Salgın Dönemi Psikolojisi

SODİMER Başkanı Prof. Dr. Levent Eraslan'ın açıklamasına göre, Amerikan Psikoloji Derneği, sosyal izolasyonun bir dizi sağlık riskini beraberinde getirdiğini bildirmektedir. Bireylerin kendilerini izole hissetmeleri kötü uykuya, daha düşük bağışıklığa, depresif belirtilere ve bilişsel işlevlerin bozulmasına yol açabilmektedir. Yönetici işlev becerileri bozulduğunda ise odaklanmak, duyguları yönetmek, bilgileri hatırlamak ve yönergeleri takip etmek daha zor olabilmektedir.

SODİMER Başkanı Prof. Dr. Levent Eraslan'ın açıklamasına göre, Amerikan Psikoloji Derneği, sosyal izolasyonun bir dizi sağlık riskini beraberinde getirdiğini bildirmektedir. Bireylerin kendilerini izole hissetmeleri kötü uykuya, daha düşük bağışıklığa, depresif belirtilere ve bilişsel işlevlerin bozulmasına yol açabilmektedir. Yönetici işlev becerileri bozulduğunda ise odaklanmak, duyguları yönetmek, bilgileri hatırlamak ve yönergeleri takip etmek daha zor olabilmektedir.

Koronavirüs Salgının Ruh Sağlığına Olası Etkileri

Karantina sadece geçici olsa da, kısa süreli izolasyon ve yalnızlık dönemleri bile hem fiziksel hem de zihinsel refah üzerinde olumsuz sonuçlara yol açabilir. Karantina psikolojisi üzerine yürütülen birçok çalışma bulunmaktadır ve bu çalışmalarda karantina dönemlerinde ve sonrasında belirli psikolojik sıkıntıların yaygın olduğunu bulmuştur. Sık karşılaşılan psikolojik problemler ise şu şekildedir:

Korku

Üzüntü

Uyuşma

Uykusuzluk

Kafa karışıklığı, konsantrasyon bozukluğu

Öfke ve Sinirlilik Hali

Depresif belirtiler

Düşük ruh hali

Stres

Duygusal rahatsızlık

Mental yorgunluk

Pandemi Döneminde Öğrencilerin Psikolojik Durumları

Pandemi döneminde hızla yayılırken her yaştan bireyin psikolojisi üzerinde olumsuz etkiler meydana getirmektedir. Bu psikolojik problemlerin bazıları normalleşme sürecinde etkisini azaltmaya başlasa da bazı problemler bireylerin psikolojileri üzerinde uzun süreli hatta kalıcı birtakım etkilere sahip olabilir. Yaş grupları göz önünde bulundurulduğunda özellikle 20 yaş altı bireylerin yaşadıkları gelişim süreçleri nedeniyle önemli problemler yaşadıkları görülmektedir. 20 yaş altı öğrenciler için uzaktan eğitime geçilmesinin ardından sokağa çıkma yasağının da getirilmesi üzerine öğrenciler için pandemi süreci çok zor geçmiş ve birçok psikolojik sorun rapor edilmeye başlamıştır.

Bu dönemde öğrenciler için en baskın olan duygular korku, endişe, stres ve kaygı olmaktadır.

Uzaktan eğitime geçilmesi nedeniyle okuldan ve akranlarından uzak kalan öğrenciler sosyalleşme problemi yaşamakta ve kendilerini yalnız hissetmektedir.

Sosyalleşme sorunları yaşayan ve etkinlikleri sınırlanan öğrenciler kendilerini baskılanmış hissetmekte ve depresif ruh hali içine girmektedir.

Evde kaldıkları süreçte aktif bir fiziksel hayat ve günlük programları olamayan öğrencilerde yeme içme bozuklukları ve uyku bozukluğu görülmektedir. Bunun yanı sıra yaşadıkları kaygı ve stres bu rahatsızlıkların meydana gelmesinde etkili olmaktadır.

Uykusuzluk ve konsantrasyon bozuklukları nedeniyle ders çalışma ve sınavlara hazırlanmakta güçlük çekmektedirler.

Sürecin ortaya çıkardığı belirsizlik durumu ise öğrencilerde gelecek kaygısı oluşmasına neden olmaktadır. Gelecekte kendilerini neyin beklediğini ve sürecin nasıl ilerleyeceğini bilmemek öğrencilerde yoğun stres, korku ve endişe oluşmasına neden olmuştur.

