Yeşillikler Alzheimer'ın en büyük düşmanı

Bol miktarda yeşil sebze ve meyve, balık ve zeytinyağının tercih edildiği kompleks karbonhidratlar ve kuru baklagiller ağırlıklı beslenince Alzheimer riski azalıyor.


Ülkemizde tahmini 600.000 Alzheimer hastası yaşıyor. Bunun tüm ülkeye oranı yaklaşık yüzde 0,8. Çevremizde her üç kişiden birisinin unutkanlık şikayetinden muzdarip olduğu düşünüldüğünde, Alzheimer hastalığı dışındaki unutkanlık sebeplerinin çok daha yaygın olduğu anlaşılıyor.

Düzen:

Çok hızlı yaşayıp, hızlı tükettiğimiz bir dünya düzeni içerisindeyiz ve aynı anda birçok işi birden yapmaya çalışıyoruz, diyen uzmanlar, bunları belli bir düzen dahilinde yapmadığımızı, zihnimizi düzene alıştırmazsak ve belli bir rutin oluşturmazsak unutkanlığın kaçınılmaz olduğunu vurguluyor.

Öyle ki kaygı belleği en çok etkileyen faktörlerden birisidir. Bir işi endişe ile tamamlamaya çalıştığınızda mutlaka bir şeyler eksik kalır.

Akdeniz tipi beslenme:

Zaman çok kıymetli olduğundan ilk feragat edeceğimiz maalesef ki yemek düzeni oluyor. Hazır yemeklere yöneliyoruz ve her gıdadan yeterli miktarda almıyoruz. Hazır yemek sektörü de maliyetin düşük olması için karbonhidrat üzerine yoğunlaştığından dolayı, metabolizmamız bir süre sonra bozuluyor. Akdeniz tipi beslenme dediğimiz bol miktarda yeşil sebze ve meyvenin olduğu, et olarak balığın, yağ olarak zeytinyağının tercih edildiği, kompleks karbonhidratlar ve kuru baklagillerin de yer aldığı beslenme biçimi günlük hayattaki unutkanlığa ve ilerleyen dönemde de Alzheimer hastalığına karşı en koruyucu beslenme biçimidir.

Haftada 2-3 defa yapılan düzenli egzersizin olası etkilerini maddelersek;

 Sağlıklı bireylerde düşünme ve öğrenme becerilerini geliştirme,

 Alzheimer ve ılımlı kognitif yıkım hastalarında hafıza, düşünme, karar verme, becerilerini olumlu ynde etkileme,
Alzheimer hastalığı riski taşıyanlarda başlama zamanını geciktirme,
Alzheimer hastalığının ilerlemesini yavaşlatma.

Merağınızı köreltmeyin

Zihni sürekli aktif tutmak, beyin hücreleri arasındaki bağlantı sayısını çoğaltıp, beyin rezervini artırmakta, böylece Alzheimer hastalığına yakalanma riskini düşürür.Merak ise bizi öğrenmeye sevk eden en kuvvetli histir. Merak edersek öğrenmek bir tutku haline gelir. Tutku ile yapılan her iş amacına çok daha fazla yaklaşır. O nedenle ben size 'bulmaca çözün, gazete okuyun' gibi klişe bilgiler yerine 'merak duygunuzu her an taze tutun, öğrenme aşkınız hiç bitmesin' demeyi tercih ediyorum.

Sürekli unuttuğu söylenen bir hasta yaşam motivasyonunu kaybeder ve kendisini işe yaramaz hisseder. O nedenle cümleleriniz yıkıcı değil yapıcı olsun.

Alzheimer hastaları ile iletişimde uygulanması gereken 10 kural

 Asla tartışma, onun yerine kabul et.

 Asla sorgulama, onun yerine konuyu değiştir.

Asla utandırma, onun yerine dikkatini dağıt.

Asla öğüt verme, onun yerine onore et.

Asla unutuyorsun deme, onun yerine anılarını tazele.

Asla “sana söylemiştim” deme, onun yerine tekrar et.

Asla yapamazsın deme, onun yerine teşvik et.

Asla emir verme, onun yerine rica et.

Asla zorlama onun yerine takviye et.

Asla dalga geçme, onun yerine takdir et.