Avrupa'nın güzelliği her zaman aşka ilham vermiştir. İster balayı çiftlerinin kalplerinde, ister ünlü sanat eserlerinde yer alıyor olsun, kıtada pitoresk kasabalardan büyüleyici kilise ve antik tapınaklara kadar pek çok yerde romantizm unsuruna rastlayabilirsiniz. Görmek isteyebileceğiniz harika yerlerden bazılarını derledik.
TARİHİ SAN GIMIGNANO
İtalya'nın en eski yerleşimlerinden biri olan San Gimignano, 11 ve 13. yüzyıllardan kalma asma sıraları, pişmiş toprak çatılar ve müstahkem kulelerle kaplı inişli çıkışlı tepeleriyle göz kamaştırıyor. Orta Çağ'da hacılar için önemli bir dinlenme noktası olan San Gimignano, çevresindeki yeşil Toskana tarım arazisinden yükselen Orta Çağ surları ile misafirlerine rüya gibi bir tatil vat ediyor. Kasabada dolaşıp, kule merdivenlerini çıktıktan sonra şehrin tarihi hakkında bilgi edinebilir, bölgenin ünlü beyaz şarabı Vernaccia di San Gimignano'nun tadına bakabilirsiniz
BRUGES'DE YÜRÜYÜN
Yürüyerek keşfetmek için oldukça ideal bir konuma sahip olan Bruges, iyi korunmuş romantik Orta Çağ şehirlerinden bir tanesi. Aşıksanız ya da havada bir aşk kokusu varsa Minnewaterpark'taki Aşk Gölü kesinlikle olmanız gereken yerlerden. Bruges'in altın çağı her ne kadar yoğun bir ticaret limanı olduğu 12 ile 15. yüzyıllar arasında geçse de, dünyanın en güzel kültür merkezlerinden biri olmaya devam ediyor. Gotik mimariye sahip ve erken dönem Flaman ressamlarına ev sahipliği yapan bu şehir, kesinlikle keşfedilmesi gereken yerlerden.
DOĞUNUN GÜZELLİĞİ
13. yüzyıldan 18. yüzyılın sonuna kadar Litvanya Büyük Dükalığı'nın siyasi merkezi olan Vilnius, Doğu Avrupa'nın kültürel ve mimari gelişimi üzerinde derin bir etkiye sahip. Tarihi merkez, zaman içinde iyi korunmuş olan Gotik, Rönesans, Barok ve Klasik tarzdaki binalarıyla da göz kamaştırır. Aynı zamanda Baltık tarihinin en büyük aşk hikayelerinden birine ev sahipliği yapan bu romantik Avrupa şehri, keşif dolu büyüleyici bir seyahat için sizleri bekliyor. Vilnius'un bu eski kenti; Gotik, Rönesans, Barok ve klasik binaların çarpıcı koleksiyonunu görmek açısından da oldukça ideal.
MONT-SAINT-MICHEL
Mont-Saint-MIchel ve Körfezi, dudak uçuklatan doğal ortamı ve olağanüstü mimari mirasıyla, Fransa'nın Dünya Mirası Listesi'ne girmeyi başarmış yerlerinden. Bu kompleks, UNESCO tarafından desteklenen olağanüstü evrensel değerlerin de adeta bir örneği niteliğinde. Tepesinde yer çekimine meydan okuyan bir Orta Çağ manastırının bulunduğu ve doğal güzelliklerle dolu bir körfez manzarasını misafirleri ile paylaşan bu büyülü ada kesinlikle görülmeye değer. Adayı çevreleyen koyda binlerce kuş ve bitki türüne ev sahipliği yapan doğal bir koruma alanı bulunduğunu da ayrıca hatırlatalım.
İSTER SU ÜZERİNDE İSTER KARADA GEZİN
Orta Çağ Kutsal Roma İmparatorluğu'nun kalbi konumunda olan Almanya'daki Yukarı Orta Ren Vadisi, Avrupa'nın en önemli ticaret merkezlerinden bir tanesi. Nehrin hafif kıvrımlı bir bölümünde 67 kilometre boyunca uzanan bölgeyi, Bingen'den başlayarak tüm rota boyunca uzanan panoramik manzaralar eşliğinde tekne, araba, bisiklet veya yaya olarak dolaşabilirsiniz. Romantik Ren Vadisi'nde keyifli bir yolculuk yaparak; kültür, gastronomi ve eşsiz şarapları ile hem göze hem de damaklara hitap eden nefes kesen doğayı, etkileyici kaleleri ve bir dizi büyüleyici nehir kıyısı kasabasını keşfedin.
LEDNİCE BİSİKLETÇİLER ARASINDA ÇOK POPÜLER
12. yüzyıldan kalma güçlü bir sınır kalesinin arazisine yayılan Lednice, aynı zamanda romantik bir kalenin, pitoresk bir köyün ve geniş bahçelerin de evi konumunda. Bölge, bisikletçiler arasında oldukça popüler olup, gölleri ve bakımlı çimlerinin yanından geçen romantik bahçeleri ile de göz kamaştırıcı. Slovakya ve Avusturya sınırlarına yakın Çek kırsalında saraylar arasında uzanan bu büyülü bahçelerde kendinizi kaybetmeye hazır mısınız?