'Türkiye'nin molekülü için ilk aşamaya geçildi'

Türkiye’nin 2023 hedefi 23 milyar dolarlık biyoteknik ilaç ekosistemi yaratmak. Merck ve SUNUM bu hedefe yönelik bir Ar-Ge merkezi açtı. Şehram Zayer, ''Yakın coğrafyamızda böyle bir merkez yok'' diyor.

1

Şenay BÜYÜKKÖŞDERE

Dünya çapında ilaç sektörünün büyüklüğü 1 trilyon dolar. Biyoteknolojik ürünler yani canlı organizmalar kullanılarak üretilen ilaçlar ise bu rakamın yüzde 18’ini oluşturuyor. Türkiye ise bu pazardan pay almıyor. Çünkü henüz Türkiye’de geliştirilmiş bir molekül yok. Bir molekülün geliştirilmesi yıllar alıyor. Ve tabii çok ciddi yatırımlar ve büyük bütçeler gerekiyor. Türkiye’nin 2023 yılına dair hedefi ise 23 milyar dolarlık biyoteknik ilaç ekosistemi yaratmak. İşte bu hedefe giden yolda çok önemli bir yapıtaşı olacak merkez geçtiğimiz günlerde Sabancı Üniversitesi içinde yer alan Nanoteknoloji Araştırma ve Uygulama Merkezi’nde (SUNUM) açıldı. Dünyanın köklü ilaç şirketlerinden Merck ve SUNUM’un işbirliğiyle hayata geçen merkez, biyoteknik ürün geliştirme alanında Türkiye’de hatta yakın coğrafyada bir ilk. Merck İlaç Genel Müdürü Şehram Zayer’le ilaç sektöründeki gelişmeleri ve Türkiye’nin yeni biyoteknoloji laboratuvarını konuştuk... 

10-12 YILLIK BİR SÜREÇ

1 trilyon doların yüzde 18’ini oluşturan çok ciddi bir büyüklükten söz ediyoruz. Türkiye’nin kendi geliştirdiği bir biyoteknolojik ilacı yok değil mi?

Evet, şu anda yok. Bir ilacın ortaya çıkması için 10-12 yıldan ve 1 milyar-1.5 milyar euro gibi rakamlardan söz ediyoruz. İlaç öyle 1-2 senede çıkacak bir şey değildir. Özellikle biloteknolojik ilaçlarda ise üretimden daha önemli olan geliştirme ve keşif sürecidir. Bu kapsamda değer zincirindeki en önemli aşama keşif ve klinik çalışmadır diyebiliriz. Bunun için de uzun vadeli olarak ve yılmadan çalışmak gerekiyor.

Bu kadar uzun soluklu bir çalışmanın sonucu olunca katmadeğer de artıyor mu?

Biyoteknolojik ilaçlarda üretim miktarı çok az seviyededir. Mesela dünyanın her tarafında kullanılan bir biyoteknolojik ilacın yıllık üretimi 1 kilogram bile değildir, aşağı yukarı 700 gram civarındadır. Bu ilaçlar çok az miktarda kullanılır. Mesela dünyada yılda 700 gram satılan bir ilacın satış olarak karşılığı 1 milyar doların üzerinde rakamlardır. Dünyada 4-5 milyar dolar yıllık satış geliri olan ilaçların da sanmıyorum ki toplamı 2 kiloyu geçsin. Tabii bunlar üzerinde 20-25 yıl üzerinde çalışıldıktan sonra çıkan ilaçlar.

TÜRKİYE'DE ESKİYİZ

Türkiye’de ilaç sektörünün durumu nedir? Merck olarak Türkiye’den biyoteknolojik ilaç çıkacağına inanıyor musunuz?

Tabii.. Bu merkez de bunun için hayata geçirildi. Türkiye’de ilaç sektörünün büyüklüğü yaklaşık 28 milyar TL civarında. Türkiye büyük bir ülke olduğu için Avrupa’daki 7’inci, 8’inci ülkedir diyebilirim. Bu merkez ise bizim ilaç bölümümüz ve yaşam bölümümüzün ortak yarattığı ve Türkiye’ye çok büyük katkıları olacak bir proje. Türkiye Merck için çok şey ifade ediyor. Bizim Türkiye’deki yolculuğumuz 1900’lü yıllardan başlıyor. Hatta Merck’in arşivlerinde Osmanlıca bir sözleşme dahi gördüm. 1930’lu, 1940’lara  ait de fotoğraflar var elimizde. Türkiye Merck için tarihsel anlamda önem arz ediyor. Ama tabii bunların dışında Türkiye 80 milyonluk bir ülke. Çok iyi bir teknoloji altyapısı, çok iyi üniversiteleri ve yetişmiş insan kaynağı var. İşbirliği yaptığımız merkez de çok iyi bir merkez, prestijli bir üniversite. Bayağı bir yarışmadan geçiyoruz. Benim burada rakiplerim de başka ülkelerdi tabii ki. Onları geçtik. Şimdi danha çok çalışıp, daha çok merkezleri Türkiye’ye getirmemiz lazım.

