Madde kullanımına mutlaka bir psikiyatrik hastalığın eşlik ettiğini belirten uzmanlar, madde kullanımının genetik yatkınlık bulunması halinde özellikle şizofreni ve psikotik ataklara yol açtığını söyledi. Kişiyi bağımlı hale getiren maddelerin beyinde dopamini artırdığını vurgulayan uzmanlar, “Beyindeki artmış olan dopamin başka birçok psikiyatrik birçok hastalığa sebep oluyor ki özellikle şizofreni ya da bizim psikoz dediğimiz hastalık beyindeki artmış olan dopaminle ilişkilidir” diye konuştu.
Psikiyatrist Yrd. Doç. Dr. Onur Noyan, madde kullanımının sıklıkla tek başına yaşanmadığını belirterek mutlaka eşlik eden psikiyatrik bir rahatsızlığın bulunduğuna dikkat çekti.
Yrd. Doç. Dr. Onur Noyan, “Madde kullanımıyla diğer psikiyatrik hastalıklar çok sıklıkla birlikte görülüyor. Madde kullanan kişilerin yüzde 60’ında bir kaygı bozukluğu, yüzde 15-45 arasında depresyon, yüzde 40 oranında da bir psikotik bozukluk ya da şizofreni dediğimiz bir hastalık madde kullanımına eşlik etmektedir” dedi.
YUMURTA-TAVUK İLİŞKİSİ VAR
“Psikiyatrik hastalıklardan dolayı mı kişi bağımlı oluyor yoksa bağımlılıktan dolayı mı psikiyatrik hastalıklar görülüyor” şeklindeki sorunun yumurta tavuk ilişkisine benzediğini ifade eden Yrd. Doç. Dr. Onur Noyan, şunları söyledi:
“Orada tabi çok ciddi bir yumurta tavuk ilişkisi var aslında. Bazen altta yatan psikiyatrik hastalık madde kullanımına yol açabiliyor. Bazen de madde kullanımı ek psikiyatrik hastalıklara sebep olabiliyor. Bazen de iki farklı hastalık, biyolojik ve genetik bir yatkınlık sebebi ile birbirlerinden bağımsız bir şekilde aynı zamanda karşımıza çıkıyor. Kimi zaman psikiyatrik hastalıklar bireyde fark edilmeden ortaya çıkmaktadır. Bireyde var olan endişe bozukluğu, kaygı bozukluğu ya da depresyon kişi fark etmeden ortaya çıktığı için kişi bu duygularla ya da düşüncelerle baş etmek adına madde kullanmaya yönelebiliyor.”
MADDE KULLANIMI DOPAMİNİ ARTIRIYOR
Bağımlılığın bütün türlerinde bu durumun geçerli olduğunu ama özellikle madde kullanımında çok daha önemli olduğunu kaydeden Yrd. Doç. Dr. Onur Noyan, “Çünkü uyuşturucu madde dediğimiz maddeler beyinde dopamini arttırıyor. Beyindeki artmış olan dopamin başka birçok psikiyatrik birçok hastalığa sebep oluyor ki özellikle şizofreni ya da bizim psikoz dediğimiz hastalık beyindeki artmış olan dopaminle ilişkilidir. Son dönemde yapılan bütün çalışmalarda şizofreni hastalarının yarısının geçmiş ergenlik dönemlerinde maddeyle tanışmış ve kullanmış kişiler olduğu tespit edildi” diye konuştu.
TEK DOZ KULLANIMI ATAĞA SEBEP OLABİLİR
Kişide psikiyatrik bir hastalığa yönelik olarak genetik bir yatkınlık var ise kullanılan maddenin bir kez bile kullanılması halinde o hastalığın ortaya çıkmasının hızlanabileceğini belirten Yrd. Doç. Dr. Onur Noyan, “Aslında bir tür tetiklemeye sebep oluyor eğer o kişide genetik bir şizofreni yükü varsa tek doz madde kullanımı o kişinin birden bire psikotik atak ya da şizofreni atağı geçirmesine sebep olabilir” uyarısında bulundu.
Geçmiş hayat ağacındaki herhangi bir kişide hastalık öyküsünün elbette çok önemli olduğunu ifade eden Yrd. Doç. Dr. Onur Noyan, “Kişinin birinci derece akrabalarında şizofreni öyküsü var ise o kişinin topluma göre şizofreni olma riski zaten birkaç kat artıyor. Uyuşturucu madde bunu tetikleyebilir ama bunların ötesinde bizim genetik kod dediğimiz biyolojik bir genetik kodumuz var aile bireylerimizin hiç birisinde bile yoksa eğer orada bir şizofreniye yatkınlık genetik kodu var ise esrar orayı tetikleyebilir ve birden bire ortaya çıkmasına sebep olabilir” diye konuştu.
NOYAN: “TÜRKİYE'DE İKİ HASTALIĞIN AYNI ANDA TEDAVİ EDİLDİĞİ BİRLEŞİK SERVİSLERE İHTİYAÇ VAR!”
Ülkemizdeki en büyük sorunlardan birinin devlete bağlı olan AMATEM’lerde madde bağımlılığı ve diğer eş psikiyatrik hastalıkların tedavisinin aynı anda yapılamaması olduğunu vurgulayan Yrd. Doç. Dr. Onur Noyan, “Eğer bir kişide şizofreni hastalığı ön plandaysa ve eşlik eden madde kullanımı varsa bile genel psikiyatri servisinde yatarak tedavi görmektedir. Bu durumda kişi bağımlılık tedavisinden uzak kalıyor. Ülkemizde her iki hastalığın da aynı anda tedavi edildiği birleşik servislere ihtiyacımız var. Hastanemizin en büyük özelliği her iki hastalığın aynı anda tedavi edilebiliyor olması” diye konuştu.