AA
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, "Omicron öncesi hastane yükümüz şu an Türkiye'de 4'te bire inmiş durumda." dedi.
Bursa Valisi Yakup Canbolat ile basına kapalı görüşme gerçekleştiren Bakan Koca, daha sonra gazetecilerin sorularını yanıtladı.
"BİLİM KURULU'NUN EN ÖNEMLİ TOPLANTILARINDAN BİRİ OLACAK"
Yeni tip koronavirüs (COVID-19) salgınına da değinen Koca, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Dünya gündemini 2 yıldır esir alan koronavirüs salgını halen gündemimizde olsa da artık zihnimizden çıkarma zamanı gelmiştir. Bundan sonra kişisel koruyucu tedbirler ve aşıyla korunup günlük hayatımızı sürdürmek istiyoruz. Daha güvendeyiz çünkü artık aşımız var, ilacımız da var. Vaka sayısı dün itibarıyla 3 bin 200'e kadar düştü. Hastanelerimizde, yoğun bakımlarda gittikçe hastalarımız azalmakta, COVID servisleri peyderpey kapanmaktadır. Bu hafta çarşamba günü toplanacak Bilim Kurulu'nda salgında gelinen noktayı ve mevcut tedbirleri ele alacağız. Kanaatimce bu toplantı Bilim Kurulu'nun en önemli toplantılarından biri olacaktır."
VAKALAR SON 1,5 YILIN EN DÜŞÜK DÜZEYİNDE
Bakan Koca, bir gazetecinin COVID-19 salgınının seyrine ilişkin sorusu üzerine şunları söyledi:
"Salgın her geçen gün gündemimizden çıkmaya başladı. Dün itibarıyla 3 bin 200 vakaya düştüğünü, özellikle son 1,5 yıldan bu yana en düşük olan düzeye geldiğini söyleyebilirim. Bunun dışında dün vefat eden sayımız ise 17'ydi. Son dönem özellikle kronik bir hastalığı olmayan, vefat eden hastamızın olmadığını söyleyebilirim. Bu dönemde giderek salgının gündemimizden çıktığını ve 20'nin üzerine ilimizde COVID yoğun bakım yataklarında artık hastanın olmadığını, sıfır hastanın olduğunu söyleyebilirim. Önümüzdeki dönem artık, kısıtlamalarla değil, kişisel tedbirlerin daha çok griple benzer şekilde olduğu gibi devreye gireceği bir döneme girmiş oluyoruz. Omicron öncesi hastane yükümüz şu an Türkiye'de 4'te bire inmiş durumda."
"11 BİN 500'E YAKIN UZMANLIK ÖĞRENCİSİ KADROSU AÇILMIŞ OLACAK"
Uzmanlık sınavı kontenjanlarına ilişkin soru üzerine Bakan Koca, " Bu yıl Sağlık Bakanlığı kadrolarının üzerindeki adaletsiz bir durumu düzenlemek üzere bildiğiniz üzere meclisimizden bir kanun geçti, Cumhurbaşkanı'mız tarafında da onaylandı. Doğrusu biz o yasanın geçmesini bekledik. ÖSYM'ye de daha önceden bildirmiştik, geçen ay itibarıyla. Bugün ÖSYM tarafından açıklanabileceğini söylemek istiyorum. 11 bin 500'e yakın uzmanlık öğrencisi kadrosu açılmış olacak. Hayırlı olsun." ifadelerini kullandı.
Bakan Koca, yerli insülin üretimine ilişkin soru üzerine şunları kaydetti:
"İnsülin ile ilgili toplam diyabet tedavisi ve korumasıyla ilgili 16 çeşit insülin türü var. Biz bununla ilgili çağrıya çıktık. Şu an piyasada kullanılan insülinlerin yüzde 85'ini oluşturan bir çağrı olmuş oldu. Diğerlerine de Ar-Ge çalışmalarına destek veriyor olacağız. Önümüzdeki dönemde hücreden itibaren insülin üretimini yapmak istiyoruz. Türkiye'de bu altyapı var. Bunun dışında insülin sensörü ve insülin pompası için de yakın zamanda çağrıya çıkıyoruz. Bu sensör ve pompayı da yerlileştirmek ve tip-1 diyabet için özellikle çocuklarımıza erken dönemde başlatmak istiyoruz."
