Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığı belirtileri, tedavisi nelerdir?

Hava sıcaklığının artmasıyla yeniden ortaya çıkan Türkiye'nin adeta korkulu rüyası haline gelen Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığı yani kene ısırması belirtileri, tedavisi ve alınacak önlemleri nelerdir bunları sizler için haberimizde derledik...

Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığı yani kene ısırmasının belirtileri, tedavisi ve alınacak önlemler nelerdir? Milyonlarca vatandaşın kabusu olan bu hastalık ile ilgili önemli bilgileri haberimizde sıraladık... Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığından ülkemizde birçok kişi hayatını kaybetti ve kurtulan çok az kişi oldu. Bunun sebebi ise virsü taşıyan böceğin vücuda yapışmasıyla ölümcül hastalığa yol açması. Özellikle park ve bahçelerde ortaya çıkıyor. Kene ısırmasının belirtilerini ve nasıl tedavi olmamız gerektiğini bilmek, olası “Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi” hastalığı riskinden korur ve acil bir müdahale ihtiyacında nasıl davranılması gerektiği konusunda da yol gösterir.  Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Kenan Keskin, kene ısırmalarından korunma yöntemleri ve tedavisi hakkında bilgi verdi.

YENİDEN ORTAYA ÇIKTI-TIKLAYIN


Kene Isırması ve Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi Belirtileri Nelerdir?

Eğer bahsedilen risk guruplarındaysanız kene ısırmasının belirtilerinin neler olduğunu mutlaka öğrenmelisiniz. Bir kenenin insandan kan emmesi ile Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi belirtilerinin ortaya çıkması arasında ortalama 2, (1-3) günlük bir kuluçka zamanı vardır. Kırım Kongo Kanamalı Ateşi'nin ilk belirtileri iştahsızlık, baş ağrısı, yüksek ateş, yaygın kas ağrıları, mide ağrısı, kusma ve bazen de ishal şikayetleri ile kendisini gösterir. Birkaç gün içinde gözlerde ve yüzde kızarıklık, göğüste noktasal kanamalar, vücutta yaygın cilt altı kanamaları, burun kanaması, dışkıda ve idrarda kan bulunması gibi ciddi kanama bozukluğu bulguları görülebilir. Belirtileri fark ettiğiniz anda kene tedavisi yapan hastanelere ulaşmanız gerekir.

Kene Isırması ve Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi’nin Tedavisi Nasıl?

Kene ısırması tedavisinde en önemlisi en kısa zamanda kene tedavisi yapan hastanelere başvurmaktır. Kırım Kongo Kanamalı Ateşi'de etkene yönelik bir tedavi ajanı olarak ilaçlardan faydalanılabilir. Hastalara destekleyici tedavi yapılarak organizma hastalığı atlatana kadar bozulan fizyolojik dengeyi korumak ve hastanın ihtiyacı olan destek sağlanmalıdır. Bu amaçla yapılacak tedavi girişimleri arasında; sıvı ve elektrolit dengesinin korunması, pıhtılaşma bozukluğu gelişenlere taze kan ve pıhtılaşma faktörü verilmesi, ağızdan beslenemeyen hastaların uygun yöntemlerle beslenmelerinin sağlanması, yüksek olan ateşin kontrol altına alınması ve şikâyetlerin giderilmesi için gereken tedavilerin yapılması sayılabilir. Kontrol altında tutulan hastalardı iyileşme süreci 10. günden sonra başlar bu süreç bazı vakalarda dört haftaya kadar uzayabilmektedir. Kene ısırmasından emin olur olmaz, kene tedavisi yapan hastanelere vakit kaybetmeden ulaşmak, tedavi sürecinin daha hızlı ve başarılı olmasını sağlar.

Alınacak önlemler nelerdir?

Kene ısırması ve devamında oluşan Kırım Kongo Kanamalı Ateşi'den korunmak için bir dizi önlem alınmalıdır. Bunlar şu şekilde özetlenebilir:

Keneler, 5mm-1.2 cm boyunda, yassı-oval şekilli, 5-6 adet bacağı bulunan, kırmızı-kahverengi, uçamayan ve sıçrayamayan parazitlerdir. Daha çok sık otların ve çalıların bulunduğu yerlerde ve hayvan barınma alanlarında görülürler.

