Uzmanlar uyardı; Gece yarısından sonra insan zihni tehlikeli kararlar almaya daha yatkın

Bilim insanları, insan beyninin gece yarısından sonra uyanık olduğunda olumlu düşüncelerden ziyade olumsuz uyaranlara odaklandığını ve riskli davranışlara daha eğilimli hale geldiğini ortaya koydular. Harvard Üniversitesi'nden araştırmacılar, bu dönemde zihinsel işlevlerin önemli ölçüde değiştiğini belirterek, gece uyanıklığının sağlık ve güvenlik açısından ciddi sonuçlar doğurabileceğini vurguladı.

HABER MERKEZİ

Gecenin ilerlemiş saatlerinde uyanık kalan milyonlarca insan, aslında beyninin en verimli olmadığı bir dönemde bilinç halinde olmaktadır. Karanlığın çöktüğü saatlerde, insan zihninin işleyişi gündüz saatlerine kıyasla belirgin şekilde farklılaşmakta, bu da bireyleri daha olumsuz düşüncelere ve riskli davranışlara itebilmektedir. Gecenin ortasında tavana bakarak yatarken, insanlar genellikle suçluluk duygusu hissettikleri zevklere özlem duymaya başlamakta, olumsuz düşünceler zihinlerini işgal etmektedir. Pek çok bilimsel araştırma, bu durumun tamamen tesadüfi olmadığını, aksine insan beyninin yapısından kaynaklandığını göstermektedir.

Sirkadiyen ritim ve gece yarısı zihninin bilimi

İnsan vücudu ve zihni, duygularımızı ve davranışlarımızı etkileyen doğal bir 24 saatlik aktivite döngüsü izlemektedir. Bu döngü, sirkadiyen ritim olarak bilinen bir sistemdir. Belirli saatlerde, insanlar belirli şekillerde hissetmeye ve hareket etmeye eğilimli hale gelmektedir. Gündüz vakti, beyin moleküler seviyelerde ve aktivite açısından uyanıklığa ayarlanmıştır; bu dönemde insan zihninin işlevleri en yüksek seviyededir. Ancak gece vakti geldiğinde, doğal olarak uyumaya hazırlanan vücudumuz, uyku için optimize edilmiş bir duruma geçmektedir. Bilimsel perspektiften bakıldığında, bu durum tamamen mantıklıdır çünkü insanlar gün ışığında avlanma ve toplayıcılık faaliyetlerinde çok daha etkilidir.

2022 yılında yayınlanan ve 'Gece Yarısından Sonra Zihin' hipotezi olarak bilinen bir araştırma, beyin sistemlerinin karanlıktan sonra nasıl farklı işlediğini detaylı şekilde incelemiştir. Araştırmacılar, gece yarısından sonra olumsuz duygular dikkatimizi olumlu olanlardan daha fazla çekmekte, tehlikeli fikirler çekici hale gelmekte ve kısıtlamalar ortadan kalkmakta olduğunu tespit etmiştir. Bu bulguların ardında yatan mekanizma, insanların bir zamanlar gece saatlerinde avlanan tehlikeli hayvanlardan korunması gereken dönemlerden kaynaklanmaktadır.

Gece uyanıklığı ve artan risk davranışları

Araştırmacılara göre, gece saatlerinde artan bu riskle başa çıkmak için, olumsuz uyaranlara dikkatimiz alışılmadık şekilde yükselmektedir. Bir zamanlar görünmez tehditlere karşı insanları sıçratmaya yardımcı olmuş olabilecek bu mekanizma, modern dönemde olumsuz düşüncelere aşırı odaklanmaya neden olmakta ve kişileri özellikle riskli davranışlara eğilimli hale getirmektedir. Gece yarısından sonra, beyin ödül ve motivasyon sisteminde değişiklikler meydana gelmekte, bu da bireyleri zararlı alışkanlıklara yöneltmektedir. Uyku kaybını bu denkleme eklediğinizde, bilinç durumu yalnızca daha sorunlu hale gelmektedir ve karar alma yeteneği ciddi şekilde zayıflamaktadır.