Daha önce çağrıya çıktıkları 3 aşının olduğunu anımsatan Koca, "Hepatit A, su çiçeği ve kuduz. Son noktaya gelmiş durumdayız. Teknoloji transferiyle hücreden, Türkiye'de üretilmek üzere bu 3 aşı da üretilmiş olacak. Önümüzdeki dönemde özellikle hıfzıssıhha ve biyoteknoloji alanında olabilecek yerli yatırım haberlerini dikkatle izleyelim." dedi.
"BURSA'DA ŞU AN 50'YE YAKIN VAKAMIZ VAR"
Bakan Koca, Bursa'nın Kovid-19 vaka sayılarıyla ilgili soruya şu yanıtı verdi:
"Bursa'da şu an 50'ye yakın vakamız var ve yoğun bakım hasta sayımız da giderek azalmış oldu. Son 1,5 yılın en düşük olan rakamlarına eriştik. Az önce ifade ettim, son 7 günde vefat eden 6 kişi olmuştu. Yani giderek vefatların da azaldığını, vefat edenlerin de ek bir hastalığı olan ve daha çok yaşlı kişiler olduğunu da özellikle söylemek istiyorum. Önümüzdeki haftalar inşallah sıfıra ulaşırız."
Ziyarette AK Parti Bursa Milletvekilleri Hakan Çavuşoğlu, Mustafa Esgin ile Osman Mesten, İl Sağlık Müdürü Fevzi Yavuzyılmaz, AK Parti İl Başkanı Davut Gürkan ile diğer ilgililer yer aldı.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, "Nöbetler konusunu, çalışma ortamı şartları kapsamında ele almalıyız. 36 saat nöbeti insani olmaktan uzak bulduğum biliniyor. Çözüm teşebbüslerimize tanıksınız. Çalışma süresini maksimum 24 saatle sınırlandırmak istediğimi, nöbetlerle ilgili olarak da hakkaniyetli bir ücret düzenlemesine gidilmesini amaçladığımızı vurgulamak isterim." dedi.
Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) Mete Cengiz Kongre Merkezi'nde tıp fakültesi öğrencileriyle bir araya gelen Bakan Koca, burada yaptığı konuşmada, Bursa'nın kendisi için önem taşıdığını ve liseyi burada okuduğunu anımsattı.
Mesleğin temel sorunlarına değinen Bakan Koca, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Temel sorunlarımız 5 başlık altında toplanıyor. Mesleğin saygınlık kaybı, şiddet, malpraktis (meslek mensubunun, mesleğini uyguladığı esnada ortaya çıkan hatalı hareketler), ücret başta olmak üzere özlük hakları ve çalışma ortamı kaynaklı olumsuzluklar. Mesleğimizdeki saygınlık kaybı, saydığım diğer sorunlarla iç içe olan bir sorun. Fakat onlarla sınırlı değil. Bu konuda arkadaşlarım beni bir sosyoloji doktorası çalışmasından haberdar ettiler. Çalışmanın özetinde, yakın dönemlerde üç mesleğin saygınlık kaybına uğradığı söyleniyor, mimarlık, avukatlık ve hekimlik. 'Hekimlikteki saygınlık kaybı, son birkaç yılın meselesi değil.' diyor araştırmacı. Çalışmada doğrusu düşündürücü bulduğum bir ana tez var. Bugünün genç hekimleri diyor bu araştırmacı, tıbbiyeye eski kuşaklardan hekimlerin sahip olduğu saygınlık beklentisi, maddi imkan öngörüleriyle girdiler. Fakat geçmişin bugüne bu projeksiyonu hayal kırıklığına yol açıyor. Görüşte bir gerçeklik payı varsa da ben sizin adınıza tüm taleplerde idealistim."