Kırım-kongo Kanamalı Ateşinden korunmak öncelikle hastalığa neden olan virüsü taşıyan kenelerden uzak durmak ile mümkündür. Kene yönünden şüpheli ve tehlikeli olan bölgelerden uzak durulmalıdır. Hayvanlarla gereksiz temaslardan kaçınılmalıdır.
Hayvan barınakları veya kenelerin yaşayabileceği alanlarda, çıplak ayakla dolaşılmamalı, kısa giysiler giyilmemeli, mümkünse açık renkli (kenelerin kolaylıkla fark edilebilmeleri açısından), uzun kollu ve uzun paçalı giysiler giyilmelidir.
Genellikle ‘’Kene nasıl çıkartılır’’ sorusu bu durumla karşılaşanlar için önemli hale geliyor. Vücut belirli aralıklarla kene yönünden muayene edilmeli, vücuda yapışan keneler kesinlikle ezilmeden ve kenenin ağız kısmı koparılmadan (bir pensle sağa sola oynatarak, çivi çıkarır gibi) çıkarılmalıdır.
Kenelerin üstüne kimyasal dökülmesi, kibrit ile yakılması gibi işlemler kenelerin hastalık etkenlerini aktarma riskini artırabilir. Bu tarz uygulamalardan kaçınmalı ve kene çıkarma yöntemlerini kendiniz uygulamak yerine uzmana başvurmalısınız.
Ormanlarda çalışan işçilerin ve ava çıkanların lastik çizme giymeleri veya pantolonlarının paçalarını çorap içine sokmaları kenelerden koruyucu olabilmektedir.
Kene ilaçları da keneden korunmak için oldukça önemlidir. Gerek insanları gerekse hayvanları kenelerden korumak için kene ilaçlarının kullanılabilir. Bu doğrultuda repellent olarak bilinen böcek kaçıran ilaçlar dikkatli bir şekilde kullanılabilir. Repellentler sıvı, losyon, krem, katı yağ veya aerosol şeklinde hazırlanan kene ilaçları olup, cilde sürülerek veya elbiselere emdirilerek uygulanabilmektedir. Aynı maddeler hayvanların baş veya bacaklarına da uygulanabilmektedir.
Hayvan sahipleri hayvanlarını kenelere karşı uygun akarisitlerle ilâçlamalı.
Hayvan barınakları kenelerin yaşamasına imkân vermeyecek şekilde yapılmalı, çatlaklar ve yarıklar tamir edilerek badana yapılmalıdır.
Kene bulunan hayvan barınakları uygun akarisitlerle usulüne göre ilâçlanmalıdır.
KKKA insandan insana bulaşabilmektedir, bu nedenle hastalarla temastan kaçınılmalı, zorunlu olarak temas edenler ise mutlaka gerekli tedbirleri almalıdırlar.
Sağlık personeli bu konuda yayınlanmış rehberlerde belirtilen özel tedbirleri alarak hasta ve şüphelilere yaklaşmalıdırlar.
Hasta ya da şüpheliler yine konuyla ilgili rehberlerde belirtildiği şekilde izole edilmelidir.
Hasta kimse veya hayvana ait şüpheli eşyalar, vücut sıvıları, çıkartılar ve cesetlerin dezenfeksiyonunda, % 0,5 klor çözeltisinde 5 dakika tutulması gerekir. Kirli yüzeyler veya tekrar kullanılması gereken malzemelerin dezenfeksiyonu için ise % 0,05’lik klor çözeltileri kullanılmalıdır. Klor solüsyonu, cilt ve gözler için tahriş edici olduğundan dikkatli kullanılması ve uzun süre maruz kalmaktan kaçınılması gerekmektedir. Dezenfeksiyon için bazı başka yöntemler ve ajanlar da bulunmaktadır, ancak en kolay temin edilebildiği ve her yerde bulunabileceği için klor solüsyonu (çamaşır suyu) kullanılması önerilir.
Tanı için laboratuvara örnek gönderileceği zaman yine konuyla ilgili rehberlerde belirtilen tedbirler eksiksiz olarak alınmalı ve örnekler belirtilen şartlara uygun olarak laboratuvara gönderilmelidir. KKKA hastalığının tanı testleri Refik Saydam Merkez Hıfsısıhha Enstitüsü’nde yapılmakta ve test örnekleri İl Sağlık Müdürlükleri aracılığıyla buraya gönderilmektedir.