Harvard Üniversitesi'nden nörolog Elizabeth Klerman, 2022 yılında yayınlanan çalışma hakkında yaptığı açıklamada, gecenin ortasında uyanık olan milyonlarca insanın beyinlerinin gündüz olduğu kadar iyi çalışmadığına dair oldukça güçlü kanıtlar olduğunu belirtmiştir. Klerman, bu konuda daha fazla araştırma yapılması gerektiğini, çünkü gece uyanıklığının sadece bireylerin sağlığını ve güvenliğini değil, aynı zamanda çevrelerindeki diğer insanların güvenliğini de etkileyebileceğini vurgulamıştır. Hipotezin yazarları, noktalarını göstermek için iki somut örnek kullanmışlardır: gün içinde özlemlerini başarıyla yöneten ancak gece arzularına yenik düşen bir eroin kullanıcısı ve uykusuzlukla mücadele eden, uykusuz geceler biriktiğinde umutsuzluk, yalnızlık ve ümitsizlik hissi duymaya başlayan bir üniversite öğrencisi.

Gece yarısı ve intihar riski arasındaki bağlantı

Her iki senaryo da sonuçta ölümcül olabilmektedir ve bu durum sadece teorik bir endişe değildir. İntihar ve kendine zarar verme davranışları gece saatlerinde çok daha yaygın olarak görülmektedir. Bazı araştırmalar, gece yarısı ile sabah 6:00 arasında günün diğer herhangi bir zamanına kıyasla intihar riskinin üç kat daha yüksek olduğunu bildirmektedir. Bu istatistik, gece uyanıklığının sadece bir rahatsızlık değil, potansiyel olarak yaşamı tehdit eden bir durum olduğunu göstermektedir. 2020 yılında yapılan bir çalışma, gece uyanıklığının 'muhtemelen sirkadiyen ritimlerin yanlış hizalanması yoluyla' bir intihar risk faktörü olduğu sonucuna varmıştır.

'Gece Yarısından Sonra Zihin' hipotezinin yazarları, intiharın gece saatlerinde daha önce düşünülemez bir kaçış yolu olarak ortaya çıktığını açıklamaktadırlar. Olumsuz düşünceler ve yalnızlık hissi, acıdan bir kaçış olarak görülmekte, intiharın maliyetleri düşünülmeden önce bireyin hareket etmeye hazır hale geldiğini belirtmektedirler. Bu dönemde, kimsenin onları durdurmak için uyanık olmadığı bir zaman dilimi, riskli davranışları daha da tetiklemektedir. Yasadışı veya tehlikeli maddeler de insanlar tarafından gece daha fazla alınmaktadır; 2020 yılında Brezilya'daki denetimli bir uyuşturucu tüketim merkezinde yapılan araştırma, gece opioid aşırı dozunda 4,7 kat daha büyük risk ortaya koymuştur.

Gece uyanıklığının nörolojik temelleri ve gelecek araştırmalar

Bu riskli davranışlardan bazıları uyku borcu veya karanlığın sunduğu örtü ile açıklanabilse de, muhtemelen gece saatlerinde meydana gelen nörolojik değişiklikleri de devrededir. Beyin kimyasının gece vakti değişmesi, sadece psikolojik faktörlerle değil, aynı zamanda biyolojik mekanizmalarla da ilişkilidir. Klerman ve meslektaşları gibi araştırmacılar, gece uyanıklığından en çok risk altında olanları koruduğumuzdan emin olmak için bu faktörleri daha fazla araştırmamız gerektiğini düşünmektedir. Bugüne kadar, yazarlar uyku yoksunluğunun ve sirkadiyen zamanlamanın bir kişinin ödül işlemesini nasıl etkilediğini inceleyen kapsamlı bir çalışma olmadığını belirtmiştir.

Sonuç olarak, gece yarısından sonra uyanık olmak insan zihni için doğal bir durum değildir ve bu dönemde alınan kararlar, gündüz alınan kararlardan önemli ölçüde farklıdır. Bilim insanları tarafından ortaya konan bulgular, gece uyanıklığının sadece bir uyku sorunu olmadığını, aksine ciddi sağlık ve güvenlik sonuçları doğurabilen bir durum olduğunu göstermektedir. Gece saatlerinde artan olumsuz düşünceler, riskli davranışlar ve intihar riski, bu konunun ne kadar önemli olduğunu vurgular. Araştırmaların devam etmesi ve bu mekanizmaların daha iyi anlaşılması, gece uyanıklığından etkilenen bireyleri korumak ve onlara yardımcı olmak için kritik öneme sahiptir.