Türkiye ekonomisinin hak ettiği rakamlar katiyen bunlar değil

Limak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Özdemir, son günlerde dövizde yaşanan dalgalanmanın spekülatif olduğunu belirterek, “Türkiye ekonomisi bu rakamları haketmiyor. Dövizde, faizde olması gereken rakamlar bunlar değil. Ama ben karamsar tablo çizmem. Hükümet özel sektör el ele bunları aşacağız” diyor. 

Şenay BÜYÜKKÖŞDERE

Son günlerde dövizde yaşanan dalgalanma vatandaşla beraber iş dünyasının da bir numaralı gündem maddesi. Karamsar tablolalar çizenler de var, geleceğe umutla bakanlar da. Limak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Özdemir, ikinci kısımda. “Ben karamsar tablo çizmem, bu benim tabiatıma aykırı” diyen Özdemir, “Türkiye ekonomisinin buralarda kalacağını düşünmüyorum. Vicdanımızın sesi bunu söylüyor. Biz iş hayatımızdan ödün vermeden, herhangi bir duraksamaya mahal vermeden çalışıyoruz. İş dünyasının ne yapması gerekiyorsa, tamamını yapıyoruz. Hükümetimizi de aldığı kararları sonuna kadar destekliyoruz. Birlikte bunları aşacağız” diye konuşuyor.                                               

-Geçen Cuma gününden bu yana Türkiye dolara kilitlendi. İş dünyası nasıl bakıyor bu gelişmelere? 

Ben Türkiye ekonomisinin bu yaşananları, dövizdeki bu rakamları, faizdeki bu yüksekliği haketmediğini düşünüyorum. Bulunduğumuz şartlar itibarıyla bunları yaşamamız gerektiğini düşünüyorum. Mutlaka burada dış güçlerin, Amerika’nın uyguladığı politikanın çok büyük etkisi var. En kısa zamanda bunu çözmemiz gerekiyor. Bu anlamda hükümetimizin yaptığı her şeyi destekliyoruz. Hükümetimizle beraber bu işin içinden çıkacağımızı düşünüyoruz. Üretimlerimiz her yerde tam gaz devam ediyor, yatırımlarımız devam ediyor. Turistler otellerimizi doldurmuş durumda, turizm faaliyetlerimiz devam ediyor. Enerji üretiyoruz, çimento üretiyoruz. Yani biz iş hayatımızdan ödün vermeden herhangi bir duraksamaya mahal vermeden çalışıyoruz. İş dünyasının ne yapması gerekiyorsa, tamamını yapıyoruz. 

2020 – 2021’DE KAYBI TELAFİ EDERİZ 

-Geçen hafta Bakan Berat Albayrak’ın açıkladığı ‘Yeni Ekonomi Modeli’ne ilişkin düşünceleriniz neler?  

Evet Sayın Bakanımız geçen hafta Cuma günü bir toplantı yaptı. Ve bütün iş dünyası oradaydı. Bizim şirketimizi temsilen kızım Ebru Hanım (Özdemir) katıldı. Ben uçakta olduğum için katılamadım ama ayağım yerde olsaydı, mutlaka orada olurdum. Tabii tamamını izledim sonra. Sayın bakan önümüzdeki dönemde izlenecek politikalara anlattı. Ve anlattığı tüm politikalarda çok haklı. Bir an önce devletin tasarrufa gitmesi gerektiğini, büyümenin önümüzdeki yıl belki 3-4 civarında olabileceğine işaret etti. Bizim hep hayalimiz Türkiye’nin ortalama yüzde 6 civarında büyümeye devam etmesiydi. Evet belki 2019’da yüzde 3-4 civarı büyürüz ama onu takip eden yıllarda, 2020 – 2021 yıllarında o 1-2 puanlık kaybı kolaylıkla telafi edebiliriz. Bütün politikaları canı yürekten destekliyoruz. 

DOLARIN DEĞERİ KATİYEN BU DEĞİL 

-Karamsar tablolar da çiziliyor. Siz iş dünyasının pozitif cephesindesiniz sanırım…   

Ben karamsar tablo çizmem. Hükümetimiz aldığı hızlı kararlarla, döviz stoğuyla, piyasalara güven verdi. İş dünyasında büyüme rakamlarına baktığımız zaman, sanayide kapasite kullanım oranlarına baktığımız zaman, turizmdeki doluluklara, ihracattaki tablomuza baktığımız zaman tek önemli olan konunun, bankalarımızın sağlam durması ve desteğe devam etmesi olduğuna inanıyorum. Bankalarımız özel sektöre desteğe devam ederlerse biz bu sıkıntıdan kolaylıkla çıkarız. Ben bu rakamların doların gerçek değeri olduğuna inanmıyorum. Bunlar speküle edilmiş dolar rakamlarıdır. Doların değeri katiyen bu değil. Türkiye ekonomisinin buralarda kalacağını düşünmüyorum. Vicdanımızın sesi bunu söylüyor. 

Özellikle inşaat ve enerjiye destek şart 

-2000’lerin başında kriz nedeniyle kaynak kaybına uğrayan, borç yükü altına giren üretici sektörlere bankalar aracılığıyla kaynak aktarılmıştı. Şimdi tekrar İstanbul Yaklaşımı’na benzer bir yaklaşımın olabileceği konuşuluyor…  

Buna ihtiyacı olmayan holding yoktur bence. Bugünkü yaşanan şartlarda bütün holdinglerin desteğe ihtiyacı var. Bankalardan kredi kullanmaya ihtiyaçları var. Bunun için bankalarımızın çok dik durmaları lazım. Çünkü reel sektör şu anda performansını yüksek tutmak zorunda. Devamlı nasıl bu sıkıntılardan çıkacağımızı tartışıyoruz. Devlet de bize bu konuda her bir sektörün ayakta durması için büyük destek oluyor. Hep söylüyorum Türkiye’nin şu anda iki tane çok önemli sektörü var; biri inşaat, diğeri enerji sektörü. Bu sektörler mutlaka ön planda olmalı. 

