Sıcak çarpmasının komaya neden olabileceğini söyleyen Uz. Dr. Özgür Mollaoğlu, “Hava sıcaklıklarının arttığı dönemlerde en çok karşılaşılan sağlık sorunu, sıcak çarpmasıdır. Önemli ve tehlikeli durumlara neden olabilen sıcak çarpması yüksek ateş, terleyememe, halsizlik, baş ağrısı, baş dönmesi, kusma, bulantı ve nabız hızlanması gibi belirtilerle kendini gösterebilir. Çocuklar, yaşlılar, kronik rahatsızlığı olan ve açık tenli insanların daha fazla etkilendiği sıcak çarpmasında, komaya kadar gidebilen sinir sistemi bozuklukları yaşanabilmektedir. İlerleyen aşamasında algılama ve koordinasyon yeteneği ile birlikte görme netliğinde bozulma, göz çukurlarının belirginleşmesi ve bilincin kaybolması ortaya çıkabilir” diye konuştu.
KLİMA İLE SERİNLEMEK İSTEYENLER DİKKAT
YÜKSEK NEM NEFES KESEBİLİR
yüksek nem oranının sağlıklı kişilerin bile yaşam kalitesini olumsuz yönde etkilediğini söyleyen Mollaoğlu, “Astım hastalarının zor bir dönem yaşamasına neden olabilmektedir. Alerjenler ve viral enfeksiyonların yanında aşırı sıcak ve nem astım krizlerini tetikleyebilmektedir. Sıcaklıkların yükseldiği ve nem oranının yüzde 60’ları geçtiği günlerde astım hastalarının evden çıkmaması gerekmektedir. Ancak sıcak hava ve nem ile birlikte ev ortamında küf mantarı ve ev tozu akarlarının artmasına neden olarak astım hastalarını etkileyebilmektedir. Astım hastalarının ilaçlarını yaz mevsimine göre ayarlanması ve tedavilerine aksatmaması gerekmektedir” dedi.
ŞAPKASIZ ÇIKMAYIN
Sıcaklardan korunmak için şapkanın önemine de değinen Mollaoğlu, “Gün içinde güneşin zararlı etkilerinden korunmanın en basit yöntemi şapka, şemsiye ve güneşin zararlı etkilerinden koruyucu yüksek faktörlü kremler kullanmaktır. Özellikle güneşin cilt üzerindeki olumsuz yakıcı etkisini yeterince hissedemeyen diyabet hastaları terleme bozukluğu nedeniyle ciddi sorunlar yaşayabilmektedir. Aşırı sıcaklar nedeniyle kan şekerinin yükselmesi kan akışkanlığını azaltabilmektedir. Şekerin yükselmesiyle ortaya çıkan sıvı kaybı sıcağın da etkisiyle inme, kalp krizi ve beyin kanamalarına neden olabilir” diye konuştu.
SICAK MİGRENİ TETİKLEYEBİLİR
Mollaoğlu, “Sıcaklık ve nem oranının artması migren krizlerini de etkilemektedir. Aşırı sıcaklarda bol sıvı tüketimi, kaliteli camlara sahip güneş gözlüğü kullanımı ve saçların ıslatılması gibi önlemler ön plana çıksa da mecbur kalınmadıkça güneşe çıkılmaması migren ataklarından korunmanın en iyi yoludur” dedi.
Aşırı sıcak ve nemin yüksek olduğu günleri rahat atlatabilmek için tavsiyelerde de bulunan Mollaoğlu, sözlerini şöyle noktaladı: Mevsime uygun, vücudun sıcaklığını çok yükseltmeyecek, terletmeyecek, açık renkli kıyafetler giyin. Güneşten korunmak için geniş kenarlı şapkalar takın. Günlük sıvı ihtiyacınızı ihmal etmeyin. 2,5 - 3 litre su ile birlikte, vücudun kaybettiği elektrolitler için mineralli su tüketmeyi unutmayın. Özellikle 11.00 – 16.00 saatleri arasında güneşlenmeyin. Spor için akşam saatlerini seçin. Soğuk ya da sıcak su yerine ılık su ile duş almayı tercih edin. Klimayı 23-24 derece arasında çalıştırın. Klimaların nem alıcı özelliğini devreye sokmak daha sağlıklı olacaktır. Hijyen kurallarıyla birlikte sindirimi daha kolay besinler tercih edin. Ağır, salçalı ve yağlı yemeklerden uzak durun. Hem rahatlama hem de vücutta oluşan ödem için el ya da ayaklarınızı buzlu su dolu bir kovanın içine 10-15 dakika batırın. Tatil planlarınızı nem oranının düşük olduğu bölgelerden seçin. Sürekli kullanılan ilaçlar için yaz ayarlaması yaptırmayı unutmayın. Çocuklara gelişigüzel vitamin takviyesi vermek yerine meyve sebze yedirin.”