Şenay BÜYÜKKÖŞDERE
Start up dünyasında, henüz halka açılmamış, değeri 1 milyar doların üzerinde, genç teknoloji şirketlerine ‘unicorn’ deniyor. Dünya çapında aralarında Uber’in, Airbnb’nin, Elon Musk’un SPaceX’inin de bulunduğu 311 unicorn var. Bu 311 şirketin yarısı Amerika’dan, 3’te biri de Çin’den. Türkiye’nin ise henüz bir unicorn’u yok. BiTaksi ve Getir’in kurucusu Nazım Salur, Getir’in yakın zamandaTürkiye’nin ilk ‘unicorn’u olmaya aday olduğunu söylüyor.
Sizi BiTaksi’yle tanıdık. Öncesinde ne yapıyordunuz?
6-7 yıl öncesine kadar yurtdışıyla Türkiye arasında fabrika alım satımlarına aracılık eden bir işim vardı. Çok seyahat ediyordum. Yorulmuştum, hevesim de kaçmıştı. Yeni bir heyecan istiyordum. Teknolojiye de meraklıyım. 2008’de ilk iPhone’umu aldığımda, iki kişinin birbirinin yerini gördüğü bir uygulama görmüştüm. Ve bunun ticari olarak kullanılabileceğini düşünmüştüm. O sırada, bir uygulamayla taksi çağırmak mümkün değildi. Sonra yavaş yavaş bu uygulamalar yurtdışında kullanılmaya başlandı. Ben de bunu Türkiye’de yapmayı düşündüm. Herkes ‘yapma’ dedi. Ama sonuçta 2013’ün mart ayında da BiTaksi faaliyete geçti.
2013’ten bu yana nasıl bir aşama kaydettiniz? Hedefleriniz nasıl?
Şu anda İstanbul ve Ankara’da 3.5 milyon kişinin cep telefonunda BiTaksi var. Ayda 750 bin kişiye hizmet veriyoruz. İstanbul’da taksinin yüzde 4-5’i dijitalden çağrılıyor. Bu oran Moskova’da % 65’lerde. Bizim de hedefimiz % 50’nin üzerine çıkmak.
YERLİ KALSIN İSTİYORUZ
Sonra arkasından Getir geldi…
Getir ne yapıyor tam olarak?
Getir de BiTaksi’nin içinden doğdu. Biz BiTaksi’de ortalama 3 dakikada taksi veriyoruz. Taksi bir ihtiyaç. ‘Bu ihtiyacı veriyoruz, başka ihtiyaçları da verebiliriz’ dedik. Kendimize 10 dakika hedef koyduk. İstanbul içinde 10 dakikada istediğiniz ürünü istediğiniz yere getiriyoruz. 1000 çeşit ürünümüz var. Bu sayı bazı indirim süpermarketlerinin sayısından bile daha fazla.
Start up’lar kuruluyor, büyüyor ve satılıyor. Sizde planlar nasıl?
Start up’larda kurucunun zengin olmasına müsaade ediliyor. Ama onun sahip olarak kalmasına izin verilmiyor. Çoğu founder’ın yaptığı iş aslında taşıyıcı annelik. Ben bu noktada farklı görüşteyim. Satanları ayıplamıyorum, ticaretin içinde almak da satmak da var. Ama teknoloji şirketi yapanların, bunların bir kısmının Türk şirketi olarak kalmasını istemesi lazım. Türkiye’den çıkan başarılı start up’ların tamamı yabancıların eline geçti. Türk girişimcilerde de değerli start up’lar olmalı. Biz BiTaksi ve Getir mümkün olduğu kadar yerli kalsın istiyoruz.
"Start up işinde fizibilite yoktur. Siz o işe girerken, ilk birkaç yıl ne kadar para yakabileceğinizi hesap edersiniz."
Mobilde işlerin henüz %3'ü yapıldı
Neler tavsiye edersiniz girişimci adaylarına. Ortaklık kursunlar mı?
