Botoks genetik bozukluklara yol açabilir... Yaptırmadan önce iki kere düşünün!

Botoks, dolgu ve kök hücre işlemlerinin mRNA taşıdığını söyleyen Dr. Ozan Özcan, “Korona aşısının genetiği bozduğunu söyleyenler söz konusu güzellik olunca susuyor” dedi ve ekledi: “Botoksun içinde insan ve domuz albümini yani proteini var. Ciddi genetik hastalıklara neden olabilir.”

RÖPORTAJ: YASEMİN İLAN

Kovid-19 mRNA aşılarının kalp ve dolaşım sisteminde pıhtılaşma yaptığı, vücudun DNA'sını bozduğu iddiaları hâlâ tartışılırken, Dr. Ozan Özcan güzel görünme uğruna yapılan estetik dokunuşların da aynı tehlikeyi taşıdığını belirtti. Dr. Özcan, dolgu ve botoks başta olmak üzere birçok işlemde kullanılan malzemelerin içeriğinin mRNA taşıdığını iddia etti. Estetik dokunuşlarda vücuda enjekte edilen ilaçların mRNA taşıdığını vurgulayan Dr. Ozan Özcan, "Kovid aşısı yaptırırken 'kodumuzu değiştiriyorlar' diye itiraz edenler konu estetik olunca bunu görmezden gelebiliyor. Söylesen de umursamayanlar var. İnsanlar 'yeter ki güzelleşeyim' düşüncesindeler" dedi.

GÖBEK KORDONUNDAN ALINIYOR

Kök hücre uygulamasının da risklerinden bahseden Dr. Ozan Özcan "Kök hücreler kişinin kendisinde ya da uyumlu donörden alınarak hasta kişiye nakledilir. Böylelikle hastanın hasar gören organ ve dokularının yenilenmesi sağlanır. Önceleri yalnızca kemik iliğinden alınabilen kök hücre teknoloji ve tıbbın gelişmesi sayesinde kordon kanından da alınarak uygulanabilir. Kök hücrenin hayvan kaynaklı ve bitki kaynaklı olanları da yapay kök hücre olarak üretimde ve uygulanıyor" dedi. İnsandan alınan kök hücrelerin başka birine enjekte edildiğinde o kişinin genetik aktarımının da diğer kişiye geçebileceğini söyleyen Dr. Özcan uyardı: "Çocuklardan ya da gençlerden alınan kök hücre kişiye enjekte edildiğinde siz o kişinin kalıtsal ya da taşıyıcısı olduğu hastalıklarına da maruz kalıyorsunuz. Kök hücreyi göbek kordonundan alıyorsunuz, sıfır yaşında alıyorsunuz mesela veya bir yaşında sünnet derisinden alınıyor. Peki ya o çocuğun ileride ortaya çıkacak kalıtsal bir hastalığı varsa, o hastalık size de sirayet etmiş olacaktır. Bunu düşünen maalesef yok."

KAÇAK İŞLEMLER İLERİDE CİDDİ SORUNLAR DOĞURACAK

Botoksun içerisinde insan ve domuz albümini olduğunu dile getiren Dr. Ozan Özcan "Albümin, karaciğer hepatositleri tarafından sentezlenen ve kanda yüksek oranda bulunan bir proteindir" dedi. Botoksta enjekte edilen malzemede domuz albümini olduğunu, bunun da botoks reçetesinde yer aldığını belirten Dr. Özcan "Botoksta bakterinin ürettigi toksin dışında bu toksin hücreye taşıyan albümümün var. Enjekte edilen albümin kimden alındığı belli değil, sen o albümini yüzüne enjekte ettiriyorsun, genetik hastalık taşıyan birinden almış olabilirsin. Botoks soğuk zincir şeklinde uzmanlara ulaşıyor. Güvenilir kaynaklardan alınmadığında, kaçak uygulamalar yaptırıldığında tehlikeli sonuçlar doğurabilir.

