Eylülün en güzel deniz rotaları

Eylül ayı, Türkiye'nin muhteşem kıyılarında denize girmek için belki de yılın en güzel zamanıdır. İşte bu “pastırma yazı”nın tadını çıkarabileceğiniz, kendinizi Akdeniz ve Ege'nin ılık sularına bırakabileceğiniz harika rotalar…

AKŞAM GAZETESİ

Eylül ayında Kaş, adeta en güzel elbisesini giyer. Yazın bunaltıcı sıcakları geride kalmış, yerini ılık bir esintiye bırakmıştır. Deniz suyu sıcaklığı ise hâlâ 25-27 derece civarında seyreder. Bu mevsimde Kaş'a gitmek, hem bedeni hem de ruhu besleyen bir deneyimdir. Sabahın erken saatlerinde Meis Adası'na karşı yüzmek, ardından Uzun Çarşı'nın begonvillerle süslü taş sokaklarında kaybolmak... Gününüzü dünyaca ünlü Kaputaş Plajı'nın turkuaz sularında geçirebilir, dalış tutkunuysanız Kaş'ın zengin su altı dünyasını keşfe çıkabilirsiniz.

HUZURUN BAŞKENTİ DATÇA

"Tanrı, yarattığı kulunun uzun ömürlü olmasını isterse, onu Datça Yarımadası'na bırakır" demiş Strabon. Bu sözün ne kadar doğru olduğunu Datça'nın havasını soluduğunuzda anlarsınız. Eylül, Datça'nın en güzel zamanıdır. Badem ağaçlarının yorgun dalları dinlenmeye çekilirken, deniz en berrak ve en davetkar halini alır. Yarımadanın bir yanı Ege'ye, bir yanı Akdeniz'e bakar ve bu sayede sayısız koya ev sahipliği yapar. Palamutbükü'nün uzun sahilinde yürüyüş yapabilir, Hayıtbükü'nün sakinliğinde kitabınıza gömülebilir veya Ovabükü'nün salaş ama lezzetli mekanlarında Ege mutfağının tadını çıkarabilirsiniz. Knidos Antik Kenti'ne yapacağınız bir geziyle, tarihin ve doğanın nasıl iç içe geçtiğine tanıklık edebilir, gün batımını antik tiyatrodan izleyebilirsiniz.

EGE'DE ŞAİRANE BİR NOKTA

Bozcaada, yaz aylarında oldukça popüler olsa da asıl karakterini eylülde bulur. Bağbozumu festivalinin coşkusu adaya yayılırken, ada sokakları daha sakin, deniz ise daha sıcaktır. Genellikle soğuk suyuyla bilinen Bozcaada, eylül ayında sıcak su akıntılarının etkisiyle şaşırtıcı derecede keyifli bir yüzme deneyimi sunar. Ayazma Plajı'nın altın sarısı kumlarına kendinizi bırakabilir, Akvaryum Koyu'nun adeta bir akvaryumu andıran sularında balıklarla birlikte yüzebilirsiniz. Akşamları ise kale manzaralı mekanlarda, adanın kendine özgü lezzetlerini deneyerek günün yorgunluğunu atabilirsiniz.

ÇIRALI: TARİHİN VE DOĞANIN KUTSAL ATEŞİ

Olimpos'un tarihi kalıntıları ve Yanartaş'ın sönmeyen ateşi arasında kalan Çıralı, sakinliği ve doğal güzellikleriyle öne çıkar. Eylül ayında deniz hâlâ sıcacıkken, portakal ve limon bahçelerinden yayılan ferahlatıcı koku size eşlik eder. 3 kilometreyi aşan geniş sahili, nesli tükenmekte olan caretta caretta'ların da yuvasıdır ve bu nedenle özenle korunur. Gündüzleri denizin ve güneşin tadını çıkarabilir, akşamları ise bisikletle köyü turlayabilirsiniz.

SÜKÛNETİN TURKUAZLA BULUŞTUĞU LİMAN

Marmaris'in kalabalığından uzakta, adeta bir sır gibi saklanan Selimiye, eylül ayında tam bir huzur vahasına dönüşür. Körfezin dingin suları bir gölü andırır ve bu sakinlik ruhunuza işler. Deniz, tüm yaz boyunca ısındığı için sıcaklığı ideal seviyededir. Köyün içindeki küçük plajlardan veya konakladığınız otelin iskelesinden kendinizi bu berrak sulara bırakabilirsiniz. Selimiye'de hayat yavaş akar. Gün boyu yüzebilir, sahildeki kafelerde mis kokulu bir kahve içebilir veya yakındaki Söğüt ve Bozburun gibi diğer bakir köyleri keşfedebilirsiniz.

KELEBEKLER VADİSİ VE KABAK KOYU

Ölüdeniz'in hemen yanı başında, medeniyetten izole bir dünya arayanlar için Kelebekler Vadisi ve Kabak Koyu, eylül ayında eşsiz bir deneyim vaat eder. Bu dönemde hem hava sıcaklığı bunaltıcı değildir hem de yaz kalabalığı azalmıştır. Kelebekler Vadisi'ne Ölüdeniz'den kalkan teknelerle ulaşabilir ve şelalenin serin sularına tanıklık edebilirsiniz. Kabak Koyu ise biraz daha bohem ve özgür ruhlu bir atmosfere sahiptir. Zorlu bir patikadan inerek ulaştığınız bu koyda, çam ağaçlarının gölgesinde, turkuaz denizin tadını çıkarabilirsiniz.