Tuba KALÇIK
Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a olan sevgi ve saygınızı her platformda dile getiren birisiniz. Ne zaman tanıştınız kendisiyle?
Başbakanlığı döneminde verdiği iftar yemeğinde tanışmıştık. Zaten takip ettiğim bir liderdi. Daha sonra da dönem dönem telefonlaştık. Sayın Cumhurbaşkanımızın millilik kavramına sahip çıkması, ülkenin değerlerini koruması benim için çok kıymetli. Örneğin, benim de orada olduğum Küçükçekmecede’ki Kültür Merkezi açılışında, merkezin adı Arena Mega’ydı ama Cumhurbaşkanımız burayı bir Türk büyüğümüzün adını verdi. Yahya Kemal Beyatlı olarak değiştirdi. Bu bile ne kadar milli bir lider olduğunu gösteriyor.
Referandumda ‘Evet’ oyu vereceğinizi açıkladınız. Bunun nedenlerini bizimle paylaşır mısınız?
Referandum sadece bizi değil, geleceğimiz olan çocuklarımızı da ilgilendiriyor. Darbeyle getirilmiş bir anayasayla yönetilmek istemiyorum. Türkiye’de geçmişte bir çok anti-demokratik uygulama yapıldı. Mevcut sistemde partiler kapatıldı, tanklar yürütüldü sokaklarda, sesi çıkaranların sesi kısıldı. Referandumda önerilen maddelerle de bence Türkiye çok daha güçlü ve iyi bir noktaya gidecek. Ülkemiz ne zaman güçlendiyse tepemize balyoz indirmeye çalışıldı. Hem ülkemin hem de çocuklarımın geleceği için referandumda ‘Evet’ diyeceğim. Ülkemizin önünü açacak 18 maddeyi inceledim ve gönül rahatlığıyla neye ‘Evet’ diyeceğimi biliyorum.
KABE BENİM İÇİN 'DÜNYANIN MERKEZİ'
Sokaklarda tanklar yürütüldü demişken, 28 Şubat sizde nasıl bir iz bıraktı?
Bir sürü yazar, başörütülü kızımız ülkeyi terk etmek zorunda bırakıldı. Toplumun bir kesimi adeta ülkeden tasviye edildi. Bunlar çok şükür ki bugün telafi edildi ama o dönemde bir çok insanın onuru ve gururu incindi. Şimdi ise özgürlükler konusunda çok daha iyi noktadayız. Umarımbir daha böyle bir şey yaşamayız.
Manevi yönü çok güçlü bir sanatçısınız. 22 yaşında hacı oldunuz. Hacca gitmeye nasıl karar verdiniz?
Efendimizin hadisi var, ‘Hacca gitmekte acele ediniz’. Önüme çıkan fırsatta annemle gittim. Ölümden sonrasına ne kadar hazırlıksız olduğumu düşündüm. Kâbe’yi gördüğümde ise her namazda döndüğüm yer, dünyanın merkezi
EZAN OKUDUĞUMDA AYAKLARIMIN BAĞI ÇÖZÜLDÜ
Sayın Cumhurbaşkanımızın sanatçılara verdiği iftarda katılımcılar oruçlarını sizin okuduğunuz ezanla açmıştı. Gerçekten çok güzel okudunuz. Peki siz, ezan okurken neler hissetiniz?
İlk okuduğumda ayaklarımın bağı çözülmüştü. Ezan, Müslümanlara davettir. Bu daveti de en güzel biçimde okumak benim için çok önemli. Her okuduğumda aynı heyecanı ve coşkuyu hissediyorum. İki defa da Sayın Cumhurbaşkanımız’ın davetinde okudum. İkisinde de okumayı ben talep ettim. Az-Zahrani’nin okuduğu makamda okudum. Ezanı Az-Zahrani’den ilk dinlediğimde darmadağın olmuştum, çok etkilenmiştim. Bu yüzden de iftarda da bu makamda okudum ve çok beğenildi.
Klavyenin arkasına sığınanlar küfür eder
Sosyal medyayı aktif kullanarak hayranlarıyla iletişim kuran Ceceli, kendisine hakaret edenlerle ilgili şunları söyledi: Yumurta resmiyle klavyenin arkasında küfür ediyorlar. Kimsenin buna hakkı yok.
