Otizm ile aşı arasında bilimsel ilişki yok

Pandemi sürecinde ve sonrasında aşı karşıtlığının giderek artması beraberinde farklı tartışma konularını da getirdi. Bunlardan biri de halk arasında yenidoğanlara yapılan aşıların otizme yol açtığı iddiaları oldu. Uzmanlar ise iddiaları yalanladı: “Otizm ile ilgili hiçbir bağlantısı saptanmadı.”

BÜLENT ŞANLIKAN

Aşılarda 2003 yılı öncesinde kullanılan cıva bileşiğinin (Thimerosal) otizm ile bağlantısının bilimsel olarak saptanmadığını söyleyen uzmanlar aşıların önemine değindi. Medipol Mega Üniversitesi Hastanesi Çocuk Sağlığı Ana Bilim Dalı'ndan Prof. Dr. Nalan Karabayır, "Yapılan pek çok çalışmada kızamık, kızamıkçık ve kabakulak (KKK) başta olmak üzere hiçbir aşı ile ilişkisi saptanmamıştır" diyerek konuyu AKŞAM'a değerlendirdi:

2003'TEN BERİ AŞIDA YOK

"Thimerosal, 1930'lardan beri aşılarda, göz damlalarında ve kontakt lens solüsyonlarında yaygın olarak kullanılan organik bir cıva bileşiğidir. Aşıların içeriklerine eklenen bu madde, bakterilerin çoğalmasını önlemek için kullanılıyor. Thimerosal, birden fazla kişiyi aşılamayı sağlayan çok dozlu aşılara, aşı içeriğinin çekilmesi esnasında şişelere bulaşma olmasını engellemek için eklenmekteydi. Ancak 1999'da Amerikan Pediatri Akademisi, 2003'de DSÖ, aşılardan thimerosalın çıkarılmasını önerdi. Tek dozluk aşılara geçilmesiyle thimerosal kullanımına da gerek kalmadı. Oral polio aşısı (Çocuk felci), BCG aşısı (Verem), DaBT-İPA-Hib, PCV 13, Kızamık-kabakulak-kızamıkçık (KKK) aşısı, Suçiçeği aşısı, Hepatit A aşısı cıva bileşiği içermez."

BAĞLANTI SAPTANMADI

"Cıva bileşiğinin vücuttaki ömrü ortalama 7 gün. Tiomersal yapısında bulunan etil cıva vücutta kan ve beyin bariyerini geçemez ve dışkı ile vücuttan atılır. Yapılan bir çalışmada 'thimerosal' içeren aşı uygulandıktan sonra bebeklerde kan, idrar ve dışkıda cıva düzeyleri ölçülmüş ve normal aralıkta bulunmuştur. Yapılan pek çok çalışmada kızamık kızamıkçık kabakulak aşıları başta olmak üzere diğer aşıların otizme yol açtığına dair hiçbir ilişki saptanmamıştır."

ALÜMİNYUM MİKTARI ÇOK AZ

"Aşılar kalıcı yan etkilere yol açmaz. Sık görülen yan etkiler aşının yapıldığı yerde ortaya çıkan şişlik ve kızarıklıktır. Kısa sürede kendiliğinden kaybolur. Aşıların içinde bulunan alüminyum miktarı çok azdır. Alüminyum koruyucular, nadir görülen geçici lokal yan etkilere neden olmakla birlikte hem güvenli hem de etkili olarak kabul edilir. Alüminyum, birçok aşıda (Hepatit B aşısı, difteri-tetanoz-aselüler boğmaca aşısı, pnömokok konjugat aşısı) bulunur. Tüm çocukluk çağı aşıları ile alınabilecek alüminyum miktarı 0.5-0.8 mg iken, içilen sulardan ve yiyeceklerden günde en az 10 mg alüminyum alınıyor."

%85'İN ALTINA DÜŞMEMELİ

"Son yıllarda bazı ebeveynlerin aşı kararsızlığı durumu ile karşılaşıyoruz. Aşı ile korunulan hastalıkların sıklığının yıllar içinde azalması düzenli aşı uygulamalarına bağlıdır. Bu etkinin ortaya çıkabilmesi için toplumda aşı yaptırma oranının yüzde 85 üstünde olması gerekiyor. Aksi taktirde vakalarda artışa neden oluyor. Nitekim KKK aşılarının düzenli yapıldığı 2000 yıllarda yıllık vaka sayısı 10'u geçmezken, aşı kararsızlığı nedeniyle aşılama oranın düşmesi sonucu DSÖ verilerine göre ülkemizde 2023 yılının ilk 10 ayında 4117 kızamık olgusu saptanmıştır."