Terörist değil deseler de mahkum olacaklar!

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ''PYD/PKK'ya yapılan silah yardımını uluslararası yargıya taşıyacağız'' açıklamasını eski Hava Kuvvetleri Savcısı Hâkim Albay Ahmet Zeki Üçok'a sordum: ABD, Nikaragua'da bu yüzden mahkûm oldu. O zaman da ' Kontralar'ı kimse terör örgütü olarak görmüyordu. Bu sürecin sonunda da mahkûm olmaktan kurtulamayacaklar.

1

AKŞAM-PINAR IŞIK ARDOR

TSK'nin Afrin Harekâtının birçok yönü tartışılmasına rağmen, harekâtın hukuki alt yapısı çok gündeme getirilmedi. Bu harekât sizce uluslararası hukuka uygun gerekçelere sahip mi?

“TSK'NIN BU AÇIKLAMASI BANA GÖRE ÇOK SINIRLI”

Savaş meydanlarında kazandığımız fakat masada kaybettiğimiz birçok zafere şahidiz. Savaşın sadece harekât kısmına odaklanıyoruz. Zeytin Dalı Harekâtı’yla ilgili olarak TSK harekâtın amacını bölgedeki teröristleri etkisiz hale getirmek ve dost ve kardeş bölge halkını bunların baskı ve zulmünden kurtarmak olarak ifade etti. Harekâtın hukuki dayanağı olarak BMGK'nin terörle mücadeleye yönelik özellikle 1624, 2170 ve 2178 sayılı kararları ve BM sözleşmesinin 51'inci maddesinde yer alan meşru müdafaa hakkını gerekçe gösterdi ama TSK'nın bu açıklaması bana göre çok sınırlı. Kamuoyu daha geniş bilgilendirilmeliydi.

Nasıl geniş kapsam? Gerçekten bende merak ettim nedir bu Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin 1624, 2170 ve 2178 sayılı kararları?

Meşru savunma BM’nin 51. maddesinde yapılmış ve 'BMGK uluslararası barış ve güvenliği sağlayacak tüm önlemleri alana dek, askeri saldırıya uğramış BM üyesi ülkenin bireysel ya da kolektif meşru müdafaa hakkına zarar veremez. Üyeler tarafından alınan önlemler anında Güvenlik Konseyi'ne bildirilir' denilerek devletlerin meşru müdafaa hakkı güvence altına alınmıştır. Bu maddeye göre birinci şart silahlı bir saldırının varlığı, ikinci şart durumun derhal Güvenlik Konseyi'ne bildirilmesidir. Ama 'silahlı saldırı' ifadesi açılmalı. Suriye'deki rejimin bize yönelik olarak bir saldırısı yok. Ancak PKK/PYD terör örgütünden yapılan saldırılar söz konusu. Bu durumda 51.madde yeterli bir hukuki gerekçe olmayacaktır.

Zannederim aynı kanaatte olan TSK'de Güvenlik Konseyi’nin üç kararına daha atıfta bulunmuş. Kısaca bu kararları da açıklar mısınız?

“KIBRIS’LA İLGİLİ KARAR AFRİN’DE DE KULLANILDI”

TSK'nin gerekçe yaptığı 1624 sayılı kararı, çok ilginçtir ama Kıbrıs’la ilgili bir karardır. Kararın en önemli maddelerinden birisi, Türk Kuvvetlerinin Lefkoşa ve çevresindeki tampon bölge içindeki mayınlı alanları temizlemeye başlamasıyla ilgilidir. Kanaatimce, benzer biçimde terör örgütleri tarafından mayın döşenmiş bulunan Suriye sınır bölgesindeki, Afrin'in mayınlardan temizlenmesi için BM Güvenlik Konseyi'nin bu kararı çok yerinde olarak hukuki gerekçe yapılmıştır.

