Serkan Çağrı: Çift başlılıktan kurtulmak için başkanlık sistemi şart 

Müzik yolculuğuna çocuk yaşlarda başlayan ve klarnet virtüözlüğüne büyük bir aşkla tutunan Serkan Çağrı, solo albümü Sır’ı ve ülke gündemini AKŞAM’a değerlendirdi. 

Tuba Kalçık

Çok başarılı albümlere imza attınız. Son çalışmanız ‘Sır’da arabeskten Latin müziğine kadar bir çok parçaya yer vermişsiniz. Albümdeki şarkıları neye göre belirlediniz? 

Albümdeki repartuvarımı seçerken her kesimden insana ulaşabilecek ortak duyguyu bulmaya dikkat ettim. Hem yurtiçi hem de yurtdışındaki insanların dinleyebileceği bir albüm yapabilmek için biraz zorlandım. 

NEFESLE SIRLARI ANLATTIM

-Çalışmanızda Doğu ve Batı müziği bir bütünlük içinde dinleyiciyle buluşuyor. Ben bu açıdan ‘Sır’ı İstanbul’a benzetiyorum. Böyle güzel bir albüme nasıl hazırlandınız? 

Çok güzel bir tanımlama yaptınız. Gerçekten albümüm İstanbul gibi çok farklı kültürlerin biraradalığını yansıttı. Nefesimle içimdeki sırları anlatığım için de albüme bu ismi verdim. İçimdeki tüm duyguları bu albümle dinleyicilere aktardığımı düşünüyorum. 2 yıl emek harcadım.  

-Peki yeni bir projeniz var mı? 

Amerika turnesine çıkıyorum. New York Gypsy All Stars ile birlikte San Diego, San Francisco ve Seattle da sahne alacağız. 2017 Mayıs ayında fikir babası olduğum ‘Uluslararası Folk Festivali’ni düzenlenecek. Bu festivale de büyük ilgi olacağını düşünüyorum.

Cumhurbaşkanımıza çok güveniyorum. Tüm sıkıntılara rağmen ülkemizde çok başarılı projeleri hayata geçirdi.

HALK SAYSİNDE ATLATTIK 

-‘15 Temmuz Kahramanlarının Türkülerini Söylüyoruz’ etkiliğine katıldınız. Çok anlamlı bir geceydi, siz neler hissetiniz? 

Ben 15 Temmuz gecesi de vatandaş olarak üzerime düşeni yapmaya çalıştım. O gece ülkemin ve çocuklarımın geleceğini düşünerek sokağa çıktım, tanklara karşı durmaya çalıştım bir vatandaş olarak. Demokrasi nöbetlerine katılarak, oralarda konuşmalar yaptım. Allah korusun, darbe başarılı olsaydı tıpkı Suriye gibi paramparça olurduk. Bunu düşünmek bile tüylerimi diken diken ediyor. Şükürler olsun ki halkımızın mücadelesi sayesinde bu korkunç girişimi atlattık. 15 Temmuz’la ilgili düzenlenen etkinliğe de bu duygularla katıldım. Bu tarz etkinlikleri artırmalıyız. Bunu da sanatımızla yapabiliriz. Avrupa’da Türkiye’yi karalamak isteyenlere karşı ben de bireysel olarak 15 Temmuz’un arkasındaki hain planı tanıdığım yabancı müzisyen arkadaşlarıma mail atarak anlatmaya çalıştım. 

türkiye iyi bir noktada! 

- Anayasa değişikliği yeniden gündememizde. Bir vatandaş olarak başkanlık sistemi hakkındaki düşüncelerinizi alabilir miyim?

Başkanlık sisteminin çift başlılıktan kurtulmak ve ülkemizin önündeki birçok engeli aşmak için elzem olduğunu görüyorum. Halkımızın ortak görüşü burada çok önemli tabi. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ı büyük bir hayranlıkla takip ediyorum. Şu ana kadar izlediği politikalarla Türkiye’yi çok daha iyi bir noktaya taşıdı. Bir vatandaş olarak başkanlık sistemini destekliyorum. 

Cumhurbaşkanımızın başkanlık sistemine geçilmesini istemesinin ülkemizin hayrına olduğunu düşünüyorum.

Kalın iyi bir müzisyen  

-AK Parti için seçim şarkıları da hazırladınız. Referandum için de yeni bir şarkı yapmayı düşünüyor musunuz? 

