Kış depresyonundan böyle kurtulun!

Soğuk kış günleri geldi çattı. Kış depresyonundan kurtulmanın altın kurallarını uzmanlar açıkladı.

Daha karanlık ve soğuk bir döneme giriyoruz. Yazın aydınlık ve ılık günleri geride kalırken, fiziksel ve sosyal şartlar insanların depresif hissetmesine zemin hazırlıyor.

Psikolog Beril Yardımcı kış depresyonundan korunmanın 10 altın kuralını anlattı.

Odanıza gün doğsun!

•Kış depresyonunun belirtilerinden biri sabahları uyanmada yaşanan zorluktur. Kişi yeterinde uyumuş olsa bile yataktan kalkmak istemez. Yatak odasında zaman ayarlı aydınlatma sistemi kurmak ve alarmınız çalmadan yarım saat önce suni de olsa yatağınızda gün doğumunu hissetmek uyanmayı kolaylaştırır.

Hayatınıza ışık sokun!

•Hava serin ve karanlık diye güneş ışığından vazgeçmeyin! Özellikle gündüzleri bulutlu bile olsa dışarı çıkın ve güneş ışığını görün. Güneş ışığı doğal olarak beynin duygusal merkezini uyarır ve insanın iyi hissetmesini sağlar. Erken kalkın, perdeleri açın, dışarı çıkın.

Hareket sizi kurtarır!

•Soğuk hava terlememek için özür değildir. Spor merkezinde, evde veya hatta tercihen dışarıda kalbiniz 140’ın üzerinde çarpsın! Sadece kiloyu korumak ve sağlıklı kalmak için değil, günlük hayatın stresinden uzaklaşmak için de spora vakit ayırın. İyi bir egzersizin etkisi saatlerce sürer. Gün içinde daha fazla enerjiniz olur, metabolizmanız hızlanır, iyi hissettiren hormonlar salgılanır. Düzenli egzersiz kış uykusuna çekilmeye meyilli bedene yaşadığını hissettirir.

Şekere dikkat!

•Mutluluk, zindelik ve canlılık hissi veren seretonin hormonunun seviyesi düştüğünde, karbonhidratlara ve şekerli gıdaları tüketme isteği artar. Kışın özellikle de tatlı yeme eğilimi artar. Şekerli ve beyaz unlu gıdalara bağımlılık fizyolojik bir gerçektir. Bunlar bedende uyuşturucular gibi biyokimyasal sistemleri etkiler. Ne yediğiniz nasıl hissettiğinizi ciddi ölçüde etkiler.

Sosyal hayatı unutmayın!
•Arkadaşların, ailenin, iş arkadaşlarının, komşuları önemini azımsamayın. Her şeyi boş vermek istediğinizde kim size el uzatır? Sizi destekleyecek insanları aklınızda tutun, ihtiyaç duyduğunuzda size cesaretlendirmelerine izin verin. Bazen bir telefon, kahve sohbeti veya e-mail size canlandırır.

Kışa heyecan katın!
•Bir şeyi yaşamayı beklemek insanı motive eder. Kış, havaların ısınmasını beklemek için çok uzundur. Size heyecan verecek bir hafta sonu gezisi, gece planı veya spor planları kışınıza renk katacaktır. Kayak, kızak, kar yürüyüşü, buz pateni gibi faaliyetleri heyecanla bekleyebilirsiniz.

Gevşeyin!
•Meşgulsünüz. İş, ders, aile, arkadaşlar, randevular, buluşmalar meşgul olmaktan hoşlansanız dahi herkesin sakin kalmaya ihtiyacı vardır. Bazı sorumluluklara veya davetlere ‘Hayır’ demekten kaçınmayın ve birkaç dakika hiçbir şey yapmadan geçirin. Bu zamanda dikkatinizi içe döndürüp ruhsal olarak sakinleşmeye, bedensel olarak gevşemeye ayırın. Kendinize yardımcı olacak gevşeme egzersizlerini gündeme alın.

Ne fazla ne de az olmalı!
•İnsanlar soğuk havalarda doğal olarak daha uzun uyur. Bu fizyolojik bir ihtiyaçtır ve buna saygı göstermek gerekir. Zamanı iyi kullanarak ve disiplinli olarak, geceleri 7-8 saat uyumayı hedefleyin. Yatma ve kalkma saatini belli bir düzene oturtmak, hayata ritmini verir ve enerji seviyesini arttırır. İhtiyacınız olan düzeni bulun. Özellikle de hafta sonları çok fazla uyumamaya özen gösterin, bu insanı daha yorgun düşürebilir.

Mevsimi kabul edin!
•Mevsimlerin değişimi doğal bir akıştır. Bu değişimi yargılamak yerine izlemek ve detaylarını görmek insanın daha olumlu bir ruh hali içinde kalmasını sağlar. Kış kendine özgü deneyimleri beraberinde getirir. Değişen doğasından, artan tiyatro sayısına, sebzelerinden televizyondaki programlara keyif aldığınız şeyleri fark edin. Kot giymek ve salep içmek ağustosta pek yapmadığımız şeylerdir. 

Profesyonel destek alın!
•Sıralanan belirtilerden üç ya da daha fazla sizin için 2 haftayı aşkın bir süredir geçerli ise profesyonel destek almaktan çekinmeyin: İsteksizlik-mutsuzluk, değersizlik–suçluluk hisleri, uyku bozukluğu–aşırı uyku hali, enerji azalması–yorgunluk, iştah değişikliği, sinirlilik, endişe-kaygı, konsantrasyon bozuklukları…