmiş rengarenk evleriyle "Kore'nin Machu Picchu'su" olarak anılan Gamcheon Kültür Köyü'nden başlamak en iyisidir. Sanatla iç içe geçmiş bu labirent sokaklardan sonra, Kore'nin en büyük deniz ürünleri pazarı olan Jagalchi'nin canlı kaosuna dalabilirsiniz. Biraz huzur ve dinlenme aradığınızda ise ülkenin en ünlü plajı Haeundae'nin geniş kumsalları sizi bekler. Busan'daki ruhani deneyim ise genellikle dağlarda görmeye alışkın olduğumuz Budist tapınaklarının aksine, denizin hemen kenarındaki kayalıklar üzerine kurulmuş Haedong Yonggungsa Tapınağı'nı ziyaret etmekle tamamlanır.
DUVARSIZ MÜZE GYEONGJU
Tarih meraklıları için Kore'nin en değerli incisi şüphesiz Gyeongju'dur. Silla Krallığı'na neredeyse bin yıl başkentlik yapmış bu şehir, adeta bir "duvarsız müze" kimliğindedir. Bu açık hava müzesindeki yolculuğunuzda Silla mimarisinin ve Budist sanatının zirve noktası kabul edilen Bulguksa Tapınağı ve Seokguram Grotu'nu ziyaret etmelisiniz. Şehrin tam ortasında ise sizi çimle kaplı devasa tepeler karşılar; bunlar Silla krallarına ait olan Daereungwon Mezar Kompleksi'dir ve aralarında yürümek oldukça etkileyicidir.
POPÜLER TATİL BELDESİ JEJU ADASI
Kore'nin anakarasından tamamen farklı bir dünya sunan Jeju Adası, ülkenin en popüler tatil beldesidir. Kendine özgü kültürü ve nefes kesen doğasıyla bu volkanik şaheseri keşfe, adanın en ikonik manzaralarından birini sunan Seongsan Ilchulbong, yani Gündoğumu Zirvesi'nden başlayabilirsiniz. Volkanik bir patlama sonucu oluşmuş bu kratere tırmanıp güneşi selamlamak unutulmaz bir andır. Adanın kalbinde yer alan ve ülkenin en yüksek dağı olan sönmüş yanardağ Hallasan, farklı yürüyüş parkurlarıyla doğa tutkunlarını cezbeder.
FERMENTE LEZZETLER VE BARBEKÜ KEYFİ
Elbette bir Güney Kore seyahati, ülkenin zengin mutfağını tatmadan asla tamamlanmış sayılmaz. Kore yemekleri sadece barbeküden ibaret değildir; fermente tatların, acının, tatlının ve tuzlunun mükemmel bir dengesidir. Sofraların baş tacı ve vazgeçilmezi, fermente lahanadan yapılan ve yüzlerce çeşidi bulunan Kimchi'dir. Ana yemek olarak ise farklı sebzeler, et ve acı biber salçası ile harmanlanmış, hem göze hem mideye hitap eden bir kase pirinç olan Bibimbap sıkça tercih edilir.
KORE SAVAŞINDAN KALAN BÖLGEDE TUR
Güney Kore gezinizde yaşayabileceğiniz en sıra dışı ve düşündürücü deneyimlerden biri de şüphesiz Kuzey ve Güney Kore'yi ayıran Askerden Arındırılmış Bölge'ye (DMZ) yapılacak bir ziyarettir. Buraya yalnızca organize turlarla ulaşım mümkündür. Dora Gözlemevi'nden dürbünlerle Kuzey Kore topraklarına bakmak ve geçmişte kuzeyin güneye sızmak için kazdığı Üçüncü Sızma Tüneli'nde yürümek, Kore Savaşı'nın hala devam eden soğuk etkilerini derinden hissetmenizi sağlayacak, hafızanızdan silinmeyecek bir tecrübedir.