"HEKİMİN GÜVENDE OLMADIĞI YERDE HASTA DA GÜVENDE DEĞİLDİR"
Koca, halkın kalbindeki hekim ve sağlık çalışanı sevgisinin, pandemi döneminde bütün asaletiyle kendini bir kez daha gösterdiğini dile getirerek, "Birçok Avrupa ülkesinde meslektaşlarımız alkışlandı ama yine aynı süreçte şiddet olayları da tırmandı. Bizde ise bu artış salgının bitimine doğru görüldü. Sağlığı söz konusu ise diğer her şeyini feda etmeye hazır olan insanın, dünyanın neresinde olursa olsun, bir hekime, hemşireye tepeden bakması uzun vadede mümkün değil. Bu devir kısa sürer." ifadesini kullandı.
"Sağlık çalışanlarının sorunları, şu anda, tıpkı Kovid-19 gibi odaklandığım bir konudur." diyen Koca, şunları kaydetti:
"Sağlık Bakanı olarak, konuyu böyle ele alırken, görünürde 1 milyon 300 bin kişinin sorunlarıyla ilgili olsak da aslında 85 milyonun sorunlarıyla ilgileniyoruz. Çünkü konumuz şiddetse, şunu biliyoruz. Hekimin güvende olmadığı yerde hasta da güvende değildir. Konumuz malpraktis ise biliyoruz ki hekim gerekli tedaviyi bıçak sırtındayken yapamaz. Gerçek anlamıyla hekim-hasta ilişkisi kurulamaz. Ücretler eğer problem olmaya devam ederse, toplum yarın kapısını çalacağı hekim bulamaz. Sağlık sisteminin öznesi hekimdir, sağlık sisteminin öznesi sağlık çalışanıdır. Bu bakımdan, hekimlerin, tüm sağlık meslek gruplarının sorunları, 85 milyon insanıyla Türkiye'nin sorunudur. Bu ağır sorunlarla mücadelenin salgınla mücadeleden daha az önemli, emek verilmeye daha az değer olduğunu kimse söyleyemez. Her iki sorumluluğu üstlenmiş olarak bunu en iyi ben biliyorum. Kovid-19 vaka sayılarıyla bir günde yaşanan şiddet olayları bizi aynı derecede ilgilendiriyor. Fakat ikisi arasında önemli bir fark var. Aynı ciddiyetteki mücadele kısa sürecek."
Koca, şiddet suçlarına karşı atılan adımların farkında olmayan sağlık çalışanlarının olduğunu dile getirerek, "Mecliste Adalet Komisyonundan geçen düzenlemenin içeriğini tam olarak biliyor muyuz? Kasten yaralama suçu katalog suçları kapsamına alınıyor. Bu ne demektir? Kasten yaralama suçu, ceza yargılaması bakımından artık çok daha ağır bir suç olmaktadır. Suçun katalog suçları kapsamına alınması, tutukluluk için yeterli sebep olacak. Zihninizde canlansın diye örnek vereyim. Bir sağlık çalışanını yaralama, kasten öldürme, işkence, intihara yönlendirme gibi ağır suçlarla aynı başlık altında toplanıyor." diye konuştu.
"MALPRAKTİS SORUNU KÖKTEN ÇÖZÜLÜYOR"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 14 Mart Tıp Bayramı'nda verdiği müjdelerin fiiliyata geçtiğini vurgulayan Koca, "Adalet Bakanı'mızla iş birliği içinde hazırlayıp, Adalet Komisyonu'ndan geçirdiğimiz kanun maddesi taslağının, Mecliste grubu bulunan tüm partilerin desteğini alınarak yasalaşacağından kuşkunuz olmasın. Dolayısıyla şunu söylemek istiyorum. Cerrahın elini kesmeye, nöroloğa yumruk atmaya cüret eden psikopatlar, kurallara uymayan sosyopatlar yargı tarafından anında tutukevine sevk edilecekler." dedi.
