110 yıllık tarihi batık SS Milo

Çanakkale artık yalnızca şehitlikleriyle değil, suyun altındaki batıklarıyla da geçmişi bugüne taşıyor. 2021'de dalış turizmine açılan Gelibolu Tarihi Sualtı Parkı'nın en dikkat çekici noktalarından biri ise, 1915'te Anzak Koyu'nda batırılan İngiliz gemisi SS Milo.

AYŞENUR DÜLGER

Kültür ve Turizm Bakanlığı'na bağlı Çanakkale Savaşları ve Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı tarafından Seddülbahir açıklarında oluşturulan Gelibolu Tarihi Sualtı Parkı 2021 yılında ziyaretçilerine açıldı. Bölge, dünyanın en iyi korunmuş savaş alanlarından birinde suyun altında tarihle buluşma imkânı sağlıyor. 2017'de başlayan hazırlık çalışmalarıyla tespit edilen 23 batık ve 14 dalış noktası, "Tarihin Derinliklerini Keşfet" sloganıyla 150 kilometrekarelik bir alanda dalgıçların ziyaretine sunuldu. Çanakkale'nin berrak sularına daldığınızda Anzak Koyu'nda ise sizi bir zamanların görkemli yolcu gemisi SS Milo karşılıyor. 1865'te inşa edilen ve Birinci Dünya Savaşı sırasında İngiliz Donanması'nın hizmetine giren 74 metrelik buharlı gemi, sahili aydınlatma görevi üstlenmiş, çekilme sırasında ise kasıtlı olarak batırılmış. 110 yıldır denizin dibinde sessizce yatıyor.

TARİHLE DOĞANIN BULUŞMASI

AKŞAM ekibi, Gelibolu Tarihi Sualtı Parkı'nda dalış yaparak SS Milo batığında tarihe yerinde tanıklık etti. Amatör dalgıçlar için bile yaklaşık 7 metre derinliğiyle kolay ulaşılabilir olması Milo'yu parkın en gözde noktalarından biri yapıyor. Kabatepe Limanı'ndan yalnızca yirmi dakikalık bir tekne yolculuğu ile bu tarihi gemiye ulaşmak mümkün. Yosunlarla kaplı gövdesi ve paslı demirleri arasında dolaşan balıklar ile Milo, ziyaretçilerine adeta bir zaman tüneli hissi yaşatıyor. Bir yanda savaşın izleri, diğer yanda canlı bir biyoçeşitlilik; tarihle doğanın eşsiz buluşması tam da burada gerçekleşiyor.

TURİZMİN HAZİNESİ

Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir, sualtı parkının bölgeye kattığı değeri "Gelibolu sadece karada değil, denizin altında da büyük bir tarih barındırıyor. Bu park sayesinde hem Çanakkale'nin destansı mücadelesi dünyaya daha iyi tanıtılıyor hem de bölge dalış turizmi açısından cazibe merkezi haline geliyor. Dalış turizmi ekonomik seviyesi yüksek insanların ilgisini çekiyor. Biz de bu ilgiye karşılık vererek bu hazineyi, dünya çapında bir merkez haline getirmek istiyoruz. Bu sayede Türkiye'nin turizm ekonomisine katkıda bulunmayı hedefliyoruz" sözleriyle anlattı.

AÇIK HAVA MÜZESİ GELİBOLU YARIMADASI

Suyun altındaki bu sessiz tanıklardan yüzeye çıktığınızda ise Çanakkale'nin kahramanlık destanı karada devam eder. Gelibolu Yarımadası'nın kendisi, adeta bir açık hava müzesidir. Kilitbahir Kalesi'nin heybetli duvarlarından başlayıp, Seyit Onbaşı Anıtı'nda o anın ağırlığını hissettiğiniz, 57. Alay Şehitliği'nin siperlerinde gezinirken rüzgârın fısıltılarını dinlediğiniz bir yolculuk başlar. Conkbayırı'ndan aşağıya, o masmavi sulara baktığınızda, az önce içinden geçtiğiniz batıkların neden orada yattığını çok daha derin bir anlamla kavrarsınız. Toprağın her karışına sinmiş bu adanmışlık ruhu, suyun altındaki hüzünlü güzelliği tamamlayan bir yapbozun en önemli parçasıdır.

TARİHİN DERİNLİKLERİNE İNECEĞİNİZ YER TROYA

Çanakkale'nin sunduğu tarih katmanları, sizi sadece bir asır öncesine değil, binlerce yıl geriye, efsanelerin kalbine de götürür. UNESCO Dünya Mirası Listesi'ndeki Troya Antik Kenti, Homeros'un İlyada'sında anlattığı o meşhur savaşın geçtiği topraklardır. Dokuz farklı yerleşim katmanını bir arada görebileceğiniz bu büyülü kentte gezerken, Akhilleus'un cesaretini, Hektor'un fedakârlığını ve o meşhur tahta atın ardındaki zekâyı hayal edersiniz. Yakın zamanda açılan Troya Müzesi ise, bu topraklardan çıkan paha biçilmez eserlerle efsaneleri somut birer kanıta dönüştürür. Böylece Çanakkale, bir yanda yakın tarihin en dokunaklı anılarına, diğer yanda ise insanlık tarihinin en köklü efsanelerinden birine ev sahipliği yaparak ziyaretçilerine eşsiz bir zaman yolculuğu sunar.