Lazer tedavisiyle taşlar yerinden oynuyor 

Prof. Dr. Necmettin Atsü necmettin.atsu@erdemhastahanesi.com.tr

İklim şartları ve beslenme alışkanlıklarına bağlı olarak artan böbrek taşı hastalıkları, gelişen tıp teknolojisiyle sorun olmaktan çıktı. Günümüzde yüzde 95 oranında kapalı cerrahinin tercih edildiği taş hastalıkları, kişinin rahatsızlığının boyutuna göre farklı alternatiflerle tedavi edilebiliyor. 

Taş hastalıklarında yüzde 70 oranında genetik faktörler etkili. Taş hastalığı kronik bir rahatsızlık olduğu için tüm vücudu taştan temizlenen bir kişide bile 10 yıl içerisinde yüzde 30 oranında tekrar etme riski vardır. Bu nedenle hastalar kendilerine en az zararı veren, vücut bütünlüğünü bozmayan yöntemle tedavi olmayı tercih etmeliler. Eğer böbrekte 1 cm’nin altında bir taş varsa günübirlik tedaviyle narkozsuz olarak dışarıdan şok dalgası verme yöntemi olan ESWL ile taş kırma işlemi yapılabilir. Bu yöntemle sonuç alınamayan taşlarda ise Flexible Lazer yöntemi etkili olarak kullanılmaktadır. Daha çok 2 cm’nin altında ve böbreğin alt kısımlarında bulunan taşlarda kullanılan bu yöntem her türlü sertlikteki taşa kolaylıkla uygulanabilmektedir. 

? Flexible lazer yöntemi 

Böbrek taşı hastalıkları en çok Anadolu ve Ortadoğu coğrafyasında görülüyor. Her yaşta karşılaşılabilen taş hastalıklarına 20-50 yaş grubu erkeklerde daha sık rastlıyoruz. Hastalık hiçbir belirti göstermeden gelişip tesadüfen yapılan bir idrar tahliliyle öğrenilebildiği gibi aşırı ağrı, bulantı, kusma şeklinde de kendini gösterebilir. Ayrıca hastalar tarafından bel ağrısıyla da çok sık karıştırılıyor. Taş olduğu teşhis edildikten sonra tedavide hangi yöntemin kullanılacağı ise hastada yüksek tansiyon, diyabet (şeker hastalığı), iskelet bozuklukları, aşırı kilo gibi risk faktörlerinin olup olmamasına ve taşın yapısına, büyüklüğüne, bulunduğu bölgeye göre belirleniyoruz. Teknolojik aletlerin avantajları sayesinde günümüzde lazerle böbreğin tüm kanallarında taş olsa dahi hepsine ulaşıp kırmak mümkün. 

? Tedavide süreklilik önemli 

Kendiliğinden düşebilecek küçük taşlar daha fazla ağrı yapar. Bunun için hareket miktarının artırılması ve sıcak banyo yapılması gerekir. Düşmeyecek olan taşların ise böbrekte gizli kalarak ağrı yapmadığını ve hastaların bu nedenle takibi bıraktıklarına dikkat çekerek, “ağrısı olmadığı için hastalığın takibini bırakıp doktora gitmeyen hastalar yıllar sonra böbreklerini kaybetme riskiyle karşı karşıya kalabiliyor. 

? Bol bol sıvı tüketin 

n Her gün 2,5 - 3 litre arası sıvı tüketin. 

n Sıvı alımınızı gün içine dengeli dağıtmaya özen gösterin. 

n Su veya süt gibi nötr pH’lı içecekleri tercih edin. 

n İdrara çıkma sıklığınızı takip edin. İdrarınızın rengini gözlemleyin. Bol sıvı tüketimine bağlı olarak idrarın açık renkte olması gerekir. 

n Dengeli ve çeşitlendirilmiş bir diyet uygulayın, tek düze beslenmemeye dikkat edin. 

n Bol miktarda sebze, lifli gıda ve meyve tüketin. Yumurta, mercimek, beyaz pirinç, soyulmuş elma, üzüm, karnabahar, kabak gibi gıdaları daha fazla yemeye çalışın. 

n Diyetinizin yeterli kalsiyum içerdiğinden emin olun. (Günlük yaklaşık 1000 miligrama denk gelmelidir.) 

n Diyetinizdeki tuz miktarını azaltın. (Günde 3-5 gramı aşmamalıdır.) 

n Sağlıklı vücut ağırlığınızı koruyun.