Doç. Dr. Özlem Şahin Balçık, "Demir dünyada en çok bulunan elementlerden biri olmasına rağmen, demir eksikliği; dünyada ve ülkemizde her yaş grubunda en sık görülen anemi (kansızlık) nedenidir. Demir eksikliği anemisi; halsizlik, yorgunluk, aşırı uyuma isteği veya uykusuzluk, saç dökülmesi, tırnak bozukluğu, kaşıntı, baş ağrısı, baş dönmesi, öğrenme güçlüğü, unutkanlık, çarpıntı, nefes darlığı ve göğüs ağrısı, yutkunma güçlüğü gibi çok sayıda şikayete neden olabilmektedir" dedi.
Doç. Dr. Özlem Şahin Balçık, demir eksikliği anemisi tanısı ile ilgili, “Kan hemoglobin (Hb) değerinin düşük olması ile birlikte depo demir (ferritin) düzeylerinin düşük olması ile konabilmektedir. Demir eksikliği tanısı ardından yapılması gereken en önemli adım demir eksikliğine yol açan nedenlerin ortaya konmasıdır. Aksi halde demir eksikliği, tedavi ardından bir süre sonra tekrarlamakta veya altta yatabilme ihtimali olan mide ve bağırsak kanseri gibi erken teşhis konarak hemen tedavi edilmesi gereken hastalıklar ilerleyebilmektedir. Unutulmaması gerekir ki doğru tedavi için öncelikle doğru teşhis konmalıdır. Demir eksikliğinin en önemli nedenleri; ağızdan demir alımının azalması, demir ihtiyacının artması, demir emiliminin azalması ve demir kaybının artmasıdır“ diye konuştu.
Demir eksikliğinin en önemli nedenlerine değinen Doç. Dr. Özlem Şahin Balçık şu bilgileri verdi: "Ağızdan demir alımının azalması: Özellikle et ve et ürünleri demirden zengin gıdalardır. Hayvansal gıdaların içerdiği demirin mideden emilimi daha kolay olduğu için kan değerini yükseltmede etkinlikleri yüksektir. Kuru baklagiller, ıspanak ve üzüm gibi gıdalar bitkisel demir içermekte olup hayvansal gıdalardan alınan demire göre emilimleri daha düşük orandadır. Vejeteryan beslenenler ve et tüketimi az olanlarda demir eksikliği ile daha sık karşılaşılmaktadır. Ancak demir eksikliği tedavisi alan özellikle kan yağları (kolesterol ve trigliserit) yüksek olan ve kalp-damar hastalığı olan hastalar et tüketimini hekimlerinin önerdiği diyeti aşmayacak şekilde yapmalıdır. Demir ihtiyacının artması: Çocukluk ve ergenlik döneminde vücut kitlesinin artması ile birlikte; kadınlarda ise gebelik ve emzirme döneminde demir ihtiyacı artmaktadır. Özellikle çocuklarda demir eksikliği anemisi, büyüme ve gelişme geriliğine yol açabilmektedir. Demir emiliminin azalması: Midede atrofik gastrit olması ve çölyak hastalığı (ince bağırsağın; buğday, arpa, çavdar ve yulaf gibi tahıllarda bulunan gluten adlı proteine karşı ömür boyu süren hassasiyeti) gibi nedenler demir eksikliği anemisine yol açabildiği gibi tedaviye dirençli anemiler olarak karşımıza çıkmaktadırlar. Midede yerleşen ve gastritten mide kanserine kadar çok sayıda hastalığa yol açabilen helicobacter pylori isimli mikroorganizma da demir eksikliğinin nedenleri arasındadır. Demir kaybının artması; özellikle genç kadınlarda menstrasyon, doğum, lohusalık dönemindeki kayıplar demir eksikliğinin en önemli nedenleri iken, menopoz dönemindeki kadınlarda ve erkeklerde demir eksikliği anemisi saptandığında mide ve bağırsaktan kaynaklanan kayıplar akla gelmektedir. Mide ve bağırsak kanserleri, ülseratif kolit ve crohn hastalığı gibi iltihaplı bağırsak hastalıkları ve bazı bağırsak parazitleri (kurtları) demir eksikliğine yol açabilen başlıca nedenler arasındadır.”