Beyin damarlarındaki gizli nabız demans uyarısı verebiliyor

Güney Kaliforniya Üniversitesi'nde geliştirilen yeni görüntüleme yöntemi, beyin damarlarındaki ince nabızları ilk kez detaylı şekilde haritalandırabiliyor. Araştırmacılar, bu tekniğin yaşlanma ve demans arasındaki bağlantıyı ortaya çıkarabileceğini belirtiyor.

HABER MERKEZİ

Beyin damarlarında meydana gelen değişikliklerin demans ve bilişsel gerileme gibi ciddi sağlık sorunlarının habercisi olabileceği, yeni bir araştırmayla gün yüzüne çıktı. Güney Kaliforniya Üniversitesi'ndeki bilim insanları, beyindeki minik kan damarlarının nabız hareketlerini ölçebilen ilk invaziv olmayan yöntemi geliştirerek, yaşayan insan beyinlerinde bu konuda derinlemesine çalışma yapabilme imkanı elde ettiler.

Beyin damarlarındaki nabız nasıl ölçülüyor?

Araştırma ekibi, Siemens Healthcare US ile işbirliği yaparak iki farklı MRI tekniğini birleştirmiş ve beyin vaskülatüründeki hacim değişikliklerini izleyebilen bir sistem oluşturmuştur. Vasküler alan işgali (VASO) ve arteriyel spin etiketleme (ASL) olarak bilinen bu teknikler, beyin damarlarının genişlemesi ve daralması sırasında meydana gelen değişiklikleri kaydedebilmektedir. Yöntem, beyin damarlarındaki en büyük dallarından başlayarak, uçlarındaki en küçük dallara ve yan dallara kadar tüm serebrovasküler ağ boyunca dinamik değişiklikleri tanımlayabilmektedir. Bu sayede, daha önce hayvan çalışmalarıyla sınırlı kalan araştırmalar, artık canlı insan beyinlerinde gerçekleştirilebilmektedir.

Beyin damarlarındaki nabız neden önemli?

Güney Kaliforniya Üniversitesi'nden nörolog Danny Wang, arteriyel nabzın beynin doğal pompası gibi işlev gördüğünü ve sıvıların hareket etmesine ile atıkların temizlenmesine yardımcı olduğunu açıklamıştır. Beyin damarlarındaki nabız hareketleri, beyin omurilik sıvısının dolaşımını sağlayarak, beyinin sağlıklı kalmasında kritik bir rol oynamaktadır. Önceki araştırmalar, serebrovasküler sistemdeki arteriyel nabızların demans veya bilişsel gerilemeyi öngördüğünü ileri sürmüştür. Bazı bilim insanları, beyin damarlarındaki artan nabzın Alzheimer hastalığı gibi belirli demans türlerine katkıda bulunabileceğini düşünmektedir. Yeni yöntem sayesinde, bu teorilerin doğru olup olmadığını yaşayan insan beyinlerinde test etmek mümkün hale gelmiştir.

Araştırmada neler bulundu?

Baş yazar ve sinirbilimci Fanhua Guo ile Wang'ın laboratuvarındaki ekip, 20'li ve 30'lu yaşlarının başındaki 11 genç katılımcı ile 50'li yaşlarının ortası ve 60'lı yaşlarının başındaki 12 yaşlı katılımcının beyinlerindeki mikrovasküler nabızlarını analiz etmiştir. Çalışmanın sonuçları, derin beyaz maddedeki kan nabızlarının yaşla birlikte hızlandığını ve hipertansiyonu olan yaşlı bireylerin çoğundan daha fazla değişiklik gösterdiğini ortaya koymuştur. Bu bulgular, yaşlanma sürecinde beyin damarlarında meydana gelen yapısal ve işlevsel değişikliklerin, demans riskini artırabileceğini göstermektedir. Araştırmacılar, bu yeni tekniğin hem araştırma hem de klinik kullanım için güçlü bir potansiyel gösterdiğini ve serebral mikrovasküler sistemin doğru görüntülenmesini sağladığını vurgulamıştır.

Yaşlanmayla birlikte beyin damarlarında neler oluyor?

Araştırmacılar, bulguların arkasında yatan mekanizmaları henüz tam olarak anlamış olmasa da, bazı hipotezler geliştirmiştir. Beynin mikrovasküler sisteminin yoğunluğunun yaşla birlikte doğal olarak azaldığı düşünülmektedir. Bu azalma, arterlerin her nabzın basınçlarını eskisi kadar iyi dağıtamayabileceği anlamına gelmektedir. Eğer bu durum gerçekse, beyin basıncı serbest bırakmak için, beyaz maddedeki dış arterlerin nabız hacmini artırabilmektedir. Bu da beyne banyosunu yaptıran beyin omurilik sıvısının akışını yavaşlatabilir ve yaşlanma ile hastalıkla yakından bağlantılı olan bu süreci hızlandırabilir. Beyin damarlarındaki nabız değişiklikleri, bu nedenle yaşlanmanın beyin üzerindeki etkisinin önemli bir göstergesi olarak kabul edilmektedir.

Demans araştırması için yeni ufuklar

Wang'ın laboratuvarında doktora sonrası araştırmacı olan Guo, bu bulguların büyük damar görüntülemede gördükleri ile yaşlanma ve Alzheimer hastalığında gözlemlenen mikrovasküler hasar arasında eksik bir bağlantı sağladığını belirtmiştir. Yeni yöntem, insanlarda ilk kez, küçük kan damarlarının hacimlerinin yaşlanma ve vasküler risk faktörleriyle nasıl değiştiğini görmemizi sağlamaktadır. Bu keşif, beyin sağlığını, demansı ve küçük damar hastalığını incelemek için tamamen yeni yollar açmaktadır. Gelecek araştırmalar, bu tekniğin demans erken teşhisinde ve önlenmesinde nasıl kullanılabileceğini gösterebilir. Beyin damarlarındaki nabız değişikliklerinin izlenmesi, potansiyel olarak Alzheimer ve diğer demans türlerinin gelişimini önceden tahmin etmeyi mümkün kılabilir.

Sonuç olarak, Güney Kaliforniya Üniversitesi'nde geliştirilen bu yeni görüntüleme tekniği, beyin damarlarındaki gizli nabzın sırlarını açığa çıkarmaya başlamıştır. Beyin damarlarındaki yapısal ve işlevsel değişikliklerin yaşlanma ve demans riski ile ilişkisinin daha iyi anlaşılması, gelecekte hastalıkların erken teşhisi ve tedavisi için önemli bir adım olabilir. Araştırmacılar, bu bulguların tıbbi uygulamaya geçmesiyle, milyonlarca insanın demans gibi ciddi hastalıklardan korunmasına yardımcı olabileceğini umut etmektedir.