HABER MERKEZİ
COVID-19 ile mücadelede yeni bir silah ortaya çıkabilir: Etkili, uygun maliyetli, uygulanması basit ve halka açık kullanım için güvenli olarak onaylanmış olan reçetesiz bir burun spreyi. Bu ilacın adı azelastin ve dünya çapında yetmişten fazla ülkede onlarca yıldır saman nezlesi ve diğer alerjik rahatsızlıkların tedavisi için reçetesiz olarak satılmaktadır. Son zamanlarda yapılan laboratuvar testleri ve enfekte kişiler üzerinde gerçekleştirilen çalışmalar, bu ilacın koronavirüs enfeksiyonlarını önlemedeki umut verici potansiyelini ortaya koymaya başlamıştır.
Almanya'daki Saarland Üniversitesi'nden bir araştırma ekibi tarafından yönetilen sekiz haftalık deneme, azelastinin COVID-19 korumasındaki etkisini sistematik bir şekilde incelemiştir. Çalışmaya katılan dört yüz elli kişi iki eşit gruba bölünmüştür. Birinci grup günde üç kez azelastin burun spreyi kullanırken, ikinci grup aynı uygulamayı plasebo spreyi ile takip etmiştir. Bu metodoloji, ilacın gerçek etkisinin belirlenmesinde kritik bir rol oynamıştır.
Denemenin sonuçları oldukça dikkat çekicidir. Azelastin kullanan grupta SARS-CoV-2 enfeksiyonu oranı yüzde iki buçuk iken, plasebo kullanan grupta bu oran yüzde altı buçuk olmuştur. Bu veriler, azelastinin enfeksiyonları üçte iki oranında azalttığını göstermektedir. Saarland Üniversitesi'nden akciğer hastalıkları uzmanı Robert Bals, bu bulguların önemini vurgulayarak, gözlem süresi boyunca azelastin grubundaki katılımcıların yüzde iki buçuğunun enfekte olduğunu, plasebo grubunda ise bu oranın yüzde altı buçuk olduğunu belirtmiştir.
Denemenin ortaya koyduğu bulgular yalnızca enfeksiyon oranlarıyla sınırlı değildir. Azelastin kullanan grup, semptomatik enfeksiyonlarda, yani öksürük gibi belirtilerle birlikte gelen doğrulanmış COVID-19 vakalarında daha düşük sayılar göstermiştir. Ayrıca genel olarak solunum yolu enfeksiyonlarının daha az görüldüğü ve rinovirüs vakalarının daha az olduğu gözlenmiştir. Rinovirüs, yaygın bir soğuk algınlığı virüsü olup, önlenmesi ve tedavisi oldukça zor kabul edilmektedir.
Rinovirüs enfeksiyonlarında görülen bu beklenmedik iyileşme, azelastinin sadece COVID-19'a karşı değil, diğer solunum yolu enfeksiyonlarına karşı da etkili olabileceğini düşündürmektedir. Ancak bu araştırmanın temel amacı rinovirüs önlenmesi değildir. Bals, azelastinin burun spreyi formunda olmasının, çoğu SARS-CoV-2 enfeksiyonunun vücuda burun yoluyla girdiği gerçeğiyle uyumlu olduğunu açıklamıştır. Geçmiş araştırmalar, azelastinin virüsün kendini çoğaltmasını durdurabilen ve SARS-CoV-2'yi rayından çıkarabilen birkaç ilaçtan biri olduğunu göstermektedir.
Bu ilacın COVID-19'a karşı neden bu kadar etkili olduğu konusunda bu özel çalışma derinlemesine bir araştırma yapmamış olsa da, bilimsel kanıtlar birden fazla mekanizmanın devrede olduğunu işaret etmektedir. Azelastinin anti-alerjen özelliğinin yanı sıra, virüsün çoğalmasını engelleme yeteneği de bulunmaktadır. Bu çok yönlü etki, ilacın COVID-19 korumasındaki başarısını açıklamaya yardımcı olmaktadır.
Araştırma ekibi, azelastinin özellikle savunmasız gruplar için, yüksek enfeksiyon oranlarının yaşandığı dönemlerde veya seyahat etmeden önce, mevcut koruyucu önlemleri tamamlamak amacıyla kolayca erişilebilir ek bir profilaktik seçenek sunabileceğini vurgulamıştır. Bals, bu ilacın uygun fiyatlı, reçetesiz ve halka açık kullanım için güvenli olarak onaylanmış olmasının, geniş bir nüfus tarafından kullanılabilmesini mümkün kıldığını belirtmiştir.
Bu umut verici sonuçlara rağmen, azelastin henüz COVID-19'u durdurabileceği şeklinde pazarlanamaz. İlaç, anti-alerjen olarak zaten onay almış olsa da, koronavirüs enfeksiyonlarını önlemek amacıyla kullanılması için daha kapsamlı çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır. Araştırmacılar, daha büyük ve daha çeşitli popülasyonlarda, özellikle savunmasız gruplar arasında, ek deneyler yapılması gerektiğini belirtmişlerdir.
Koronavirüs enfeksiyon oranları pandeminin ilk birkaç yılından bu yana önemli ölçüde düşmüş olsa da, virüs ortadan kalkmamıştır. Hala yüksek riskli gruplar ve seyahat edenler için bir endişe kaynağı olmaya devam etmektedir. Aşılar yaygın olarak mevcut olmasına rağmen, herkes için her zaman etkili olmamaktadırlar. Bu nedenle, azelastin gibi ek koruma yöntemlerinin geliştirilmesi önem taşımaktadır.
Bals, sonuçlarının azelastin burun spreylerinin talep üzerine önleyici bir tedavi olarak kullanımını keşfetmeye devam etmenin ve diğer solunum yolu patojenlerine karşı potansiyel etkinliğini incelemenin önemini vurgulamıştır. Daha büyük, çok merkezli deneyler yapılması, bu ilacın gerçek potansiyelinin ortaya konması için gereklidir. Gelecekte, azelastinin COVID-19 ve diğer solunum yolu enfeksiyonlarına karşı bir tedavi yöntemi olarak daha fazla kullanılabileceği beklenmektedir.