Okullarında eğitime devam edememek ve uzaktan eğitimde verimli bir süreç geçiremeyen öğrencilerin düşük akademik benlik saygısı yaşamaları beklenmektedir.

Uzaktan eğitim sürecinde derslerde edilgen bir tutum sergileyen öğrenciler der­sin içeriğini anlamaya yönelik çaba sarf etmemeye başlamıştır. Bu durum ise onlarda zamanla yetersizlik hissi oluşmasına neden olmuştur.

Sürekli evde kalan ve fiziksel hareketleri sınırlanan öğrenciler internet, telefon ve televizyon başında çok fazla zaman geçirmektedir. Bu durum onların fiziksel ve bilişsel olarak tembelleşmesine neden olmaktadır.

Dijital ortamlarda fazla zaman geçirmek öğrencilerde dikkat eksikliğine neden olmaktadır.

Aktif bir şekilde dışarda zaman geçiren öğrenciler (oyun oynama, akran ilişkisi kurma) daha fazla duygularını geliştirme fırsatına sahip olurlar. Pandemi sürecinde eve kalmak zorunda olan öğrencilerin duygusal gelişimlerinde sorun yaşamaları ve davranışsal problemler yaşamaları beklenmektedir.

Koronavirüs sürecinde aileleri çalışmak zorunda olan çocuklar, dışarıda oldukları zamanlarda aileleri için endişelenmekte ve ayrılma kaygısı yaşamaktadır.

Salgında 1. Sınıf Öğrencileri

Salgından en çok etkilenen öğrenci gruplarının başında geçtiğimiz sene 1. Sınıfa başlayan öğrencileri olmuştur. Bu öğrenciler okulun ilk döneminde henüz yeni okuma-yazma öğrenirken bir anda eve kapanma ile karşılaşmışlar; eğitimlerinin en önemli süreçlerinden biri engellenmiştir. Bu nedenle bu öğrenciler büyük bir engellenmişlik duygusu yaşamaktadır. Bir eğitim dönemi içerisinde iki farklı eğitim sistemi ile karşılaşan çocuklar her ikisine de adaptasyon sağlayamamış ve öğrenme gerçekleştirmeleri çok zor hale gelmiştir.

Bu eğitim döneminde 1. Sınıfa başlayan öğrencileri için ise bu durum daha olumsuz bir şekilde henüz okulda oryantasyon sürecindeyken tekrar eve kapanma ile sonuçlanmıştır. Salgın, okul çağına gelip okula başlamak için heyecanlanan öğrenciler büyük bir hayal kırıklığı yaşamışken; okula gidip anne-babalarından ayrılmaya henüz yeni alışan öğrencilerin ise karmaşık duygular içerisinde kalmasına neden olmuştur.

İkinci olarak ise 1. Sınıflar dahil olmak üzere tüm ilköğretim seviyesindeki öğrenciler kendilerine bir okul kültürü ve sosyal yaşam ortamı hazırlamaktayken evde kalmak sosyal gelişimleri için olumsuz bir etkiye neden olmuştur.

Sınav Grubu Öğrencileri

Salgın döneminde lise ve üniversite sınavlarına hazırlanan öğrencilerin yaşadıkları en baskın duygu kaygıdır. Dijital eğitim sürecinde yaşadıkları öğrenme eksikliklerini nasıl gidereceklerini bilememek, konuları tamamlayamamak ve yeterli akademik desteği alamamak öğrencilerin sınavlarda başarısız olacaklarına inanmalarına neden olmaktadır.

Sınav tarihlerinde yapılan değişiklikler ve belirlenen sınav kuralları nedeniyle öğrencilerin motivasyonu düşmekte ve sürekli endişe duymaktadırlar

Okula gitmek ve sınavlara girmek gibi konularda sürekli yapılan değişiklikler ve belirsizlikler öğrencilerin ümitsizlik ve öfke duygularıyla baş başa kalmasına neden olmaktadır. Bu duygular nedeniyle ders çalışmakta bile zorlanmaktadırlar.

Son olarak geleceklerini şekillendirecek ve kariyer yaşamlarını belirleyecek bu sınavlara olumsuz koşullar ve çeşitli eşitsizliklerle girecek olan öğrenciler yoğun bir şekilde haksızlığa uğramışlık yaşamaktadır.