İmplant tedavisinde yeni dönem

YYÜ öğretim üyeleri, Japonya'daki Tohoku Üniversitesinin işbirliğiyle geliştirdikleri projeyle implant uygulamasının olumsuz etkilerini ortadan kaldıran tedavi yöntemi geliştirdi.

Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) öğretim üyeleri, implant uygulamalarında kullanılan karışımların neden olduğu reaksiyonlara karşı yeni tedavi yöntemi geliştirdi. TÜBİTAK'ın finansal desteği, Japonya'daki Tohoku Üniversitesi öğretim üyelerinin işbirliğiyle yürütülen projenin tanıtım toplantısı yapıldı.

YYÜ Rektörü Prof. Dr. Peyami Battal, Mühendislik ve Mimarlık Fakültesindeki programda yaptığı konuşmada, üniversitelerinin artık uluslararası bir konuma yükseldiğini, bütün birimleriyle kendini dünyaya kabul ettirmeye başladığını söyledi. Önemli çalışmalardan birinin daha tanıtmanın gururunu yaşadıklarını belirten Battal, "Diğer projeler uygulandığında artık YYÜ sadece tıp, diş hekimliği, ziraat, veteriner ve temel bilimler alanında değil, mühendislik alanında da gerçekten çok büyük projelere imza attığını göreceksiniz" dedi.

 
Metal implantlar reaksiyon oluşturuyor
Projenin yürütücülüğünü yapan YYÜ Makine Mühendisliği Öğretim Üyesi Doç. Dr. Burak Dikici, metalik implantların vücudun hemen her noktasında sıklıkla kullanıldığını, ancak vücuda ilk temasında bazı reaksiyonların oluşabildiğini aktardı. Basit bir iltihaptan, şiddetli reaksiyonlara kadar ulaşabilen rahatsızlıkların yaşanabildiğini dile getiren Dikici, şunları belirtti: "Yaptığımız çalışmada oluşan mujik reaksiyonların önüne geçmek için metalik implantların üzerini doku benzeri, kemik karakterli bazı yapılarla kaplanmasını sağlıyoruz. Bunu kaplarken de implantın kullanıldığı yere bağlı olarak bazı katkılar ekliyoruz. Kullanacağımız metal implant bir diş implantıysa üzerine kemik benzeri bir yapıyla kapladıktan sonra içine antibakteriyel etki sağlayacak bazı parçacıklar ekliyoruz."
 
İmplant vücuda ilk girdiğinde sanki metalle değil de kendinden bir parçayla karşılaşıyormuş gibi bir izlenim algılanmasını sağlamaya çalıştıklarını belirten Dikici, kullandıkları alaşımların ticari olarak satılanlardan farklı olarak toksit ve alerjik elementler içermediğine dikkati çekti.
 
Dikici, Japonya'da üretilerek kendilerine gönderilen alaşımların biyoaktif kaplamalarla kaplandığını dile getirerek, şöyle dedi: "Yapılan araştırmalara göre ticari olarak kullanılan titanyum-alüminyum, kobalt-krom alaşımları veya paslanmaz çeliklerde bulunan bazı elementler, vücutta toksit ve alerjik etkiler oluşturuyor. Vücutta alüminyumun uzun süre kalması durumunda alzaymırı tetiklediği veya vanadyumun aşırı toksit etki yaparak, dermatolojik reaksiyonlara sebep olduğu görüldü. Dolayısıyla bu implantlarda ters reaksiyon gösteren elementlerin yerine, toksit ve alerjik etki göstermeyen elementlerin kullanılması gerekiyor. Çalışmamızda farklı olarak kullandığımız alaşım elementlerin hiçbiri yapılan testlerle toksit ve alerjik özellikle sergilemedi."
 
Kullandıkları implantların elastiki modülünün kemiğe oldukça yakın özellikte olduğunu vurgulayan Dikici, "Özellikle omurilik zedelenmelerinde metalik implantların kullanılması çoğu zaman kaçınılmaz oluyor. Fakat elastikel farklılık hastanın hareket kabiliyetini oldukça sınırlandırıyor. Geliştirilen implantlarda elastik modül kemiğe çok yakın olduğu için özel uygulamalarla bu alaşımlar kullanılabilir" diye konuştu. (AA)