Gebelikte Depresyon Hamilelik Hormonlarıyla Karıştırılmamalı
Amerikan Kadın Doğum ve Hastalıkları Derneği'ne göre; kadınların %14-23'ü gebelik boyunca depresif belirtilerle mücadele etmektedir. Depresyon, bir kadını hayat boyu etkileme riski %25 olan bir duygudurum bozukluğudur. Bu nedenle depresyonun gebe kadınları etkilemesi sürpriz değildir. Bu sayılara rağmen ne yazık ki depresyon gebelikte es geçilen tanılardan biridir. Çünkü genelde depresif bulguların gebelikte gözlenen hormonal değişikliklere bağlı olduğu düşünülür. Bu varsayım hem anne, hem de doğmamış bebek için tehlikeli olabilir. Gebelikte rastlanılan depresyon tedavi edilebilir bir rahatsızlıktır.
Anne Adayı İntihar Eğilimine Yönelebilir
Gebelikte karşılaşılan depresyon klinikte gözlenen depresyona benzer. Değişen hormonlarla birlikte beyinde 'nörotransmitter' adı verilen, depresyon ve aşırı kaygıya yol açan kimyasalların düzeyi de değişebilir. Depresyondaki kadınlar genelde aşağıdaki belirtileri iki hafta veya daha fazla süredir yaşıyor olmalıdır:
- Sürekli üzüntü hali
Depresyon Yaşayan Annenin Bebeği Daha Huysuz Olabilir
Tedavi edilmemiş depresyon, zayıf beslenme, alkol ve sigara tüketimine yönelme, intihar davranışı gibi durumlara yol açarak; erken doğum, düşük doğum ağırlığı ve bebekte gelişimsel problemlere neden olabilir. Depresyondaki bir kadın sıklıkla ne kendine, ne de bebeğe bakabilecek güç veya isteğe sahip olmaz. Depresyondaki annelerin bebekleri daha az aktif, çevreyle daha az ilgili ya da tam tersine çok daha huysuz olabilir.
Gebelikte Depresyonu Tetikleyen Durumlar
- İlişki sorunları
- Ailede veya bireyin geçmişinde depresyon öyküsü
- Kısırlık tedavisi veya gebe kalmakta zorlanma
- İkiz ya da üçüz gebelik
- Geçmişte bebek kaybı
- Stresli yaşam olayları
- Gebeliğin sorunlu geçmesi
- Geçmişte kötüye kullanılma ya da travmatik yaşam olayları
- Ergen yaşta gebe kalmak
- Gebelik nedeniyle annenin ya da doğum sonrası bebeğin hastanede kalması
Hayattan Eskisi Gibi Keyif Alamıyorsanız…
Tıpta nerdeyse her hastalıkta olduğu gibi erken teşhis önemlidir. Gebelik depresyonu tedavisinde de erken teşhisle eski ruh sağlığınıza kavuşmanız mümkün. En az iki hafta süreyle her gün, günün büyük çoğunluğunda hayattan eskisi gibi keyif almıyorsanız, mutsuz ve gergin bir ruh hali içindeyseniz bir psikiyatri uzmanı veya klinik psikoloğa başvurmalısınız. Depresyon tek başına atlatılabilecek bir rahatsızlık değildir, destek gerekebilir.
Eğer ilaç tedavisine karar verilirse bebeğe zarar verme riski en az ve en etkin olan tedavi seçilmelidir. Hafif-orta şiddetteki depresyonlar, bireysel psikoterapi, aile terapisi, TMU (transkranial manyetik uyarım), kronoterapötik tedaviler (parlak ışık tedavisi, uyku deprivasyonu) gibi tedavilerle toparlayabilir. Ama şiddeti ağır bir depresyonda psikoterapi ve ilaç tedavisi birlikte önerilmektedir. Bazı kişilerde EKT (elektrokonvülzif terapi) uygulanabilmektedir. Tedavinin düzenlenmesi kişi ile işbirliği içinde ve kişiye özgü olmalıdır.
3 Adımda Gebelik Depresyonunu En Aza İndirebilirsiniz
EGZERSİZ: Serotonin (mutluluk hormonu diye de bilinir) düzeyini artırıp kortizol (stres hormonu) düzeyini düşürür.
DİNLENME ve UYKU DÜZENİ: Gerektiğinden az uyku kişinin stresle baş etme potansiyelini azaltır. Genelde aynı saatte kalkmaya çalışın. Gün içinde uyumamak gece uykuya dalmanızı kolaylaştırır.
DİYET ve BESLENME: Kafein, şeker, işlenmiş karbonhidrat, yapay katkı maddeleri ve düşük proteinli diyetler kişiyi daha kötü hissettirebilir.