Rotalarını Türkiye’ye kırdılar 

-Otellerinizde işler nasıl gidiyor? 

Bu sene turizm çok iyi gidiyor. Hem Türkiye’deki tüm otellerimiz hem Kıbrıs’ta işler çok iyi. Türkiye çok ucuzladı. Birçok turistin ispanyaya İtalya’ya, Yunanistan’a yapacağı gezileri Türkiye’ye yönlendirdiğini duyuyoruz. Otellerimiz zaten yüzde 100 dolu. Bu doluluk böyle devam edecek gibi görünüyor. Bu arada emniyet teşkilatımıza çok teşekkür etmek istiyorum. Antalya’da, İstanbul’da havalimanlarında inanılmaz güvenlik önlemleri var. Fakat hiçbir şekilde görünmüyor, havalimanlarında adeta görünmez bir kalkan var.

TÜM İHALELER İÇİN ÇALIŞIYORUZ 

-Neden özellikle inşaat ve enerji sektörlerine vurgu yaptınız? 

Çünkü bundan Türkiye’de en çok yatırım yapılan 2 lokomotif sektör. İnşaat deyince tabii ben bunun içine Kanal İstanbul’u da koyuyorum, Tüp geçiti de koyuyorum, otoyolları da hastaneleri de bütün mega projeleri koyuyorum. Diğer yandan Türkiye’nin nüfusu artıyor, konuta ihtiyacı artıyor. Deprem sıkıntısı kapımızda. Kentsel dönüyüm projeleri mutlaka devam etmelidir. Türkiye’nin büyük altyapı projeleri var. Yapmaya da devam edeceğiz. İzmir - Aydın, Ankara otoyolları kapıda. Bugün yarın ihalesi yapılacak. Arkadan Kanal İstanbul, Tüp Geçit projeleri gelecek. Bunların hepsi yap işlet devletle yapılacak. 

-Siz bu ihalelere girecek misiniz? 

Çalışacağız. Biz her şeye çalışıyoruz. Neticeyi göreceğiz. 

2 hidroelektrik santrali yatırımımız devam ediyor. Çimento’da Ankara’yı bitirdik, şimdi Kilis için çalışıyoruz. 

35 binden 87 bin megavata çıktık 

-Enerjide neden ihtiyaç var? 

Çünkü hem yabancılar hem yerli yatırımcılar Türkiye’de enerji sektörüne büyük yatırımlar yaptılar. Türkiye kısa sürede 35 bin megavattan 87 bin megavata çıktı. Ve bunu özel sektör yaptı. Bunun bir kısmı öz finansmanla yapıldı, önemli bir kısmı da yurtiçi ve yurtdışından sağlanan finansmanla yapıldı. Bu finansmanların geri ödenebilmesi lazım ki bu yatırımlara devam edilebilsin. Diğer yandan enerji maliyetleri arttı, doğalgaz fiyatlaları arttı, kömür maliyetlerimiz arttı. 

Yabancı ortaklar kaygı duymuyor 

-Yabancı ortaklarınız Türkiye’de yaşananları nasıl değerlendiriyor, kaygıları var mı? 

Biz Türküz. Gidecek yerimiz yok. Ailemiz burada, evlerimiz burada, şirketlerimizin merkezleri burada. Yurtdışında şirketlerimiz var ama onlar Türkiye’deki işlerimizin yanında hiçbir şey. Ama yabancı böyle düşünmez. Şartları iyi bulursa kalır. Yabancıyı burada tutmamız gerek. Biz bugüne kadar hiçbir yabancı ortağımızın bir şikayetini görmedik, kaygısını duymadık.

Bankalarımız özel sektöre destek vermeye devam ederse, biz ülke olarak bu sıkıntıdan kolaylıkla çıkarız. 

İstanbul Yeni Havalimanı 29 Ekim’i 30 Ekim’e bağlayan gece hizmete açılıyor. Önümüzde hiçbir mani yok. 

YAPILANDIRMADAN DOĞAL BİR ŞEY YOK

-Sizin Limak olarak kredilerde bir yeniden yapılandırmaya ihtiyacınız var mı? 

Bizim şu anda öyle bir durumumuz yok, öyle bir ihtiyacımız da yok. Eli kulağında sene sonunu getirebiliyoruz ama olabilirdi de. Olsaydı da bankalarla oturup planlardık. Dünyanın her ülkesinde her projede mutlaka yeniden yapılandırma vardır. Yeter ki insanlar borçlarının faizlerini gününde ödesinler. Borçların taksitleri bazen öyle durumlar oluyor ki siz 10 yılda planlasanız da konjonktürden dolayı bu 12 yıla 14 yıla 15 yıla çıkabiliyor. O zaman taksitleri biraz daha uzun vade haline getiriyorsunuz. Bu herhangi bir firmanın sıkıntıda olması demek değildir. 10 yılda ödenecek bir borun masanın etrafına oturup, 14-15 yıla çıkarmasından daha normal bir şey yoktur. Ekonominin gereği bu. 

Yatırımda duran bir grup değiliz. Kıbrıs’taki otelimizi yeni açtık. Şu anda Tarsus’taki turizm yatırımımızı planlıyoruz.