Darülaceze'nin Alzheimer ve Demans Bakım Merkezi dünyaya model oluyor

Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ziyaret ettiği Arnavutköy'deki Darülaceze Sosyal Yaşam Şehri içinde yer alan Alzheimer ve Demans Bakım Merkezi dünyaya model oluyor. Darülaceze Başkanı Esra Ceceli İslam, aksam.com.tr'ye verdiği röportajda Darülaceze'nin bakım modelini bilimsel model olarak sunmak için hem ulusal hem uluslararası platformlarda yazılı hale getirdiklerini söyledi.

Gülcan Tezcan

Yaşlanma ve yalnızlık dünyanın yakın gelecekte en büyük sorunu halini alacak. Dünya bu konuda tedbirler almaya çalışırken ülkemiz köklü kurumları ile sosyal devlet olmanın gereğini yerine getiriyor. II. Abdülhamit tarafından yaptırılan Darülaceze de bu anlamda hizmet modeli ile bir asır sonrasına örnek oluyor. Darülaceze'nin Arnavutköy Yerleşkesi'nde yakın zamanda hizmete açılan ve geçen hafta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da ziyaret ettiği Darülaceze Alzheimer ve Demans Bakım Merkezi'ni ve kurumun çalışmalarını Darülaceze Başkanı Esra Ceceli İslam ile konuştuk.

Önce durum tespitiyle başlasak... Yaşlılık ve yaşlılık bakımı konusunda Türkiye ne durumda sizce?

Yaşlanma bir gerçek. Bu büyük ölçekli çalışmalarla da ortaya konuluyor. Avrupa Ekonomik Komisyonunun yaşlanma çalışma grubunun üyesiyim. Seçimle geliyoruz oraya. BM Avrupa Ekonomik Komisyonu Türkiye'nin üye olmasını özellikle istedi. Bize bir davet geldi. Siz uzun zamandır zaten büyük grubun içerisindesiniz, çalışma grubuna girmek ister misiniz diye. Beş ülke seçilecek. Oraya bir çalışma göndermemiz gerekiyordu. Ben o dönem yaşlılıkla alakalı bir çalışmayı gönderdim. Sonra programa katıldık. Seçildik ondan sonra Türkiye'deki yaşlılık çalışmaları hız kazandı, Avrupa ve dünyadaki durum üzerine hem okuma hem çalışma yaptık. Geçen sene de Türkiye Yaşlı Profili araştırması yapıldı. Dört yıl önce Yaşlılık Şurası yapıldı ve Yaşlılık Eylem Planı yayınlandı. Hepsindeki ortak sonuç şu: Türkiye çok hızlı yaşlanıyor. Gençliğimizdeki 'Dünyadaki en genç ülkelerden biriyiz' cümleleri ne çabuk bu hale geldi ayrı bir çalışma konusu ama hızla yaşlanıyoruz. Avrupa, ABD, diğer ülkeler de bu yaşlanma döneminden geçmişler ama o süreç onlarda daha uzun sürmüş. Yaş ortalaması yüksek ülke olma durumunu uzun yıllar yaşamışlar. Bir takım şeyler geliştirmişler zaten. Bizde yaşlanma sürecine giriş nüfustaki demografik değişiklik ve ülkenin hızla yaşlanması anî olan bir durum. Huzur evi ihtiyaçları gibi hizmetlerde de geometrik bir artış var.

Bir dönüşüm yaşıyoruz diyebilir miyiz?

Bu bir nüfus hareketi; nüfus hızla artmıyor artık Türkiye'de. Geçen yıl nüfus artış hızı yüzde 2'nin altına indi. Bu şu demek anne, babanın yerine iki çocuk olmuyor. Nüfusu aynı şekilde idame edemiyorsun. Cumhurbaşkanımızın üç çocuk vurgusunun sebebi de budur. Yurt dışında kaldığım zamanlarda şahit olmuştum; Avustralya hükümeti şunu diyordu. bir anne, bir baba bir de devlet için çocuk. Niye nüfusumuzun artması lâzım? Anne, babanın yerine gelecek nüfus, bir de nüfusun artışını sağlayacak biri. Nüfus artış hızı azalmış durumda. Dolayısıyla nesil yaşlanıyor. Bir de sağlık ve sosyal hizmet arttıkça ömür uzuyor. Beklenen yaşam süresi artıyor. Beklenen yaşam süresinin artması bir yandan kaliteli bir durum. Ama ülkenin o güne kadar karşılaşmadığı bir ihtiyaç sürecine girmesine sebep oluyor. Belli bir yaşın üstündeki nüfusa hizmet sunmak durumundasınız. Şu anda biz bu aşamadayız. Yeni hizmetleri bunun üzerinden oluşturacağız. Yaşlılar ve yaşlanmakta toplum için sunulacak hizmetler çok çeşitli alanları kapsıyor. Darülaceze'nin sunduğu gibi uzun süreli bakım alanında daha ciddi bir ihtiyaç var.

