Bilim uyarıyor; İnsan ömrü artık yavaşlıyor!

Uluslararası araştırmacı ekibinin yeni çalışması, geçtiğimiz yüzyılda görülen çarpıcı yaşam beklentisi artışının artık yavaşladığını ortaya koydu. Gelişmiş ülkelerde yaşam beklentisi hala yükselecek ancak daha önce olduğunun yaklaşık yarısı kadar bir hızda.

HABER MERKEZİ

Geçtiğimiz yüzyıl boyunca insanların yaşam süresi önemli ölçüde uzadı ve bu durum hepimizin düzenli olarak 100 yaşına kadar yaşayacağını düşünmemize yol açtı. Ancak Max Planck Demografik Araştırmalar Enstitüsü'nden demograf José Andrade başkanlığında yürütülen yeni bir çalışma, bu iyimser beklentinin gerçekçi olmadığını gösteriyor. Araştırma, 20 yüksek gelirli ve düşük ölüm oranına sahip ülkenin nüfus verilerini inceleyerek, yaşam beklentisindeki artışın önemli ölçüde yavaşladığını ve bu eğilimin öngörülebilir gelecekte devam edeceğini ortaya koymaktadır.

Uluslararası araştırmacı ekibi, 1939 ile 2000 arasında doğan insanlar için altı farklı tahmin modeli kullanarak tarihsel kayıtları analiz etti. Elde edilen bulgular oldukça dikkat çekicidir: yaşam beklentisi hala yükselecek olmakla birlikte, bu artış geçmişteki hızının yaklaşık yarısı kadar olacaktır. Andrade, 1980'de doğanların ortalama olarak 100 yaşına kadar yaşamayacağını ve çalışmaya dahil edilen hiçbir nesil kohortunun bu dönüm noktasına ulaşmayacağını tahmin etmektedir.

Bebek ölüm oranındaki iyileşme artık sınırına ulaştı

Yaşam beklentisindeki artışın neden yavaşladığını anlamak için tarihsel verilere bakmak gerekir. 1900'den 1938'e kadar yaşam beklentisi her nesilden yaklaşık 5,5 ay artmıştır. Ancak 1939 ile 2000 arasında doğan nesiller için bu artış nesil başına yaklaşık 2,5 ila 3,5 aya düşmüştür ve bu fark oldukça belirgindir. Bu yavaşlamanın temel sebebi, bebek ölüm oranındaki iyileşmelerin artık sınırına ulaşmış olmasıdır.

Geçmiş yüzyılda yaşam beklentisindeki artışlar, büyük ölçüde çok genç yaşlardaki hayatta kalma oranlarındaki olağanüstü iyileşmelerden kaynaklanmıştır. Daha iyi tıbbi hizmetler ve kamu hijyeni sayesinde çocukları daha genç yaşta hayatta tutmada çok daha başarılı hale gelen gelişmiş ülkelerde, artık bu alanda fazla iyileştirme yapılacak alan kalmamıştır. Andrade'nin açıklamasına göre, bu düşüş büyük ölçüde geçmişteki uzun ömürlülük artışlarının çok genç yaşlardaki hayatta kalmadaki olağanüstü iyileşmeler tarafından yönlendirilmiş olması gerçeğinden kaynaklanmaktadır.

Gelişmiş ülkelerde yaşam beklentisi artık 80 yıl civarında

Yaşam beklentisi dünyanın neresinde yaşadığınıza ve bir dizi başka faktöre bağlı olarak değişmektedir. Ancak gelişmiş ülkeler için mevcut yaşam beklentisi yaklaşık 80 yıl civarında seyretmektedir. Bu seviyeden bunun bir süre için çok hızlı yükselmesi pek olası görülmemektedir. Wisconsin-Madison Üniversitesi'nden uygulamalı nüfus ekonomisti Héctor Pifarré i Arolas, insan yaşamını önemli ölçüde uzatan herhangi bir büyük atılım olmadığında, yetişkin hayatta kalma oranı tahmin ettiklerinin iki katı hızla iyileşse bile yaşam beklentisinin yine de 20. yüzyılın başlarında görülen hızlı artışlara ulaşmayacağını belirtmektedir.

Yaşam beklentisi bilgisinin pratik önemi

Yaşam beklentisinin farkında olmak, birçok açıdan oldukça önemlidir. Bir ulusun sağlık planlarından sorumlu olan kamu yöneticileri için bu bilgi, gelecekteki sağlık hizmetleri talebini tahmin etmede kritik rol oynamaktadır. Aynı zamanda bireysel düzeyde emekli maaşına ne kadar katkı yapacağını merak eden insanlar için de bu veriler hayati bir karar faktörüdür. Yaşam süresinin bireysel düzeyde, yaptığınız egzersizden kıyıya ne kadar yakın yaşadığınıza kadar sayısız şekilde etkilendiğini biliyoruz.

Bu araştırmanın gösterdiği ise, bu etkilerin çok daha büyük bir ölçekte işlemesi ve belki de daha uzun, daha mutlu yaşamlar sürdürmemiz için daha fazla araştırmaya öncelik vermemiz veya sağlık hizmetlerini iyileştirmemiz gereken alanlara işaret etmesidir. Yaşam beklentisindeki artışın yavaşlaması, toplumların gelecek planlamalarını yeniden gözden geçirmesi gerektiğini göstermektedir.

Sonuç olarak, 20. yüzyılın ilk yarısında elde edilen benzeri görülmemiş yaşam beklentisi artışı, öngörülebilir gelecekte tekrar elde edilmesi pek olası olmayan bir fenomen gibi görünmektedir. Bu bulgular, insanların bireysel ve kolektif beklentilerini buna göre ayarlaması gerektiğini göstermektedir. Yaşam beklentisindeki kazanımlar zirveyi çoktan geçmiş olabilir ve bu yeni gerçekliğe uyum sağlamak, hem bireysel hem de toplumsal düzeyde önemli bir zorunluluk haline gelmiştir.