Ülkemiz üzerinde büyük oyunlar oynanıyor

Avrupa’nın Türkiye üzerinde oynadığı oyunlara sert tepki gösteren Yeşilçam emektarı usta oyuncu Selda Alkor “İçimizi karıştırarak bize zarar vermek istiyorlar. Bu da bizim ne kadar özel bir ülkede yaşadığımızı gösteriyor” dedi. 

Tuba KALÇIK

Yeşilçam’ın unutulmaz isimlerinden Selda Alkor, geçmişten bugüne sanat yaşamını ve gündemdeki konuları AKŞAM Gazetesi’nden Tuba Kalçık’a değerlendirdi. 

Türk sinemasında 52 yılı geride bıraktınız. Sinema ile geçen dopdolu bir ömür sizinki…  

Sinema benim yaşamım. Yıllar sonra hâlâ kalbim sinema diye atıyor. Hep işimi çok sevdim. Evlenene kadar aktif şekilde içindeydim ancak evlendikten sonra beni uzun bir süre kimse aramadı. Galiba kız elden gitti diye düşündüler… Beyazperdeden uzak kaldığım bu dönemde çok üzüldüm açıkçası. Ama hiç kopmadım. 

Her işte mükemmeliyetçiyim 

SES dergisinin yarışmasına girerek birinci seçildiniz ve ardından beyazperdeye adım attınız. Bu denli başarılı olacağınız aklınıza gelir miydi? 

Yaptığım her işte mükemmeliyetçiyimdir. Yarışmaya başvurduğumda da kazanacağım hiç aklıma gelmemişti. Birinci seçildiğimden bir ay sonra film teklifleri gelmeye başladı. İlk filmim ‘Cumartesi Senin Pazar Benim’de Fikret Hakan ve Tanju Gürsu ile başrol oynadım. Hatta ilk filmimden çok iyi bir para kazanmıştım. 

Tahammül yok

1960 ta dahil olmak üzere birçok askeri darbeyi yaşamış birisiniz. 15 Temmuz’da neler hissettiniz? 

Tüm darbeleri yaşamış biri olarak 15 Temmuz’a çok üzüldüm. Millet olarak darbelere tahammülüz kalmadı. Her darbe ülkemizin geriye gidişidir. 15 Temmuz’da bir kez daha birlik ve beraberliğin ne denli önemli olduğunu, tek yürek olunca neleri başarabileceğimizi gördük. 

Kıskankılan bir ülkeyiz

Hollanda ve Avrupa’daki bazı ülkeler son yıllarda ülkemize yönelik saldırgan bir politika izliyor. Avrupa basınında da aleyhimize birçok haber çıkıyor. Siz bu tabloyu nasıl yorumluyorsunuz? 

Ülkemiz üzerine büyük oyunlar oynanıyor. Türkiye’nin çok stratejik bir konumu var ve herkesin gözü bu güzel ülkenin üzerinde. İçimizi karıştırarak bize zarar vermek istiyorlar. Bu da bizim ne kadar özel bir ülkede yaşadığımızı gösteriyor. Birlik ve beraberlik içinde tek beden olursak tüm bu oyunları boşa çıkarırız. Ülkemizin daha iyi yere gelmesi birlik içinde davranmalıyız.

Vatanım için her şeyi yaparım

Son olarak TRT’deki ‘Yüzyıllık Mühür Çanakkale’ dizisinde kahraman bir kadını canlandırdınız.

Kahramanların anlatıldığı müthiş bir projeydi. Hep böyle bir halk kahramanı kadın rolünü oynamak istemiştim. Dudu çok fedakar bir anne. Dizinin hikayesi kalbimi derinden etkiledi. İçimde farklı bir vatan sevgisi olan biriyim. Vatanım için her şeyi yaparım. Çocukken askerlerimizi gördüğüm zaman onlara özenirdim.Ülke sevgisini kalbimde taşımış bir insanım. 

‘Asmalı Konak’bu toprakların hikayesi

Asmalı Konak, televizyon tarihimizin unutulmazları arasında. Niye bu kadar sevildi? 

Bütün oynadığım diziler kadınlar üzerine oldu. Kadın haklarını ön plana çıkaran, onların güçlü yönlerini ortaya koyan işler yaptım. Örneğin, ‘Kartallar Yüksekten Uçar’ dizisinde güçlü bir kadın olan Hanım Ağa karakterini oynamıştım. Diziyle birlikte Anadolu’nun bir çok yerinde Hanım Ağalar çıkmaya başlamıştı. ‘Asmalı Konak’taki Sümbül Hanım da tam bir Orta Anadolu kadınının zarafetini, asaletini ortaya çıkardı. 'Asmalı Konak’ bu toprakların hikayesini anlattığı için çok sevildi.Çağan da büyük bir ustalıkla çekti.  

Çağan’ın filmleri kalbimi ısıtıyor

Çağan Irmak’ı çok beğeniyorum. Onu hikayeleri çok samimi ve sıcak. Çağan’ın filmlerini ne zaman izlesem kalbim ısınıyor. Sıcacık, samimi filmlere imza atıyor. Benim sinema anlayışıma çok yakın işler yapıyor. Durul Taylan ve Yağmur Taylan kardeşlerin de sinema dilini çok beğeniyorum. Gerçekten çok başarılı işlere imza atıyorlar. 