Darülaceze bu alandaki ilk ve tek kurum yanılmıyorsam...

Darülaceze tek diyemeyiz mutlaka Osmanlı döneminde vakfiyeler vardır. Kurumsallaşma anlamında çok eski. Dünyadaki en eski kurumlardan biri. 2025 Darülaceze'nin 130. Kuruluş yılı. Osmanlı-Rus Savaşı'nın olduğu dönem Anadolu dışındaki coğrafyalarda savaştan etkilenen vatandaşlar Türkiye'ye ve İstanbul'a gelmeye başlıyor. Dışarda kalanlar var İstanbul'da. Şehrin çeşitli yerlerinde çadırlar kurulduğu söyleniyor. Yetim kalanlar var. Aileler bölünmüş, bir yerden bir yere göçmüşsün; işin, gücün, kalacak yerin yok, açıktasın.

Sultan Abdülhamid Han kendi hazinesinden bağışlıyor bu arsayı. Şişli Etfal Hastanesi de aynı hazinenin bir parçası. Kimse sokakta kalmasın, sığınabilecekleri bir yer olsun, diyor. Burayı bir huzurevi olarak kurmuyor başlangıçta. O dönem evet, yaşlılara uzun süreli bakım veriyor. Yaşlı olmayan ama ihtiyaç sahibi olana da buradaki atölyelerde meslek edindiriyor, hayata geri dönmesini sağlıyor. Geçici, süreli bakım da veriyor. Bir de yetimhane var. Hâlâ devam ediyor. Çocuk hizmetlerinde 0-3 yaş grubu bebeklere bakıyoruz. Şu ara 25 bebeğimiz var.

Burası her yaştan ihtiyacı olana bir çatı olmuş. Kendi durumunu düzeltene kadar ya da kimsesi olmadığı için bundan sonraki ömrünü geçirebilecekleri bir kapı... Şartları da şöyle oluşturulmuş. Çocuğu olmayan ve bakım imkânı bulunmayan bir başına kalan kişilere Darülaceze ücretsiz bakıyor. Varidatı, malı mülkü olanlar da kalabilir ama bağışlama şartı ile. Buradan da kendine bir döner sermaye oluşturuyor. İmkânı olmayanların ihtiyaçlarının da görülebilmesi için. Uzun dönem bakım güvencesini dayanışmaya bağlamış.

Böyle bir sistem kurulmuş ve Devleti Aliye Dahiliye Nezareti'ne bağlanmış. O da ayrı bir vizyon. Tam göç döneminde kurulduğu için kimler gelmiş, kimler gitmiş bunun kaydının tutulması açısından da önemli. O açıdan çok önemli bir arşivi olan bir yer burası. Sosyal hizmetlerin çıkış noktalarından biri.

Şu an farklı bir yapılanmaya da gidiyor...

Darülaceze İstanbullu bir kuruluş, en önemli özelliği o. Türkiye modernleştikçe özellikle yaşlı ve engelli bakımı ihtiyaçları arttıkça devletimiz bünyesinde başka kurum ve kuruluşlar kurulmuş. Çok sayıda kamu kuruluşumuz var bu alanda hizmet veren. Darülaceze de İstanbul için kurulmuş ve nizamnamesinde de İstanbul'a kayıtlı olmak şartı aranıyor burada kalabilmek için. Darülaceze'nin bakım modelini bilimsel model olarak sunmak için hem ulusal hem uluslararası platformlarda yazılı hale getiriyoruz. Bu modelin geliştirilmesi, başka alanlara da yansıtılması, aynı vakfiye mantığının devam etmesi maksadıyla sayın Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla Arnavutköy'de Darülaceze'den on kat daha büyük, son derece modern ve güzel bir tesis yapıldı. Darülaceze Arnavutköy Sosyal Yaşam Şehri. Neredeyse bir şehir gibi. Dünya çapında bir merkez haline gelecek. İlk sakin kabulüne Alzheimer/Demans bakımıyla alakalı bir çalışma yapalım istedik.

