Alzaymır hastası kadınların aynı durumdaki erkeklerden çok daha hızlı çöktüğünü ortaya koyan bir çalışma yayımlandı. Çalışmaya göre kadınların beynindeki bağlantı sayısının daha fazla olması zehirli protein moleküllerinin yayılmasını kolaylaştırıyor.
Alzaymırın başlangıcının erkeklerde ve kadınlardaki farklılığını inceleyen araştırmacılar bunun hastalığı tanımlayan olağan dışı tau proteini molekülleri kümelerinin kadın beyninde nasıl daha hızlı yayıldığını açıklayabileceğine inanıyor.
Kadınların alzaymıra yakalanma ihtimali iki kat daha fazla ancak bunun kadınların daha uzun yaşamasının bir sonucu olduğuna inanılıyordu. ABD’nin Tennessee eyaletindeki Vanderbilt Üniversitesi Tıp Merkezi öncülüğünde yapılan çalışmanın bulgularıysa bunda çok daha temel bir biyolojik gerekçenin olabileceğine işaret ediyor.
Araştırma ekibi çalışmaya gönüllü katılan sağlıklı 123 erkek ve 178 kadının beyin taramalarını, alzaymıra yakalanma ihtimali yüksek, hafif bilişsel zayıflığı olan 101 erkeğin ve 60 kadının beyin taramalarıyla karşılaştırdı. Araştırmacılar bilişsel zayıflıktan mağdur kadınların beyninde tau proteini yoğunluğunun bilişsel zayıflık mağduru erkeklerinkinden neredeyse iki kat fazla olduğunu keşfetti. Bilişsel açıdan normal yetişkinlerdeki tau proteini yoğunluğu az miktarda farklılık gösteriyor. Tau proteininin alzaymırın başlangıcında zehirlilik oranını artıran beynin hücresel aktivitesinin atığı olduğuna inanılıyor.
Sağlıklı kadınların beyin taramaları kadınların pek çok ana beyin bölgesine sahip olduğunu ortaya çıkardı. Parahipokampüs, üstün parietal, insülar, üstün temporal gibi “aktarım merkezi” şeklinde çalışarak beynin farklı noktalarını birbirine bağlayan bölgelerde tau proteini oluşuyor. Araştırmacılar bu bağlılığın “kadınların beyninde taunun yayılımını hızlandırabileceği” tahmininde bulunuyor ve kadınların daha hızlı çökmesini bununla açıklıyor.
Araştırmayı yöneten Dr. Sepideh Shokouhi “Gözlemlediğimiz farklılıklar beyindeki yapısal ve işlevsel bağların cinsiyete göre değiştiğinin güçlü bir ihtimal olduğuna işaret ediyor. Bu bağlar kadınların alzaymıra yakalanma riskini artırıyor olabilir” dedi.
Dr. Shokouhi buna ek olarak “Bu çalışma cinsiyet temelli risk azaltma stratejileri ve önleyici müdahaleler oluşturma ihtimali çıkarımları barındırıyor” ifadelerini kullandı. Henüz hakemli bir yayında yer almamış olsa da Vanderbilt Üniversitesi’nde yapılan çalışma bunamaya cinsiyet farklılığı açısından bakan birkaç ön araştırmadan biri. Çalışma salı günü Los Angeles’ta Alzaymır Derneği Uluslararası Konferansı’nda sunuldu.
Miami Üniversitesi’nde yapılan bir diğer çalışma bir grup genin sadece ya kadınlarda ya da erkeklerde hastalığa yüksek yakalanma riskiyle ilişkili olduğunu keşfetmişti. Bulgular risk öngörülerinin ve muhtemel gelecek tedavilerinin cinsiyete özel olabileceğine işaret ediyor.
İngiltere Alzaymır Topluluğu Politika ve Araştırma Başkanı Fiona Carragher, "Veriler kendi başına her şeyi anlatıyor: Dünyanın dört bir yanında bunama hastalığıyla yaşayan kadın sayısı erkekleri ikiye katlıyor. Bunama aynı zamanda kadınlarda erkeklere oranla daha yaygın görülen delüzyon, depresyon ve kendini insanlardan soyutlamak gibi semptomlarla da kadınları farklı etkiliyor" diye konuştu.
Vanderbilt'in bulgularının var olan bilgi hakkında "ete kemiğe büründürdüğünü" belirten Carragher, Bu proteininin kadınların beyinlerinde daha hızlı yayıldığını ve bunun beyin hücrelerinin daha hızlı ölme oranıyla sonuçlanabileceğini kaydetti. Carragher "Kadınların beyin hücreleri, üzerine daha fazla çalışma yapılması gereken bir konu. Tarih boyunca, bunama araştırmalarında en büyük payı erkekler aldı" dedi.
(Independent)