Suçiçeğinden sonra gelen tehlike; Zona nedir, nasıl ortaya çıkar?

Zona hastalığı hakkında yaygın olarak inanılan birçok yanlış bilgi bulunmaktadır. Pratisyen hekimler, hastalarının çoğunun zona virüsünün nasıl bulaştığı ve geliştiği konusunda yanlış anlamalar içinde olduğunu belirtmektedir.

HABER MERKEZİ

Zona hastalığı ile ilgili en yaygın yanlış anlamalardan biri, bunun başka birinden kapılabileceği düşüncesidir. Oysa zona, dışarıdan gelen bir enfeksiyon değil, vücudunuzun içinde zaten bulunan ve yıllarca uyku halinde bekleyen bir virüsün yeniden aktive olmasıdır. Pratisyen hekimler olarak, bu konuda hastalardan gelen sorular ve endişeler oldukça sık karşılaşılan bir durumdur. Bristol Üniversitesi'nde yapılan bir araştırma, çoğu insanın zona hakkında duymuş olmasına rağmen, gerçekte bunun ne olduğunu anlamadığını ortaya koymaktadır. Zona, suçiçeğine neden olan varicella-zoster virüsünün vücudunuzda yeniden uyanması sonucu ortaya çıkan bir durumdur.

Zona virüsü nasıl vücutta kalır ve yeniden aktive olur?

Suçiçeğinden iyileştikten sonra, virüs tamamen ortadan kalkmaz. Bunun yerine, cildinize duyum sağlayan sinir hücrelerinde gizlenerek yıllarca, bazen on yıllarca uykuda kalır. Bu virüs, belirli koşullar altında tekrar uyanabilir ve zona hastalığını tetikleyebilir. Zona virüsü yeniden aktive olduğunda, veziküller olarak bilinen küçük, sıvı dolu kabarcık kümeleri oluşturur. Döküntü ortaya çıkmadan önce, hastalar vücudun belirli bir bölgesinde karıncalanma, yanma veya ağrı hissedebilirler; bu semptomlar bazen döküntünün görünmesinden iki veya üç gün öncesinde başlayabilir. Cilt alışılmadık şekilde hassas hale gelebilir ve genel olarak yorgun, ateşli veya hasta hissetme durumu ortaya çıkabilir. Zona hastalığı oldukça yaygındır ve yaklaşık 25 kişiden birini etkiler. Karakteristik bir patern izleme eğilimindedir; döküntü genellikle vücudun bir tarafında bir şerit veya bant halinde görünür ve bu, bir dermatoma karşılık gelir, yani bir omurilik siniri tarafından beslenen bir cilt alanıdır. Zona virüsünün vücudun her iki tarafında görünmesi oldukça nadirdir.

Zona hakkında yaygın beş yanlış inanış

İlk yanlış inanış, zona olan birinden suçiçeği kapabileceğiniz düşüncesidir. Zona geliştirmek için, zaten suçiçeği geçirmiş olmanız gerekir. Ancak bazı hastalar için, suçiçeği hafif olabilir veya o kadar uzun zaman önce olmuş olabilir ki bunu hatırlamakta zorlanabilirler. Zona kabarcıkları patladığında, içlerindeki sıvı aynı, canlı varicella zoster virüsünü içerir. Hiç suçiçeği geçirmemiş veya buna karşı aşılanmamış biri o sıvıyla doğrudan temas ederse, enfekte olabilir ve suçiçeği geliştirebilir; ancak zona değil. Zona sadece, zaten suçiçeği geçirmiş birinin içindeki uykudaki virüs yeniden uyandığında ortaya çıkar. Bu nedenle, zona olan kişiler döküntülerini giysi veya yapışmayan bir pansuman ile tüm kabarcıklar kabuk bağlayıp iyileşene kadar kapalı tutmalıdır.

