YGS sınavı öncesi, anne ve babalara uyarı

Psikiyatrist/Psikoterapist Yrd.Doç.Dr. Rıdvan Üney, Yükseköğretime Geçiş Sınavı (YGS) öncesi ailelere uyarılarda bulundu. Üney, ''Aileler bu dönemin hassasiyetini göz önünde bulundurarak, biraz daha dikkatli davranmalıdırlar'' dedi.

Öncelikle ailelerin çocuklarının durumunu iyi gözlemlemeleri gerektiğini belirten Yrd.Doç.Dr. Rıdvan Üney, “Çünkü sınavla ilgili birçok yerde yazılan veya medyada konuşulan öneriler genel önerilerdir. Ancak her insandan dünyada bir tane mevcuttur. Mutlaka sınava giren gençlerin ortak bir davranış biçimi olabilir. Bununla birlikte kardeşlerin, hatta ikiz kardeşlerin bile gelecekteki mesleğini belirleyecek bir sınava yaklaşımları, onlarda yarattığı stres farklı olacaktır. Bu durumun ailelerce iyi anlaşılması gerekir. Bu durumda çocuklarının olumlu ve olumsuz yanlarını daha iyi değerlendirip, onun ihtiyaçlarına daha gerçekçi yardımda bulunabilirler. Ayrıca biraz önce değindiğim gibi her insandan dünyada bir tane vardır; kardeşleriyle, sınıf arkadaşlarıyla, yakınlarıyla, komşu çocukları ile karşılaştırmak hiçbir fayda sağlamayacağı gibi zarar verir” diye konuştu. 

Yrd.Doç.Dr. Rıdvan Üney, ailelerin çocuklarının sınav stresinin boyutunu nasıl fark edecekleri konusunda şöyle konuştu: 

“Stres esasen gerektiği kadarsa sorun olmaz. Belli miktarda stres kişide uyanıklık, uyarılmışlık yaratır. Bu da kişinin bu konuyla ilgili dikkatini artırır. Performansını olumlu yönde etkiler. Sınava çalışma isteğini, başarı arzusunu artırır. Hiç kaygının olmayışı sınava hazırlanan kişinin bazen motive olmasını engeller. Stresin iç ve dış nedenleri vardır. Belirtiler aynı bile olsa iç nedenler gencin kişilik özelliklerinden kaynaklanırken, daha kontrol edilebilir dış nedenler aile ve çevre tutumundan kaynaklanır. Ancak belirtileri birbirine benzer. Ancak stres artık kontrol edilemez, baş edilemez duruma gelmişse tehlikelidir. Sınava gireceklerde olumsuz, yani gereğinden fazla stres olursa; az uyuma, çok uyuma, gece sık uyanma, uykuya dalmada zorluk gibi uyku sorunları, iştahta artma ya da azalma, sinirlilik, ani öfkelenme, ağlama nöbetleri, alınganlık, arkadaşlarıyla sorunlar, dikkat sorunları, performansta düşme, ders çalışmadan kaçınma, deneme sınavından kaçınma, moralsizlik, aşırı endişe, isteksizlik, aşırı heyecan, umutsuzluk gibi birçok belirtiyle kendini gösterir. Bu durumlar aile için dikkatli olması, yardımcı olamadığı anlarda, rehberlik, psikolog ya da psikiyatristten yardım alması gereken durumlardır. 
SINAV YAKLAŞIRKEN OLUMLU AİLE TUTUMU NASIL OMALIDIR? 
Aileler bu dönemin hassasiyetini göz önünde bulundurarak, biraz daha dikkatli davranmalıdırlar. Belki o dönemde çocuklarına biraz daha fazla zaman ayırmaları önemlidir. Ayrılan zamanlarda sınava girecek gencin konuşmaları dinlenmeli, sözü kesilmemeli, her soruna mutlaka bir çözüm bulunmaya kalkılmamalıdır. Belki yardımcı olabilecekleri bir durumun olup olmadığı sorabilirler. Belki onlarla zaman zaman yürüyüş yapmak iyi olabilir. Ancak en önemlisi sınava girecek genç istemeden, zorla onun için bir şey yapılmaya kalkılmamalıdır. Çünkü bazen onlar sadece dertleşmek isterler. Bunu anlamak gerekir. Sınav sonunda verilmesi düşünülen mükâfat asla abartılı olmamalıdır. Hoşgörü bu dönemde oldukça önemlidir. Yemek düzenine, dinlenmesine özen göstermek iyi olabilir. Bunların önemlidir ancak güven ve sevgi belki en büyük gereksinimdirler. Eğer aile çocuklarına güvenirse onunda kendine güveni artacaktır. Bir de aile, çocuklarını başarılı olsa da olmasa da seveceğini göstermelidir. Aşırı korumacı yaklaşım sınava girecek kişinin kendisine güvenini azaltır. Aşırılaşmış hiçbir davranış samimi değildir. Sınava girecek kişinin tüm sınavlarını aşırı kontrol etmek, çalıştığı saati, çözdüğü soru miktarını denetlemek sınava girecek kişide sürekli kameralarca izlendiği izlenimini oluşturur. Bu onun performansını olumsuz etkiler. Bir diğer aile yaklaşımı aşırı yarışmacı ailelerin sonuç odaklı zorlayıcılığıdır. Bu aileler hiç başarıyı yeterli görmez ve sürekli hedef yükseltir. Sınava girecek gençte bu başlı başına stres unsurudur. Sınavların zorluğu, ya da sınavlarda oluşan olumsuzluklardan bahsetmek uygun değildir.” 
Yrd.Doç.Dr. Rıdvan Üney, konuşmasını şöyle sürdürdü: 
“Şu konuşmaların hiçbir faydası olmayan hatta zararı dokunacak, stresi artıracaktır: Bunu mutlaka başarmalısın, bunu biliyoruz, bizi mahcup etme. Senin için her şeyi yaptık, bir sürü masraf ettik, saçımızı süpürge ettik, bizi utandırma. Senin sınavın için bir yıldır misafir kabul etmiyoruz, tatile bile gitmedik, artık başarmalısın. Biz ne zor şartlarda bu sınavı kazandık, senin her imkanın var, tabi ki yapacaksın. Ailede herkes iyi bir üniversite okudu, sende iyi bir okul kazanmalısın. Ailelerin olumsuz tutumları nelere neden olabilir? Olumsuz tutumlar, sınava girecek kişide kendine olan güvende azalma, aşırı endişe, gerginlik, istek yitimi, huzursuzluk ve bunların sonucu performansta düşme ve başarısızlığa neden olabilir. Unutmayalım ki olumsuz konuşarak hiç kimsenin motivasyonunu, isteğini, iyi hissetmesini artıramayız. Gençlerin hayatında bu denli önem verdikleri sınav için temel gereklilik güven ve yanında durmaktır.”