Çok zekice, ‘daha önce bana Kıbrıs'ta bu yetkiyi vermiştin şimdi aynı durum mevcut, burada da bu hakkımı kullanıyorum’ diyoruz. Peki, 2170 ve 2178 sayılı kararlarının kapsamı nedir?

Güvenlik Konseyi'nin 2170 sayılı kararının en önemli tarafı, terörizmin her tür ve tezahürünün, uluslararası barış ve güvenliğe yönelik en önemli tehdit olarak kabul edilmesidir. Ne zaman ve her kim tarafından gerçekleştirilirse gerçekleştirilsin gerekçesine bakılmaksızın her tür terörist eylemin suç oluşturduğu ve haklı görülemeyeceği kesin bir dil ile ifade edilmiş olmasıdır. TSK'nin, terörle mücadele için alınan her bir tedbirin uluslararası hukukun, özellikle de uluslararası insan haklan, mülteci ve uluslararası insancıl hukukun yükümlülükleriyle uyumlu olmasını sağlamak zorunda olduklarını belirten bir kararı gerekçe yapmış olması, bugün çeşitli kesimlerden gelen eleştirilere verilmiş en güzel cevaptır. Suriye'de yaşayan insanlara uygulanan etnik, dinsel, mezhepsel ve siyasal baskıların, işkence düzeyine varan zulümler dikkate alındığında, Afrin Zeytin Dalı Harekâtının amacının haklılığını ortaya koyan en güçlü hukuki dayanaklarından birisi olmuştur.

2178 sayılı kararda sanırım benzer ve daha güçlü bir şekilde terör ile mücadeleye yönelik olan bu harekâtımızı destekliyor.

“2178 SAYILI KARAR TC’NİN TERÖRLE MÜCADELESİNİN MANİFESTOSUDUR”

Evet. Bu karar adeta TC Devletinin terörle mücadelesinin bir manifestosu olarak hazırlanmıştır diyebiliriz. Kararın 14.maddesinde, yabancı terör örgütü mensuplarının müdahil olduğu silahlı çatışmalara sınırları olan devletlere, terör örgütü savaşçılarının kara ve deniz sınırından seyahat etmesini engellemek ve yasaklamak dâhil olmak üzere söz konusu savaşçıların tehditlerine cevap vermek için savaşma kapasitelerini attırma hakkı veriyor. Hemen Suriye sınırımızda bulunan Afrin'deki PKK/PYD terör örgütüne karşı yapılan bu harekâtın hukuki haklılığının kısa bir açıklamasıdır. Bu madde ayrıca Türkiye'nin, tüm taraf ve hatta taraf olmayan devletler ile diplomatik ilişkiler kurmasının hukuken de doğru bir adım olduğunu göstermektedir.

Geçtiğimiz günlerde Fransa Cumhurbaşkanı Macron, Türkiye'nin Afrin'e düzenlediği operasyonun 'terörizme karşı' olarak gerçekleşmesi gerektiğini, operasyonun 'işgale dönüşmemesi' gerektiğini söyledi. Zaten öyle değil mi?

“MACRON’A EN GÜZEL CEVAP BUDUR”

Benzer açıklamaların yapılacağı bekleniyordu. Bazı kesimlerde bu harekâtın Kürtlere karşı olduğu yönünde açıklamalarda bulundu. Bunlara en güzel cevap 'Suriye'nin toprak bütünlüğüne saygılı olarak icra edilmektedir' diyen TSK'nin açıklamasıdır. Ayrıca dediğim gibi TSK'nin hukuki gerekçe yaptığı 2178 sayılı Güvenlik Konseyi kararı başta Fransa Cumhurbaşkanı Macron olmak üzere Zeytin Dalı Harekâtının Kürtlere karşı ve Suriye'nin toprak bütünlüğüne yönelik olarak yapıldığı iddialarında bulunan tüm kesimlere karşı gösterilebilecek, en sağlam hukuki gerekçedir.