Start up’ta ortak iş yapmak iyidir. Ama sayıyı çok tutmasınlar. Bir de kesinlikle eşit ortak olmasınlar. Şirketin iyiliği için eşit ortaklık iyi değildir. Girişimcilerin mobile öncelik vermelerini öneririm. Biz bugün kapınıza taksi getiriyoruz. Yarın başkası masajcı getirir, diğeri noter getirir. Yapmak istediğiniz ne varsa, aplikasyon dünyası bunu sizin için yapacak. Belki yapılacak işlerin yüzde 3-4’ü yapıldı. Hâlâ yüzde 94’ü yapılmayı bekliyor.
Bu yıl için bir sürprizimiz var
Nerede verimsizlik varsa orada iş fırsatı vardır
Yeni bir alana girecek misiniz yakın zamanda, yeni projeler var mı?
Bizim bir alana girmemiz için orada verimsizlik olması lazım. Bu işin matematiği teknolojiyle o verimsizliği giderip, bundan biraz pay almak aslında. Bunu çözecek her türlü iş; iş iyi bir iş imkanıdır. Şu anda kanun bireylerin arabalarından faydalanmaya müsait değil. Müsait olsa, bundan faydalanırız. Zaman içinde gerçek zamanlı paylaşımlı işlerin büyüdüğünü göreceğiz. Bizde girişim fikri bitmez. Henüz söylemiyoruz ama bu yıl başlayacak yeni sürpriz bir işimiz var.
Listede Türk firma yok bu kanıma dokunuyor
Bir Türk ‘unicorn’ olsun istiyorsunuz. Bu Getir ya da BiTaksi olabilir mi?
Henüz halka açılmamış, değeri 1 milyar doların üstünde, yazılımla teknoloji üreten genç şirketlere Unicorn deniyor. Mesela Uber bir unicorn. Dünyada 311 tane unicorn var. Ve bu 311 şirketin değeri 1 trilyon doları aşıyor. Bu listeye girenler aslında gelecek 5-10 yılda dünyadaki teknolojik gelişimin yönünü belirliyor. Bu listenin yarısı Amerikan, 3’te biri de Çin firmalarından oluşuyor. Arjantin’den Nijerya’dan bile şirket var. Ama Türkiye’den yok. Bu benim kanıma dokunuyor. Bir şirket kapıyı açarsa, arkası gelir. 15 yıl önce Hidayet NBA’a girdi. Ardından 10 kişi daha gitti. Biz Getir’le yakın zamanda bu yolu açmaya adayız.
Part time çalışarak 'start up’çı olunmaz
Size işe girerken ‘yapma’ demişler, siz ne diyorsunuz gençlere?
Ben yapmayın demem. Ülke okul bitirip, devletten iş bekleyen veya özel sektörde yönetici olmak isteyenlerle bir yere gidemez. Ama dikkatli olun derim. Çünkü girişimcilik orta sahadan şut atmaya benzer. Çoğu insan fikrine aşık olduğu için riskleri görmez. Yüzde 80 gol olur sanır. Ama gol şansı yüzde 5'tir. Bu işte yatırım yapanların çoğu sıfıra iner. Çok azı yaşar, yaşayanlar da katlanarak büyür. Bunu bilerek girmek lazım. Bir de part time start up’çılık olmaz. Tam zamanlı yaptığında, yürüme ihtimali yüzde 3-5 olan bir şeyin, yarı zamanlı yürüme ihtimali sıfıra yakındır.
"Kuzeyden diye bir su markası yarattık. Bu iş bizim için sürpriz oldu ve büyüdü. Şimdi onu Getir’den ayıracağız."
Trafik kaotikse bizim için uygun
Getir’de veya BiTaksi’de yurtdışı planınız var var mı?
BiTaksi ilk göz ağrımız. Ama dünyada ilk bizim kullandığımız bir model değil. Fakat Getir dünyada olmayan bir model. Doğru partnerlerle bu modeli yurtdışına taşıyacağız. Trafiği kaotik, nüfus yoğunluğu olan her şehir bizim için uygun.
Getir’in Türkiye rakamları nasıl?
3.5 yılda 3 milyon kullanıcıya ulaştı. 1 milyon civarı aktif kullanıcı var. Ayda 520 bin sipariş götürüyor. En çok akşam 9-10 arası ve pazar sabahları kullanılıyor. Çikolata ve dondurma favori.