"1-2 senede biyoteknolojik ilaç çıkarmak mümkün değil. Üniversitelerin devletin ve özel sektörün işbirliğiyle Türkiye’de de ilaç sektörü gelişecektir."

BU COĞRAFYADA BENZERİ YOK

Dünyada hangi ülkelerde var?

Amerika’da, Japonya’da, Hindistan’da ve Güney Kore’de var. Bizim coğrafyamızda hiç yok. Fransa’da bile bizden sadece birkaç hafta önce açıldı bu markez. Bir iki cihazımız yetişemedi, yoksa onları da geçecektik.

DOKTORA ÖĞRENCİLERİNE BURS

Neler yapılacak bu merkezde?

Merkezin iki boyutu var. Burada doktora öğrencilerine burs vereceğiz. Ve burada bilim insanlarının yetişmesine katkıda bulunacağız. Doktora öğrencileri bu merkezi kullanarak bilim yapacaklar. Ayrıca burası başka firmalara da açılacak. Diyelim ki bir Türk firmasının projesi var. Bunun üretim şartlarını sağlamak için ekstra yatırım yapması gerekmeyecek. Simülasyon üretimini bu merkezde yapabilecek. ‘Ben şu kadar süre bu laboratuvarı kullanmak istiyorum’ deyip, kullanabilecek. Başarılı olursa, yatırımını yapıp fabrikasını açacak.

Son 4 yılda 10-15 yönetici ihraç ettik

Peki bu merkez dışında Merck’in Türkiye’de başka ne gibi yatırımları var?

Biz Türkiye’ye çok ciddi yatırımlar yaptık. Hedefimiz Türkiye’nin klinik çalışmaların daha çok yapılacağı bir ülke konumuna gelmesine katkı sağlamak. Her firma içinde bulunduğu ülkeye yatırım yapmalıdır. Klinik çalışma bir yatırımdır, çalıştığınız ekip arkadaşlarınızın gelişimne katkıda bulunmak da bir yatırımdır. Bu da bizim çok önemsediğimiz bir alan. Son 3-4 yılda Merck’te uluslararası yöneticilik pozisyonlara giden en az 10-15 kişi var.

"Karşılanmamış tıbbi ihtiyaca odaklanmamız lazım. Bir sürü ağrıkesici var, bu artık karşılanmış bir ihtiyaç. Ama onkolojide hâlâ gidecek çok yol var."

2023 yılı hedefi 23 milyar $'lık ilaç ekosistemi

Türkiye’nin biyoteknolojik ilaç konusunda stratejisi nasıl?

2023 yılına dair hedef 23 milyar dolarlık biyoteknik ilaç ekosistemi yaratmak. Ve bu merkez de bu hedefe ulaşmak için atılmış bir adım. Böyle bir merkez, yakın coğrafyada da yok. Gerekirse yakın coğrafyamıza da bu merkezi açarız. Düşünsenize komşu ülkeler gelip bilimsel çalışmalarını bu merkezde yapacaklar. Bu da Türkiye ekonomisine bir katkı olacak. 

Peki üretimin önemi nedir?

Biyoteknolojideki üretimin değer zinciri klinik çalışma ve molekül keşfidir. Bunun içinde üretimin yeri yüksek değil. Tüm dünyada tüketilen bir biyoteknik ilacın yıllık üretimi sadece 700 gram olabiliyor. Üretimden ziyade beşeri sermayenin önemli olduğu bir sektörden bahsediyoruz. Ve Türkiye’deki bilim insanları bu konuya iştahlı.

KANSER İLACI ENGELLENİYOR 'ŞEHİR EFSANESİ'

İlaç şirketleri en fazla hangi hastalık için çalışma yapıyor?

Başta onkoloji geliyor. Özellikle de vücudun kendi bağışıklık sistemini harekete geçirerek kanserle mücadele etmeyi hedefleyen immüno onkoloji üzerine çalışılıyor. Yaygın bir inanış var; aslında kanserin çaresi bulundu. ama ilaç lobisi engelliyor diye… Bu söylenenler şehir efsanesidir. Firmaların hepsi vargücüyle çalışıyor.

AR-GE'YE EN FAZLA YATIRIM YAPAN ŞİRKET

Merck’in nasıl bir büyüklüğü var?

Merck dünyanın en eski ilaç ve kimya şirketi. 351 yıllık geçmişi var. Eczaneden bir dünya devine evrilmiş. Bugün 52 bin çalışanı var. 14.8 milyar euroya yakın bir cirosu var. Yılda 2 milyar 250 milyon euro tutarında bir araştırma bütçesi var. Merck sektörde Ar-Ge’ye en fazla yatırım yapan şirketlerden biri. Bizim yaptığımız işin temelinde bilim ve teknolojiyi maksimum seviyede kullanmak var. Bu sayede de Merck kendi bulunduğu tedavi alanlarının tamamında hem Türkiye’de hem dünyada lider konumda.