UCUZ BOTOKS ÖNERİLERİNE KARŞIYIM

Kore, İspanya ve İtalya'nın hazır kök hücre ürettiğini dile getiren Dr. Ozan Özcan "Yüze enjekte edilen ilaçlarda kimse bilmiyor ama mRNA dediğimiz uyarıcı madde var. Uyarıcı madde cilde verilerek kolejen uyarılıyor. Bitkisel kaynaklı üretilenlerde hiç değilse genetik hastalıkları alma riski ortadan kaldırılıyor" dedi. Kök hücre uygulamasının iki bazen üç seans uygulandığını söyleyen Dr. Özcan, seans ücretinin 150 euro ile 450 euro arasında değiştiğini söyledi. Dolgu ve botoks yaptırırken de dikkat edilmesi gerektiğini söyleyen Özcan 5 bin liradan ucuz botoks, 7 bin liradan ucuz dolgunun sahte olabileceğini dile getirdi.

ESTETİK YAPTIRMAK ZENGİNLİK ALGISI OLUŞTURUYOR

Güzellik anlayışının değiştiğini dile getiren Dr. Ozan Özcan "Bundan 10 sene önce kimsenin çenesine bakmazken artık yüz hatlarına sivri çene ve belirgin elmacık kemiklerine bakıyoruz. Elmacık kemiği kalkık mı veya keskin mi diye 15 sene önce hiçbir kadına bakılmazdı. Güzellik algısı göz rengiyle sınırlıydı. Bir kadının dudağı kalınsa o kadın güzeldir inceyse değildir gibi bir algı yoktu eskiden ama şimdi değişti. Bir de kadınlar eskiden estetik yaptırdığı belli olsun istiyordu. Çünkü bu sosyal statü sebebiydi bu operasyonları işlemleri yaptırabilmek. Sosyal bir statü olarak bunu gören kadınlar 'benim param var işte ben de artık belli bir statüdeyim ben bunu yaptırabiliyorum. İnsanlar görsün anlasınlar benim param var estetik işlemler yaptırıyorum' diye düşünüyordu. Şimdi doğala dönüş var.

'ŞİMDİ GÜZEL OLALIM YARIN ÖNEMLİ DEĞİL'

"Dudağı ince bir kadın mecbur gibi toplum baskısı ,arkadaş ortamında sözlü alenen uyarılır oldu" diyen Uzman Psikolog Yeşim Akıncı "Danışanlarımın bir kaçında gördüğüm serzeniş arkadaşlarının "paran mı yok yaptırsana baskısı" olduğu idi" dedi. Yeşim Akıncı "Güzellik olmazsa olmaz kural olarak görülünce eğitim, saygınlık, asalet, görgü kuralları daha sonra bakılan ve para emek harcanan konular oldu" dedi.

ye konuştu. Uzman Psikolog Yeşim Akıncı sözlerini şöyle sürdürdü: "Son araştırmalarda estetik müdahalelerin yaş aralığının çok düşmesi endişe vericidir. Kendi bedenini sevmek, beden algısı oluşturmak sağlıklı, mutlu bir yaşam yaşamak asıl amaç olmalıdır. Başkasına benzemek için yapılan ameliyatlar daha çok depresyona sebep olabilirken ve devamlı ameliyat ve enjekte alışkanlığı geliştirebilir. Estetik bağımlılığı oluşan kişi devamlı kendine müdahale ettirebilir ve yine mutlu olmayabilir. Estetik amaçlı enjekte edilen ürünlerin yapısı bakımından incelenmelidir. Çeşitli alerjiler yapabilir ve ilerde genetik sorunlara yol açabilir ancak bu konu maalesef kimse içeriklere bakmıyor ve sonuç odaklı davranıyor. Toplum olarak "Şimdi güzel olalım yarın ne olur önemli değil" düşüncesinden çıkmamız lazım. İnsanoğlunun bedenine yaptığı yatırım kadar en az ruhuna ve zihnine yapması gerekiyor."