Doğal güzellikler ve su sporları merkezi... Hint Okyanusu'ndaki cennet Mauritius

Hint Okyanusu'nda Madagaskar'ın doğusunda yer alan volkanik ada Mauritius, eşsiz güzellikleriyle ziyaretçi akınına uğruyor. Adanın doğal güzellikleri kadar yerel pazarları ve su sporları merkezi de ilgi çekiyor.

AKŞAM GAZETESİ

Hint Okyanusu'nun güneybatısında, Madagaskar'ın doğusunda yer alan volkanik ada Mauritius, sadece turkuaz lagünleri ve pudra beyazı kumsallarıyla değil, aynı zamanda yemyeşil dağları, gürleyen şelaleleri ve zengin kültürel dokusuyla da baş döndürücü bir deneyim sunuyor. Bu tropik cenneti keşfetmek için bir yol haritası çizmek gerekirse, adanın her köşesinin farklı bir macera vaat ettiğini bilmelisiniz. İlk rotamız, adanın en hareketli ve popüler bölgesi olan Kuzey Sahilleri. Buranın kalbi şüphesiz Grand Baie. Gündüzleri şık butikleri, yerel pazarları ve su sporları merkezleriyle cıvıl cıvıl olan bu koy, akşamları gurme restoranları ve canlı mekanlarıyla adanın eğlence merkezi haline geliyor. Grand Baie'nin hemen yanı başındaki Trou aux Biches ve Mont Choisy plajları ise, sakin suları ve mükemmel şnorkel noktalarıyla aileler ve huzur arayanlar için ideal. Kuzeydeyken, adanın tarihine bir pencere açan Pamplemousses Botanik Bahçesi'ni (Sir Seewoosagur Ramgoolam Botanik Bahçesi) es geçmek olmaz. Burada devasa Victoria Amazonica nilüferlerinin göletleri kapladığı manzarayı görmek, adeta bir masal diyarına adım atmak gibi.

DOĞAL VE GÖRKEMLİ BİR ANIT

İkinci durağımız, adanın belki de en ikonik ve dramatik manzaralarına ev sahipliği yapan Güneybatı köşesi. Burada, görkemiyle sizi karşılayan Le Morne Brabant Dağı yükseliyor. UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan bu bazaltik dağ, sadece jeolojik bir harika değil, aynı zamanda adanın acı dolu tarihine, kaçan kölelerin sığınağı olmasına tanıklık etmiş hüzünlü bir anıt. Cesaretinizi toplayıp bu dağa tırmanabilir veya helikopter turuyla, dağın hemen açıklarındaki ünlü "sualtı şelalesi" illüzyonuna tanıklık edebilirsiniz. Bu bölgedeki keşif, Le Morne ile sınırlı değil. Biraz daha iç kesimlere yöneldiğinizde, doğanın bir başka mucizesi olan Chamarel bölgesi sizi bekliyor. Önce gürül gürül akan Chamarel Şelalesi'ni, ardından da volkanik küllerin zamanla oksitlenmesiyle oluşan Yedi Renkli Topraklar'ın (Terres des Sept Couleurs) sürreal paletini görmek, Mauritius'un ne kadar çeşitli olduğunu kanıtlıyor.

NEFES KESİCİ MANZARALAR

Üçüncü rotamız, adanın vahşi ve el değmemiş kalbi olan Güney ve İç Kesimler. Koruma altındaki Black River Gorges Ulusal Parkı, adanın akciğerleri niteliğinde. Burası, endemik bitki türleri, nadir kuşlar (Mauritius Pembe Güvercini gibi) ve kilometrelerce uzanan yürüyüş parkurlarıyla doğa severler için bir sığınak. Park içindeki Gorges ve Alexandra Şelalesi manzara noktalarından vadinin derinliklerine bakmak nefes kesici. Güney kıyılarına indiğinizde ise, adanın diğer bölgelerinden tamamen farklı bir coğrafya ile karşılaşıyorsunuz. Koruyucu mercan resiflerinin bulunmadığı Gris Gris'te, okyanusun tüm gücünü hissetmek mümkün. Dalgaların öfkeyle dövdüğü volkanik kayalıklar ve "Ağlayan Kaya" (La Roche Qui Pleure), size okyanusun ne kadar güçlü olduğunu hatırlatıyor.

BEYAZ KUMLARIYLA KARTPOSTAL GİBİ

Kartpostal mükemmelliği arayanlar için Doğu Sahilleri rotasını çizmeliyiz. Rüzgarın daha belirgin olduğu bu kıyılar, lüks tatil köylerinin yanı sıra adanın en güzel plajlarından bazılarına ev sahipliği yapar. Belle Mare Plage, kilometrelerce uzanan beyaz kumu ve sakin lagünüyle tam bir rüya. Ancak doğu kıyılarının asıl yıldızı, şüphesiz Île aux Cerfs (Geyik Adası). Buraya yapılan katamaran turları, Mauritius tatilinin olmazsa olmazıdır. Adacığa vardığınızda sizi berrak sular, su sporları aktiviteleri (parasailing, su kayağı) ve kumsalda sunulan lezzetli barbeküler bekliyor. Gün boyunca denizin, güneşin ve eğlencenin tadını çıkarmak için burası mükemmel bir kaçış noktası.

KALİTELİ ÇAYLARIN TADINA VARACAKSINIZ

Son rotamız bizi adanın ruhani ve yeşil iç kesimlerine, "Çay Yolu"na (Route du Thé) götürüyor. Mauritius sadece şeker kamışıyla değil, aynı zamanda kaliteli çaylarıyla da ünlüdür. Bois Chéri gibi tarihi çay plantasyonlarını ziyaret ederek, çayın toplanmasından işlenmesine kadar tüm süreci görebilir, fabrikayı gezebilir ve göl manzaralı restoranda farklı çayları tadabilirsiniz.

KAOTİK, GÜRÜLTÜLÜ AMA OTANTİK

Diğer bir rotamız, adanın kültürel ve ticari merkezi olan başkent Port Louis. Burası, adanın geri kalanındaki sakinliğin aksine, kaotik, gürültülü ama bir o kadar da otantik bir deneyim sunar. Gününüze tarihi Central Market'te (Merkez Pazar) başlayın; egzotik meyvelerin, baharatların ve el sanatlarının sergilendiği tezgâhlar arasında dolaşırken, yerel halkın enerjisine kapılacaksınız. Burada mutlaka "Dholl Puri" gibi yerel sokak lezzetlerini tatmalısınız. Pazarın karmaşasından sonra, modern Caudan Waterfront'a geçerek liman kenarındaki şık mağazalara göz atabilir, Mavi Kuruş Müzesi'nde (Blue Penny Museum) adanın filateli tarihine (ve ünlü pullarına) tanıklık edebilirsiniz.