Samuray egzersizi yaşlılarda düşme riskini azaltıyor

Japonya'daki Tohoku Üniversitesi araştırmacıları, eski samurayların disiplinli hareket pratiğinden esinlenen Rei-ho egzersizinin yaşlı bireylerde diz gücünü yüzde 25 oranında artırabileceğini ve düşmelere karşı koruma sağlayabileceğini ortaya koydular.

HABER MERKEZİ

Eski dönem Japon savaşçıları olan samuraylar, hareket ve disiplin konusundaki titiz yaklaşımlarıyla bilinirlerdi. Bu geleneksel bilgelik, günümüzde yaşlı nüfusun fiziksel gücünü artırmak ve yaralanmaları önlemek için yeniden keşfediliyor. Tohoku Üniversitesi'nden bilim insanları tarafından yürütülen randomize kontrollü bir araştırma, Rei-ho adı verilen bu antik pratikle ilgili dikkat çekici bulgular sunmuştur. Rei-ho, yavaş ve bilinçli bir şekilde oturma, ayağa kalkma ve yürüme hareketlerini içeren geleneksel bir fiziksel disiplin sistemidir.

Rei-ho egzersizinin temel özellikleri ve uygulanması

Rei-ho antrenmanı, herhangi bir spor aletine ihtiyaç duymayan, vücudun kendi ağırlığını kullanan basit bir yöntemdir. Günde sadece beş dakika süren bu egzersiz rutini, özellikle yaşlı bireylerin yapması için tasarlanmıştır. Hareketin yavaş ve kasıtlı doğası, ani hareketlerden kaynaklanan yaralanma riskini önemli ölçüde azaltır. Ayrıca, bu tür ağır olmayan aktiviteler, kan basıncının ani yükselmesi gibi diğer egzersiz türlerinin sık rastlanan yan etkilerini de minimize eder. Egzersiz fizyoloğu Ayaka Ogasawara, diz ekstansiyon gücünün – yani dizleri düzeltmek için gereken kuvvetin – hareketlilik ve günlük yaşam fonksiyonlarının kritik bir göstergesi olduğunu vurgulamaktadır.

Araştırmanın sonuçları ve diz gücündeki dramatik artış

Çalışmaya katılan 34 sağlıklı yetişkin iki gruba ayrılmıştır. Kontrol grubuna günlük rutinlerine devam etmeleri söylenirken, diğer grup haftada dört gün, her seferinde 20 ile 22 arasında Rei-ho çömelme ve oturma-ayağa kalkma hareketlerini beş dakika boyunca uygulamıştır. Üç aylık sürenin sonunda, Rei-ho egzersizlerini yapan grup diz ekstansiyon gücünde ortalama yüzde 25,9'luk bir artış göstermiştir. Buna karşılık, kontrol grubundaki katılımcılar sadece yüzde 2,5'lik bir artış kaydetmiştir. Bu fark, kısa bir zaman diliminde Rei-ho'nun ne kadar etkili olduğunu açıkça göstermektedir. Araştırmacılar, çalışmaya katılan gönüllüler yaşlı olmasa da, yaşlı bireylerin bu bulgulardan en fazla fayda sağlayabileceğini öngörmektedirler.

Egzersiz fizyoloğu Akira Sato, Rei-ho'nun sağlık faydalarının yanı sıra, eski Japon geleneğinin benzersiz bir yönünü deneyimleme fırsatı sunduğunu belirtmiştir. Bu durum, özellikle Japonya dışındaki kişiler için, hem fiziksel iyileşme hem de kültürel bağlantı kurma açısından değerli bir avantaj oluşturmaktadır.

Yaşlılarda kas kaybı ve düşme riski sorunu

Son yıllarda, yaşlı nüfusda kas gücü ve fiziksel kondisyon kaybı ciddi bir halk sağlığı problemi haline gelmiştir. Kas gücü doğal olarak yaşın ilerlemesiyle birlikte azalır ve bu durum sarkopeni ile kırılganlık gibi ciddi hastalıklara yol açabilir. Hareketsiz yaşam tarzlarının yaygınlaşması bu sorunu daha da derinleştirmektedir. Özellikle dikkat çekici olan nokta, kas kaybının üst vücut bölgesine kıyasla alt uzuvlarda çok daha belirgin bir şekilde ortaya çıkmasıdır. Bacak ve diz kaslarındaki bu zayıflama, yaşlı bireylerin düşme ve ciddi yaralanmalara maruz kalma riskini dramatik biçimde artırmaktadır.

Geleneksel yöntemlerin modern tıp tarafından doğrulanması

Bu araştırma, geleneksel Japon sağlık uygulamalarının modern bilimsel yöntemlerle doğrulanmasının ilk örneği değildir. Benzer araştırmalar, özellikle yaşlı popülasyonda, geleneksel pratiklerin etkili sonuçlar verdiğini göstermiştir. Çalışmaya katılan insan sayısı nispeten sınırlı olsa ve katılımcıların görevleri gözetim olmadan yerine getirmelerine güvenilse de, bulgular tutarlı ve umut vericidir. Hızla değişen modern dünyada, çoğu insanın dikkatinin geleceğe yöneldiği bir dönemde, geçmiş bilgeliğin günümüz sağlık sorunlarına çözüm sunabilmesi oldukça anlamlıdır. Rei-ho gibi basit, güvenli ve etkili yöntemlerin yeniden keşfedilmesi, yaşlı bireylerin bağımsızlıklarını korumalarına ve yaşam kalitelerini artırmalarına yardımcı olabilir.