Ünal, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğünün kamu, üniversite ve özel olmak üzere tüm sağlık hizmeti bileşenlerinin düzenli ve uyumlu çalışmasından sorumlu olduğunu vurguladı.
Müdürlüğün, bu bileşenlerin denetim ve değerlendirmesi, planlaması, sağlık eğitimi, organ ve doku nakli faaliyetleri, kalite ve akreditasyon çalışmalarından sorumlu olduğuna dikkati çeken Ünal, çok sayıda düzenleyici ve kural koyucu alanları da bulunduğunu anlattı.
HAKİME BAŞVURU SAYISI ARTTI
Ünal, 2002 yılında kişi başına hekime müracaat sayısının ortalama 3 olduğunu anımsatarak, "Bu sayı 2014 yılında, 8'i aşmıştır. Veriler bize, hekime müracaattaki artışın, sağlıkta dönüşüm programlarının uygulanmasıyla arttığını gösteriyor. 2003 yılında uygulamaya konulan program erişilebilir, kaliteli, verimli ve sürdürülebilir sağlık sistemi öngörerek, insan odaklı bir yaklaşımı başlattı. Bu da geçmiş yıllarda hekime başvuru taleplerinin, sağlık hizmetlerine ulaşmadaki zorluklar nedeniyle ertelendiğini veya vazgeçildiğini ortaya koyuyor" diye konuştu.
Sağlıkta dönüşüm programları sayesinde, ülkenin her yerindeki insanların sağlık hizmetlerine nitelikli ve hakkaniyetli şekilde erişiminin kolaylaştığına işaret eden Ünal, sağlık hizmetlerine başvuruların, erişimin kolaylaşması ile arttığını ifade etti.
Ünal, kişi başına hekime müracaattaki artışın diğer faktörünün ise koruyucu sağlık hizmetleri kapsamında sunulan gebe ve lohusa takipleri, bebek takipleri ve tedavi edilebilir hastalıklardaki erken teşhis amaçlı tarama faaliyetlerinde sağlanan yüksek gerçekleşme oranları olduğunu vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"2002 yılında doğum öncesinde kişilerin yüzde 70'i ziyaret alırken bu oran 2015 yılında yüzde 99 kapsayıcılığa ulaştı. Hastanede yapılan doğum oranı yüzde 69'dan yüzde 99'a yükseldi. Doğum sonrasında bebek izlem sayısı, aynı dönemde yüzde 3,4 iken yaklaşık 3 kat artarak yüzde 9'a çıktı. Üreme sağlığı hizmeti alanların sayısında da yaklaşık 3 kat artış yaşandı."
"SAĞLIK HARCAMALARI 4,5 KAT ARTARAK 85 MİLYAR LİRAYA ÇIKTI"
Hekim başına düşen hasta sayısının, 2003 yılında 900 olduğunu belirten Ünal, "Sağlık iş gücü planlama çalışmaları ile bu sayı 2014 yılında 574'e geriledi. Söz konusu dönemde doktorun iş yükü, yaklaşık yarı oranda azaldı. Azalan iş yükü, ülkemizin her tarafında dengeli bir dağılımla gerçekleşti. Uzman hekim başına düşen nüfusun en fazla olduğu il ile en az olduğu il arasındaki oran 2002 sonunda 1/13 iken 2014 sonunda 1/3'e düşmüştür" ifadesini kullandı.
Ünal, sağlık hizmetlerinin her türünde gerçekleşen önemli iyileşmelere rağmen, sağlık harcamalarının bütçe payının neredeyse değişmediğine işaret ederek, şöyle dedi:
"Bebek ölüm hızı son 13 yılda binde 32'lerden 8'lere, anne ölüm oranı 100 bin canlı doğumda 64'den 16'ya düşmüştür. Ambulans sayısı 618'den 4 binlere, yoğun bakım yatak sayısı 2 binlerden 26 binlere yükselmiştir. Bu dönemde sağlık sigorta kapsamı yüzde 70'den 82'ye çıkmıştır. Cepten sağlık harcamasının toplam sağlık harcamasına oranı da yüzde 20'lerden yüzde 17'lere düşürülmüştür."
Bu göstergelere rağmen toplam sağlık harcamasının Gayri Safi Yurt İçi Hasıla'ya oranının bu dönemde de değişmeden yüzde 5,4 olarak devam ettiğine dikkati çeken Ünal, şunları kaydetti:
"Sağlık harcamaları 2002'den 2013'e 4,5 kat artarak 19 milyar liradan, 85 milyar liraya çıktı. Bura rağmen harcamaların bütçe payı değişmedi. Sağlıkta dönüşüm programları sayesinde, sağlık hizmetlerinden genel memnuniyet oranı yüzde 40'lardan yüzde 75'lere yükselmiştir. İnsanlarımızın daha fazla doktora başvurması, sağlık hizmetlerinde ulaşılan önemli iyileşmelerin sonucu ve göstergesidir." AA