Şanlı tarihimiz ne kadar cesur

Vatanı için fedakarca savaşan kahramanlarımızla dolu bir tarihimiz var. Diziyi çekerken buna daha yakından tanık olmuşsunuzdur. 

Vatanı için her şeyini veren çok özel bir milletiz. Toprağımız için tüm fedakarlıkları göze alarak bayrağımızı koruyan bir toplumuz. Hem Çanakkale’de hem de milli mücadelede kahramanca savaşan askerlerimizin hikayelerini okuyoruz. Tarihimizde ne kadar cesur, canı pahasına vatanını savunan yiğitlerimiz olduğunu anlatılanlardan, belgelerden de görüyoruz. Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarını, tüm şehitlerimizi rahmetle anıyorum. İyi ki de böyle bir şanlı bir milletin insanıyım. 

Benim tek isteğim  Yeşilçam’a saygı

Yeşilçam sinemasında çok zor koşullarda filmler çekiliyordu. Günümüzde oyuncuları bu açıdan çok daha şanslı değil mi? 

O dönemde her şeyi biz yapıyorduk. Saç, makyaj, kıyafet tamamen oyuncunun sorumluluğundaydı. Yeni nesil bu açıdan çok şanslı. Bizim dönemimizde sosyal güvence yoktu. Şu anda oyuncuların sosyal güvencesi var, set açısından da çok daha konforlu ortamlarda çalışılıyor. Bizim dönemde sahneleribile planlanan zamanda ne olursa olsun çekmek zorundaydık. Bütçe kısıtlı olduğu için çekim sırasında hastalansak da, planlanan günde filmi bitirmek zorundaydık. 

sinemamız gelişsin diye

Biz tüm bu zorluklara yeni nesiller çok daha iyi bir ortamda çalışması için, sinemamız gelişsin diye katlandık. Benim yeni oyunculardan tek isteğim Yeşilçam sinemasına saygı duymaları.

Emektarlarımıza saygım sonsuz

100’den fazla filmde başrol oynadınız. Çalışmaktan büyük keyif aldığınız yönetmenler ve oyuncular kimlerdi? 

Bugüne kadar birçok jönle başrol oynadım. İkinci filmimi Ayhan Işık’la çektim. Ediz Hun, Tamer Yiğit, Ekrem Bora, Cüneyt Arkın, Fikret Hakan, Kartal Tibet, Murat Soydan gibi çok değerli isimlerle çalıştım. Nejat Saydam, Memduh Ün, Halit Refiğ gibi sinemamızın usta isimleriyle çalışmaktan her daim büyük keyif aldım. 

Valide Sultan’ı çok isterdim

Yeni bir sinema veya dizi projeniz var mı? 

Ne yazık ki yok. Çok istiyorum iyi bir projede yer almak istiyorum. Her başlayan iyi işe ‘keşke bende bu projede yer alsaydım’ diye hayıflanıyorum. Örneğin, ‘Muhteşem Yüzyıl’da Nebahat Çehre’nin canlandırdığı karakteri oynamayı çok isterdim. Veya ‘Vatanım Sensin’de rol almayı çok isterdim. Belki de biz oyuncular bu anlamda doyumsuzuz. İzlediğimiz her iyi projede yer almak istiyoruz. 

Türk oyuncular başka yerde Oscar alırdı

Türk sineması 102 yılı geride bıraktı. Sinemamızın gelişimini nasıl değerlendiriyorsunuz? Türk sineması başlangıç noktasından itibaren üstüne biraz daha fazla şeyler katarak gelseydi bugün dünyadaki nadir sinemalardan biri olurdu. Çok renkli ve sesli başlayan sinemamız bir dönem Amerikan ve Avrupa sinemasının etkisinde kalarak renkliliğini kaybetti. O dönemlerde birçok kesim ‘Türk sineması öldü’ diyordu. Sinemamız ölmedi sadece bir süre duraklama ve gerileme dönemine girdi. Bizim gibi sinema emekçileri var oldukça Türk sineması devam edecektir. Sinemamız şu anda tekrar canlandı ve renklendi. Ancak şunu özellikle belirtmeliyim ki sinemamıza yakışan özgün hikayeler hala çok yok. Bizi ve bu toprakları anlatan hikayelerine yeterince yer verilmiyor. Senaryolar yeterince özgün değil… Hâlâ diğer ülke sinemalarının etkisinde kalan hikayeler yapılıyor. 

Çok iyi oyuncularımız var

Bizi anlatmayan senaryolara çok fazla yer veriliyor. Bu da sinemamızın gelişmesinin önündeki engellerden biri… 

Türk sinemasındaki oyuncular başka yerde bu işi yapsaydı Oscar’ı kimseye bırakmazlardı. O derece iyi oyuncularımız var. Ama bunu özgün senaryoyla da tamamlamak gerekiyor. Nuri Bilge Ceylan, Reha Erdem, Zeki Demirkubuz, Çağan Irmak  gibi çok değerli isimlerin yaptığı işlere çok büyük saygı duyuyorum. Bu isimler sinemamıza farklı bir boyut kattı.