Göz tansiyonu 40 yaşından sonra göz sinirlerine zarar veriyor, kornea tabakasını inceltiyor

Göz tansiyonu olarak bilinen glokom, özellikle 60 yaş üzerinde görülen görme kayıplarının başlıca nedenlerinden biri.

Halk arasında göz tansiyonu ya da karasu olarak bilinen glokom, özellikle 60 yaş üzerinde görülen görme kayıplarının başlıca nedenlerinden biri. Sinsi ilerleyen hastalık, ani görme kayıplarına neden olabiliyor.

Göz tansiyonunun nedenleri, belirtileri ve tedavisi hakkında bilgi veren Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Nail Sönmez, glokomun, görme işlevinin tamamen ve kalıcı olarak yitirilmesine neden olabilecek boyutta optik sinirlere zarar verebileceğini söyledi. Erken teşhis ve tedavi ile görme kayıplarına karşı korunmanın mümkün olduğunu aktaran Sönmez. "Hastalığın çoğu zaman belirti vermeden ilerlemesi, neden kaynaklandığının, nasıl oluştuğunun bilinmemesi tanısı konulmuş hastalarda bile oluşturduğu risklerin göz ardı edilmesine neden olabiliyor. Dolayısıyla görme yeteneğimizi bizden çalmak için bekleyen bu sinsi hırsızla mücadele etmek için öncelikle düzenli göz muayenesi yaptırmak, hastalığı iyi tanımak ve uzman hekimin önerilerini dinlemek gerekiyor. Göz tansiyonu her yaşta, herkeste oluşabilir ama görülme olasılığını arttıran bazı faktörler vardır" dedi.

 

Sönmez'in verdiği bilgiye göre, göz içi basıncının yüksek olması, diyabet, yüksek tansiyon, kalp hastalıkları, orak hücre anemisi, migren gibi hastalıklar, ileri hipermetrop, ileri miyop olunması, gözün kornea tabakasının ortalamadan ince olması, 40 yaş üzerinde olmak risk faktörünü arttıran etkenler. Glokomun görülme oranı ve tipi ırklara göre de değişebiliyor. 

 
Farklı çeşitleri olan göz tansiyonunun en yaygın olanını "açık açılı glokom" olarak açıklayan Sönmez, düzenli muayenenin önemine ilişkin şu uyarılarda bulundu:
 
Gözlerinizi kontrol ettirin
 
"Açık açılı glokom genellikle belirti vermeden ve ciddi şikayetlere neden olmadan ileri görme kayıpları oluşana kadar ilerler. Açık açılı glokomdan sonra sıklıkla rastladığımız diğer glokom tipi dar açılı glokomdur. Bulanık görme, ani görme kayıpları, şiddetli baş ve göz ağrısı, şiddetli göz ağrısının eşlik ettiği mide bulantısı, ışıkların çevresinin hareli görülmesi, göz kızarıklığı gibi belirtilerle ortaya çıkabilir. Bu belirtilerden herhangi biri fark edildiğinde vakit kaybetmeden göz hastalıkları uzmanına başvurmak gerekir. Herhangi bir şikayet olsun ya da olmasın glokom teşhisi koymanın tek yolu bazı tetkikleri içeren detaylı bir göz muayenesidir. Uygulanan test ve tetkikler uzman bir göz hekimi tarafından detaylı olarak değerlendirildikten sonra teşhise uygun tedavi planı çizilir."
 
Tedaviyi belirleyen kriterler
 
Glokom tedavisinde ilaç, lazer ve cerrahi olmak üzere üç yöntem kullanıldığını dile getiren Dr. Sönmez, "Uygulanacak tedavi göz sinirlerindeki hasar, hastalığın safhası ve erken teşhisi, hastanın yaşı, mevcut diğer göz ve sistematik hastalıkları, kadın hastalarda hamilelik ya da emzirme durumu gibi birçok faktöre bağlı olarak değişir. Glokom, göz sinirlerine zarar veren bir hastalıktır. Hangi tedavi metodu uygulanırsa uygulansın göz sinirinin tahribatından ya da ölmesinden kaynaklı görme kayıplarının giderilmesi ve hastalık öncesindeki görme yeteneğine kavuşmak ne yazık ki mümkün değildir. Tedavideki amaç hastalığın ilerlemesini ve görme kayıplarını durdurmaktır" diye konuştu.