İkinci yanlış inanış, zona hastalığının sadece yaşlı insanları etkilediği düşüncesidir. Zona yaşlandıkça daha olası hale gelse de, suçiçeği geçirdikten sonra herhangi bir zamanda ortaya çıkabilir; hatta genç yetişkinlerde veya çocuklarda bile görülebilir. Bağışıklık sistemi zayıfladığında daha yaygındır ve bu durum yaşla birlikte olabilir. Kemoterapi veya diğer bağışıklık baskılayıcı tedaviler alan kişilerde de zona hastalığı daha sık ortaya çıkabilir.

Üçüncü yanlış inanış, zona hastalığının sadece gövdeyi etkilediği düşüncesidir. Çoğu vaka göğüs veya sırtta görünür, ancak zona virüsü vücudun herhangi bir yerinde ortaya çıkabilir; yüz, uzuvlar ve hatta genital bölge dahil. Yüzü etkilediğinde, oraya uzanan sinir dalları aracılığıyla gözleri de içerebilir. Oftalmik herpes olarak bilinen bu form, görmeyi tehdit edebilir ve derhal tedavi edilmezse körlüğe neden olabilir. Ayrıca yüz kaslarınızı kontrol eden yüz sinirini de etkileyebilir; bu durum Ramsay Hunt sendromu olarak bilinir. Bazı insanlar görünür bir döküntü olmadan ağrı, karıncalanma veya hassasiyet geliştirir. Zona hastalığının görünümü cilt tonuna göre de değişebilir; bu da onu daha koyu ciltte tespit etmeyi zorlaştırır.

Dördüncü yanlış inanış, zona hastalığının tedavi edilemeyeceği düşüncesidir. Zona şüpheleniyorsanız, derhal bir klinisyene görünmek önemlidir. Antiviral ilaçlar iyileşme süresini kısaltmaya ve komplikasyonları azaltmaya yardımcı olabilir; ancak döküntü ortaya çıktıktan sonraki 48-72 saat içinde başlatıldığında en iyi şekilde çalışırlar. Genç, hamile ve emziren hastalar, bağışıklık sistemi zayıflamış kişiler ve yüz, burun, gözleri etkileyen veya herhangi bir görsel değişikliği olan zona hastalığı olan herkes kesinlikle acilen tıbbi yardım almalıdır.

Beşinci yanlış inanış, zona hastalığının döküntü iyileştikten sonra tamamen biteceği düşüncesidir. Kabarcıklar sonunda patlar, kabuk bağlar ve üç ila dört hafta içinde iyileşir; bazen küçük izler bırakabilir. Her kabarcık kabuk bağlayana kadar, zona olan bir kişi bulaşıcı kabul edilir ve virüsü başkalarına bulaştırabilir. Ancak bazıları için, zona görünür döküntü geçtikten sonra bile sorunlara neden olabilir. Açık kabarcıklar bakterilerle enfekte olabilir ve bazen antibiyotik gerektirir. Virüs ayrıca yakındaki sinirlere zarar verebilir; post-herpetik nevralji adı verilen bir durum ortaya çıkabilir. Bu, cilt iyileştikten sonra aylar hatta yıllar boyunca sürebilen kalıcı sinir ağrısıdır. Döküntünün göründüğü aynı bölgede yanma, bıçak saplanması veya zonklama ağrısı gibi hissedilebilir.

Ne yazık ki, zona hastalığı tekrar geri gelebilir; bazen vücudun farklı bir bölgesinde ortaya çıkabilir. Zona aşısı hem zona gelişme riskini hem de post-herpetik nevralji gibi uzun süreli sinir ağrısı şansını önemli ölçüde azaltır; ancak riski tamamen ortadan kaldırmaz. Zona hastalığını 'kapacağınız' bir şey olarak değil, kendi vücudunuzda tekrar uyanabilecek bir şey olarak düşünmek doğru bir yaklaşımdır. Bu, virüslerin düşündüğümüz zaman her zaman ayrılmadığının bir hatırlatıcısıdır. Kendinizi ve başkalarını korumak, zona hastalığının belirtilerini erken tanımak, döküntüyü kapatmak ve derhal tıbbi tavsiye almak anlamına gelir.