Kalıtsal saç kaybı en sık gözlenen saç dökülmesi tipini oluşturuyor. Bu dökülmede genetik yatkınlık ve androjen hormonlarının (erkeklerde) özellikle dihidrotestesteronun rol oynadığı belirtiliyor. Kalıtsal saç kaybında, erkeklerde, alındaki saç çizgisi geriye doğru çekiliyor ve saçlı deri tepe kısmından açılıp, seyreliyor. Kadınlarda ise alın çizgisinde açılma olmadan saçlı deride, özellikle tepeden çevreye doğru saçlarda incelme ve seyrelme görülüyor. Tablet, sprey ve solüsyon şeklinde ilaçlar ile bazı destekleyici dermokozmetik ürünler kullanılarak saç dökülmesi süreci ertelenip, etkilenmeyen saçların kısmen korunması sağlanabiliyor. Saçların tamamen kaybolup kalıcı kelliğin oluştuğu durumlarda ise saç ekimi uygun kişiler için iyi bir tedavi yöntemini oluşturuyor.
Hatalı diyetler
Saçın yapısı olan keratin maddesinin vücutta sentezlenmesi için bazı temel proteinlerin besinler aracılığıyla, vücuda yeterli miktarda alınmaları gerekiyor. Vücudun ihtiyacı olan protein miktarı alınmadığında ise saç dökülmesi başlıyor. Saçlı deriyi tutan mantar hastalıkları genellikle çocuklarda görülse de, yetişkinlerde de saç dökülmesine neden olabiliyor ve tedavi edilmezse kalıcı kellik oluşabiliyor.
Kan sulandırıcılar, artrit, gut, depresyon, kalp hastalıkları ve yüksek tansiyon için kullanılan bazı ilaçlar saçları dökebiliyor. Ayrıca doğum kontrolü için kullanılan ilaçların bazen kullanımları kesildiğinde saç dökülmesi gözlenebiliyor. Vücut yapılandırma için kullanılan bazı ilaçlar da yine saç dökülmesine neden olabiliyor.
Alopesi Areata (Saçkıran hastalığı): Halk arasında saçkıran hastalığı olarak bilinen ve otoimmün bir hastalık olan alopesi areata özellikle ağır stresli durumlarda ortaya çıkıyor. Saçlı deride, bazı hastalarda ise kaş, kirpik ve sakallar da dahil tüm vücut kıllarında, vücudun kendi ürettiği bir takım otoantikorlar yüzünden oval şeklinde dökülmelere yol açıyor. Genetik yatkınlık, nörolojik faktörler, enfeksiyonlar ile stres gibi etkenlerin hastalığı tetiklediği düşünülse de altta yatan etken henüz tam olarak aydınlığa kavuşmadı. Kalıcı kelliğe neden olmayan bu hastalık uzun sürerse tedavi gerekebiliyor.
Ağır stresli durumlar: Ağır stresli durumlarda saç dökülmesine sıklıkla rastlanıyor. Stres vücudumuzda çeşitli stres hormonlarının salgılanmasına neden olarak iç dengenin bozulmasına ve bunun sonucunda birçok hastalığın ortaya çıkmasına yol açıyor. Bu hastalıklar da saçları dökebiliyor.
Aşırı kilo kayıpları: Aşırı kilo kayıplarının sonrasında saçların dökülmesi sıklıkla gelişen bir durum. Bunun nedeni ise aşırı kilo kaybında telofen effluvium olarak adlandırılan doğal dökülme evresindeki saç oranının ve dökülme süresinin uzaması. Saçlardaki dökülme ortalama 3-6 ay kadar devam edip, sonrasında durabiliyor.
Yüksek dozda A vitamini. Yüksek dozda A vitamini almak da yoğun bir saç dökülmesiyle sonuçlanabiliyor. A vitamini alımı durduktan sonra saç dökülmesi de sona eriyor.
Anoreksi ve bulimia: Anoreksi ve bulimia gibi yeme bozuklukları olan hastalarda beslenmeyle alınması gereken demir, vitamin, protein ve çinko gibi elementlerin eksikliğine bağlı saç dökülmesine sıklıkla rastlanıyor. Bu hastalıklar tedavi edildiğinde saç dökülmesi duruyor ve kaybedilen saçlar tekrar yerine geliyor.
Sistemik hastalıklar: Yaklaşık 30’dan fazla sistemik hastalık saçları dökebiliyor. Altta yatan etken genellikle tiroit hastalıkları ve anemi oluyor. Ağır cerrahi işlemler, yüksek ateşli hastalıklar, ağır geçirilen enfeksiyon hastalıkları ve bazen ağır bir gribal enfeksiyon sonrasında da yoğun saç dökülmeleri gözlenebiliyor. Bu hastalıkların tespit edilmesi ve tedaviye başlanmasının ardından saç dökülmesi durabiliyor.
Hormonal değişimler: Saç dökülmesinin bir başka nedeni de, hormonal değişiklikler. Özellikle doğum sonrasında gözlenen saç dökülmeleri, hamilelik hormonunun yerini tekrar östrojen hormonuna bırakmasıyla gerçekleşiyor. Birkaç ay kadar yoğun saç dökülmesi olağan kabul ediliyor. Ancak uzun sürdüğü durumlarda dermatologlara danışmak gerekiyor. Ayrıca menopozla birlikte de saçlarda dökülme sorunu gelişebiliyor. Bir süre sonra saç dökülmesi dursa da saç yoğunluğu menopoz öncesi yoğunluğuna tekrar ulaşamayabiliyor.
Demir eksikliği: Demir eksikliği saç dökülmesinin başlıca sorumluları arasında yer alıyor. Diyetle yeteri kadar demir alınmaması veya demirin emiliminde sorun olan hastalarda saç dökülmesi şikayetine çok sık rastlanıyor.
Sikatrisyel Alopesi: Kalıcı kellik şeklinde gelişiyor, saçlı derinin belirli bir bölgesine lokalize veya yaygın olabiliyor. Bu hastalıkta saç köklerinde kalıcı bir hasar oluşuyor. Dökülen saçların yerlerinde tekrar saç çıkması mümkün olmadığı için dermatoloji uzmanları tarafından hastalık ilerlemeden tedaviye başlanması büyük önem taşıyor.
Hatalı bakıma dikkat
Saç dökülmesinin altında yatan etken günlük hatalı saç bakım uygulamaları da olabiliyor. O uygulamaların bazıları şöyle:
Saçları çok fazla şampuanlamak: Çok sık saç boyatmak, düzleştirici gibi bazı yöntemlerle saçları şekillendirmek ve sıcak fön uygulamak saç kırılmalarına ve kopmalara yol açabiliyor.
Saçlar ıslakken taramak: Islakken elastikiyeti arttığı için saçlar kolayca zarar görebiliyor. Bu nedenle özellikle ıslakken çok fazla tarak darbeleriyle saçları taramak ve fırçalamak saç kırılmalarına neden olabiliyor.
At kuyruğu yapmak: Saçları çok gergin bir şekilde çekerek lastikle at kuyruğu yapmak, saçların alın çizgisini geriye çekerek, traksiyonel alopesi olarak adlandırılan saç kayıplarına neden olabiliyor. Aynı şekilde sıkı ve gergin yapılan saç örgüleri, saçlara küçük kliplerle eklenen saçlar da saç köklerine çekme kuvvetiyle zarar verebiliyor.