Çok özel bir bakım gerektiriyor değil mi Demans?

Yaşlılık kendi başına değişik bir sağlık durumu. Başka bir hastalığınız olmasa da yaşlanma ile vücutta önemli değişiklikler oluyor. Diğer hastalıklar bir yana Alzheimer/Demans insanda yaşı da beklemeden başlayan ve bazı durumlarda çok hızlı gelişen ve o haliyle bir bilinmezi oluşturan, aileyi de zor durumda ve çaresiz hissettiren bir durum.

Bakımı hayli zor, ihtiyaçları çok değişiyor. Yaşlanmaya bağlı diğer unutma türlerinden farklı, bedensel olarak da değişikliklere sebep oluyor. Başka ihtiyaçlar beliriyor bir süre sonra. Daha ileri aşamalarda yatağa bağımlı bakım gerekebiliyor. İnsan sadece hatıralarını değil yemek, yutmak gibi bazı sıradan günlük melekelerini de unutabiliyor.

Yaşlı bakımı her açıdan duygu yanı ağır basan bir alan ama bu, insanın hem duygularını etkileyen hem de neden, nasıl oluyor diye çok düşündüren bir hastalık. Alzheimer Derneği Başkanı hocamızla konuştuğumuzda bu konuda bir gelişme olup olmadığını, nedeni nedir, önlenebilir mi? diye sordum. "Bunun üzerinde çalışıyoruz. Bütün dünya bunun üzerinde çalışıyor." dedi. Sadece yaşlılıkta beklenen bir şey değil Demans, daha genç yaşta da olabiliyor. Önlenmesi için bazı şeyler elbette var. Bir takım yeni terapilerden bahsetti hocamız. Bunlar da bizim üzerinde konsantre olabileceğimiz alanlardan bir tanesi. En azından yaşam kalitesinin artması, daha rahat şekilde hayatını devam ettirmesi, ilerlemenin mümkün olduğunca yavaşlatılması, bilimsel alanda neler yapılıyor ona da bakıyoruz. Bu konuyla ilgili bir danışma kurulu oluşturma hedefindeyiz. Özellikle üniversite hocalarımızdan, tıbbi alanda bununla ilgili çalışanlardan destek alacağız. Bakım modelimizi yeniliklere, gelişmelere göre belirleyelim istiyoruz.

Hem Darülaceze merkezinde hem de Arnavutköy'de bu anlamda örnek bir yaklaşım var sanırım...

Yurtdışı program ve toplantılarımızda çok takdirle karşılanan bir konu bu. Dünyanın sağlıklı yaşlanma 10 yılı ana dökümanında iyi yaşlı bakım uygulamalarının arasında Türkiye'nin adı var. Bizde her kişinin bireysel bakım planı var. Her kişi neye ihtiyaç duyuyorsa ona göre bir bakım planı düzenlenip hem hasta bakıcının, hemşirenin hem de oradaki fizyoterapistin beraber uyguluyor. Ama elbette standart bir hizmet kalitesi de var.

Arnavutköy'deki Demans Merkezi'nde de bireysel bakım planları üzerinden gidecek hizmetimiz. Burada bize yol gösteren hocalar olacak. Demans hastasının yaşadığı yerde kendini güvende ve rahat hissetmesi önemli. Orayı benimsedikten sonra o alanı kendi özel alanı olarak belirleyecek ve huzurlu, mutlu yaşayacak. İşte o yüzden ışığından, rengine, dekorasyonuna kadar odaları nasıl daha ev gibi hissedecekleri hale getirebiliriz diye düşünerek hassas bir çalışma yaptı arkadaşlarımız. Şimdilik ilk kapasitemiz 120 kişilik. Çok iyi biliyorum ki sonrasında mutlaka birkaç binamızı daha bu konuya tahsis etmek durumunda kalacağız. Çünkü elimize gelen raporlarda bu alanda ciddi bir ihtiyaç görünüyor. Dünyadaki rakam yüksek, bizdeki rakamın da aşağı yukarı 500 bine yakın olduğu söyleniyor Türkiye çapında.