Koca, malpraktis davalarıyla ilgili yeni yasal düzenleme Adalet Komisyonu'ndan geçtiğini belirterek, konuşmasına şöyle devam etti:
"Hazırlanan Malpraktis yasasının özü nedir? Hekim, sağlık çalışanı kasıtlı davranmadığı sürece, uyguladığı tedaviden doğacak problemler sebebiyle tazminat ödemeyecek. Olayı hasta açısından düşünmek de gerekiyor elbette. Hekime rücu edilmeyecek olan tazminatı devlet ödeyecek. Zaten meraklı olmadığımız hukuk bilgisine pek ihtiyacınız olmayacak. Tabi ben hukuk bilgimi geliştirmek zorundaydım. Dersime iyi çalıştım ama bu yan dal ihtisasına devam. Malpraktis sorunu kökten çözülüyor. Bu konuda söylenecek ne varsa hepsinin özeti budur. Düzenlemeyle birlikte bir 'Mesleki Sorumluluk Kurulu' kurulacak. Kurul, nedense bir kafa karışıklığına yol açtı. Oysa düğümlerin çözüleceği yer orasıdır."
Sakarya Üniversitesi Tıp Fakültesinde geçen hafta bir asistanın kendisine, "Sayın Bakanım, 10 bin 200 lira maaş alıyorum. Bu parayla nasıl evleneceğim?" diye sorduğunu hatırlatan Bakan Koca, "Bu ülke asistana 10 bin 200 liracığı mı layık görecek? Her halde bu konudaki hazırlıklarımızı soracaksınız ve sanırım bana, 15 Aralık 2021 tarihini de hatırlatacaksınız. Size hak veriyorum, ertelenen zam bize olan güvenoyunuzda fireye yol açtı." değerlendirmesinde bulundu.
"36 SAAT NÖBETİ İNSANİ OLMAKTAN UZAK"
Koca, hekimlik mesleğinin özellikle tıbbi teknolojiden bunca yararlanılan günümüzde belirli ihtiyaç ve şartlara göre düzenlenmiş ortamda yapıldığını vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Bu şartlar, gerekli yardımcı personeli de içerir. Bu konularda ciddi eksiklerimiz var. Hekimlerimizin büyük kısmı işlerini tek başına yürütüyor. Tıbbi sekreter sayımız yetersiz. Karşıma upuzun bir problem listesi çıkaracağınızı biliyorum. İhtiyaçları daha da iyi kavramak için can kulağıyla dinleyeceğim. Nöbetler konusunu, çalışma ortamı şartları kapsamında ele almalıyız. 36 saat nöbeti insani olmaktan uzak bulduğum biliniyor. Çözüm teşebbüslerimize tanıksınız. Çalışma süresini maksimum 24 saatle sınırlandırmak istediğimi, nöbetlerle ilgili olarak da hakkaniyetli bir ücret düzenlemesine gidilmesini amaçladığımızı vurgulamak isterim. Çabamızdan emin olun. Şartlarınız iyileşene kadar, ben de en az sizin çalıştığınız kadar çalışmaya varım."
Sağlıktaki tüm sorunların çözümünde çatı kavramın adalet olduğunu anlatan Koca, "Düşük ücret bir adalet sorunudur. 36 saat nöbet bir adalet sorunudur. Mecburi hizmet sürelerinde kadro farkına bağlı uygulama bir adalet sorunuydu. Örnekleri çoğaltmamıza gerek yok, beni anladınız. Adaletin tesisi iradelerin doğru yerde toplanmasına bağlıdır. Yolu da yol arkadaşlığı açar." diye konuştu.
Bursa Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz da üniversitenin çalışmalarını içeren bir konuşma yaptı.
Bursa Valisi Yakup Canbolat, AK Parti Bursa Milletvekilleri Hakan Çavuşoğlu, Mustafa Esgin ve Ahmet Kılıç, İl Sağlık Müdürü Fevzi Yavuzyılmaz, AK Parti İl Başkanı Davut Gürkan, akademisyenler ve tıp fakültesi öğrencilerinin katıldığı program konuşmaların ardından basına kapalı devam etti.