Rahmetli Erol Olçak’ın talebi doğrultusunda hazırladım. AK Parti’nin seçim şarkılarında bestesi bana ait olanların dışında aranjör olarak katkı sunduklarım da oldu. Örneğin, sözü ve bestesi değerli ağabeyim aynı zamanda Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’a ait  ‘Canım Türkiyem’ şarkısının düzenlemesini yaptım. Pek kimse bilmez ama İbrahim Bey çok iyi bir müzisyendir aynı zamanda. Cumhurbaşkanımızın seçim döneminde Yenikapı’da okuduğu ‘Sürgün Ülkeden Başkentler Başkentine’ şiirinin altına da müzik yaptım. Cumhurbaşkanımız çok güzel şiir okuyor. Kendisine de söyledim keşke yeniden bir şiir albümü çıkarsa.

- Başarınızı yeteneğinize mi, yoksa çok çalışmaya mı bağlıyorsunuz? 

Öncelikle yetenekli olmama bağlıyorum çünkü yetenekli olmasaydım müzisyen olamazdım. Ben de genlerimden dolayı yetenekli doğanlardanım. Bu yeteneğimi bilgiyle buluşturan ender klarnetçilerden biriyim. Türkiye’de ne yazık ki bazı müzisyenler yeteneklerine maalesef yatırım yapmıyorlar. Bu yüzden hem eğitim almak hem de çok çalışmak var olan yeteneği geliştirmek için önemli.,

KELİMELERİ KLARNETLE DİLE GETİRİYORUM

- Dünyadaki en iyi 10 klarnetçi arasında gösteriliyorsunuz. Uluslararası bir marka adınıza klarnet bile üretti. Klarnet sizin hayatınızda ne ifade ediyor? 

Klarneti hayatımın tamamı olarak görüyorum. Bir edebiyatçı nasıl kendini kelimlerle ifade ediyorsa, ben de tüm söylemek istediklerimi klarnet aracılığıyla dile getiriyorum. Çocukluğumdan beri yaşadığımı iyi ve kötü herşeyi klarnetle anlatıyorum, bu yüzden benim için vazgeçilmez bir enstürman.

Beyazperde projem var 

- 5. düzenlenen Uluslararası Klarnet Festivali’nde yer aldınız. Festivale ilgi nasıldı? 

Festivalin fikir babasıyım. Benim en büyük hayalimdi. Türkiye’de enstrüman üzerine düzenlenen ilk festival olduğu için çok ilgi görüyor. Adı klarnet festivali olsa da içinde çeşitli enstrümanları barındırıyor. Bu sene de çok farklı tarzda müzisyenler katıldı. Uluslararası alanda öne çıkmış müzisyenleri misafir ederek, global bir müzik ortaya koyuyoruz. Bu global birleşimle de aynı zamanda dünyaya barış ve dostluk mesajı vermeye çalışıyoruz. 

- Türkiye’yi uluslararası arenada tanıtmak için hayata geçirmek istediğiniz projeleriniz var mı? 

Var tabii. Dünyaya müziğimizin resmini daha fazla göstermeliyiz. Kültür ve sanat politikalarımızı buna göre biçimlendirmeliyiz. Örneğin, ünlü sanatçılarımızın hayatını anlatan filmler çekilmeli. Kişisel olarak bu yönde bir projem var. Adını şimdi söylemek istemiyorum ama şu anda ünlü bir müzisyenin yaşamını beyazperdeye taşımak için senaryo çalışması yapıyorum. 

-Bir gün mutlaka şu isimle de çalışmak istiyorum dediğiniz kimler var? 

Azize Mustafa Zadeh ve Anoushka Shankar ile henüz düet yapmadım. Umarım bu isimlerle de ileride aynı sahneyi

paylaşırım.

Rekabet çıtayı yükseltiyor 

-Müzik piyasasında klarnet altın devrini yaşıyor. Klarnetin son yıllarda bu denli popüler olmasını siz neye bağlıyorsunuz? 

Klarnet Türkiye’de dönem dönem popüler oluyor. Örneğin, geçmişte Şükrü Tunar ve Mustafa Kandıralı ile altın devrini yaşamıştı. Bizim jenarasyonumuzda çok yetenekli klarnetçiler var ama Hüsnü Şenlendirici, Bülent Altınbaş ve benim gibi öne çıkan isimlerle de popülerlik kazandı.   

-Aranızda rekabet yaşanıyor mu? 

Rekabet bizim işimizde çıtayı yükselten bir şey. Müzikal açıdan gelişmemizi ve daha iyi noktaya çıkmamızı sağlayan bir rekabet var aramızda.