AKŞAM GAZETESİ
Viyana'yı keşfetmeye başlamanın en doğru adresi, UNESCO Dünya Mirası listesindeki tarihi merkezi çevreleyen görkemli bulvar Ringstrasse'dir. Bir zamanlar şehri koruyan surların yerinde inşa edilen bu bulvar, adeta bir açık hava müzesi gibidir. Tramvaya atlayıp tam bir tur atarak Viyana Devlet Operası (Staatsoper), Hofburg Sarayı, Parlamento Binası, Belediye Binası (Rathaus) ve Viyana Üniversitesi gibi anıtsal yapıları selamlayarak gezinize başlayabilirsiniz.
Aziz Stefan Katedrali
ADETA ŞEHRİN BEKÇİSİ
Bulvarın içinde kalan asıl merkez ise bambaşka bir dünya. Gotik mimarinin başyapıtı olan Aziz Stefan Katedrali (Stephansdom), renkli çinileriyle süslü çatısı ve heybetli kuleleriyle şehrin kalbinde bir bekçi gibi durur. Katedralin güney kulesine tırmanıp Viyana'yı kuşbakışı izlemenin keyfi paha biçilmezdir. Daracık sokaklarda kaybolduğunuzda karşınıza çıkan atlı faytonlar (Fiaker), Mozart'ın bir dönem yaşadığı evi (Mozarthaus) ve lüks mağazaların sıralandığı Graben Caddesi, sizi anında tarihin o şık atmosferine çeker. Habsburg Hanedanlığı'nın 600 yılı aşkın süre yönettiği Hofburg Sarayı, şehrin en baskın karakteridir. İçerisindeki İmparatorluk Daireleri, Sisi Müzesi ve Gümüş Koleksiyonu ile saray yaşamının detaylarına tanıklık edebilirsiniz. Aynı kompleksin içinde yer alan İspanyol Binicilik Okulu'nda asil Lipizzan atlarının zarif gösterisini izlemek ise unutulmaz bir deneyimdir.
Viyana Charles Heykeli
SARAYLAR BÜYÜLÜYOR
Viyana saraylar şehridir ve şehrin biraz dışında kalan iki mücevher daha vardır. İmparatoriçe Maria Theresia'nın yazlık sarayı olan Schönbrunn Sarayı, barok mimarinin en göz alıcı örneklerinden biridir. 1441 odalı bu devasa yapının şatafatlı salonlarını gezdikten sonra kendinizi Versailles'ı andıran muhteşem bahçelerine bırakmalısınız. Sanatseverler için ise Belvedere Sarayı mutlak bir duraktır. Yukarı ve Aşağı Belvedere olmak üzere iki yapıdan oluşan bu kompleks, Prens Eugene'nin yazlık sarayı olarak inşa edilmiştir.
Viyana'yı tam anlamıyla yaşamak, onun ruhuna dokunmaktan geçer. Bu ruhun en önemli parçası ise UNESCO tarafından somut olmayan kültürel miras olarak kabul edilen Viyana kahve kültürüdür. Mermer masaları, kırmızı kadife koltukları ve kristal avizeleriyle Café Central, Café Sacher veya Demel gibi tarihi kahvehanelerden birine oturun. Akşam olduğunda ise Viyana Müzik Şehri kimliğine bürünür. Devlet Operası'nda bir temsil izlemek veya Musikverein'ın Altın Salonu'nda Viyana Filarmoni Orkestrası'nı dinlemek, klasik müziğin doğduğu topraklarda ruhani bir yolculuğa çıkmaktır.
Strauss Heykeli
KENTİN ÇEVRESİNDEKİ ÇOK GÜZEL ROTALAR
Viyana'nın büyüsünden bir günlüğüne uzaklaşmak isterseniz, çevresi harika seçenekler sunar.
Wachau Vadisi: Tuna Nehri boyunca uzanan bu romantik vadi, üzüm bağları, kayısı bahçeleri, ortaçağ kaleleri ve şirin kasabalarıyla ünlüdür.
Wienerwald (Viyana Ormanları): Şehrin hemen yanı başında uzanan bu yeşil akciğerler, Viyanalıların kaçış noktasıdır.
Bratislava: Trenle sadece bir saat uzaklıkta, başka bir ülkenin başkentine, Slovakya'nın başkenti Bratislava'ya geçebilirsiniz.
Wachau Vadisi