Zaman zaman görüyoruz, sosyal medyada belli gruplar tarafından en fazla saldırıya maruz kalan sanatçılardan birisiniz. Neden sizi bu kadar hedef alıyorlar?
İnsanlar istediğini söylemekte özgürdür. Ama şunu unutmayalım ki; dedikodu yapmak çok tehlike ve günahtır, iftara ise daha da kötü… Bunu yapanların onlardan çıkmaması mümkün değil. O yüzden insanlar ağızlarından çıkanlara çok dikkat etmeli. Biz sosyal medyayı kullanmayı bilmiyoruz. Şu anda adliyeler onlarca sanatçının açtığı hakaret davasıyla uğraşıyor. Neden çünkü insanlar sosyal medyada hakaret ve küfür ediyor. Sen sokakta küfür edebiliyor musun? Neden sosyal medyada yumurta resmiyle klavyenin arkasında insanlara küfür ediyorsun. Kimse böyle bir hakka sahip değil.
KARİYERİM HAYALİMİN ÖTESİNDE
Türkiye’nin en popüler müzisyenlerinden birisiniz. Yaptığınız her albümle başarı grafiğinizi biraz daha yukarıya taşıyorsunuz. Peki, siz hayal ettiğiniz yerde misiniz?
Hayallerimin çok ötesinde bir müzik kariyerine sahibim. 10 yıl önce şarkı söylemeye aslında çok da emin olmayarak başlamıştım. Benim için amatör ruhla çıkılmış bir yoldu şarkı söylemek. Şu anda ise profesyonelliğin zirvesine doğru gidiyorum. 10 senede toplam 78 şarkı söyledim. Şarkı söylemeye başlarken tek hedefim vardı, kalıcı olmak.
Ticari kaygı başarıyı engelliyor
Pop müzikte eskiye oranla daha fazla ticari şarkılar yapıldığına dair eleştiriler duyuyoruz. Siz bu eleştirilere katılıyor musunuz?
Geçmişte farklı farklı içeriklerde şarkılar yapılıyordu. Örneğin, Barış Manço’nun ‘Nane Limon Kabuğu’ veya Bülent Ortaçgil’in ‘Beni Kategorize Etme’ gibi. Şimdi ise sadece bir konu üzerine şarkı yapılıyor o da ilişkiler. Burada da ‘Ya çek git’ deniyor ‘ya da dön’. Farklı popüler konulara değinen şarkılar yapılmıyor ne yazık ki. Atarlı şarkılar da yapılsın ama aynı zamanda hasrete, aşka ve farklı konulara değinen şarkılar da yapılmalı. Müziğimiz, son derece geniş bir mozaiğe sahip. Ama şunu da eklemeliyim ki, ticari kaygı taşıyan şarkılar başarılı olmuyor, samimi şarkılar başarılı oluyor. Mesela ‘Gül Rengi’ şarkım veya ‘İyi ki Hayatımdasın’ şarkım çok beğenildi. Çünkü bunlar gönülden kopan, samimi ve hesapsız yapılmış şarkılar.
İlk şarkıcılık teklifini reddettim
Şarkı söylemenize Sezen Aksu sebep olmuş. Sesinizi nasıl keşfetti?
Sezen Hanım, bir gün bana ‘bir şarkı söyle bana sesin nasıl duymak istiyorum’ dedi. Ben de Levent Yüksel’den ‘Kadınım’ şarkısını söyledim, o anı hiç unutmam. Şarkıyı dinledikten sonra da ‘bundan sonra demo şarkılarımı sen seslendireceksin’ dedi bana. Çok heyecanlandım tabii. İlk söylediğim şarkı da ‘Unutamam’ oldu. Benden sonra bu şarkıyı pek çok isim söyledi ama bir türlü içlerine sinmedi. DMC teklif getirdi Sezen Hanım’a bu şarkıyı Mustafa Ceceli seslendirsin diye. Sezen Hanım’da bana sormalarını söylemiş. Şarkıyı söylemem için bana teklif ettiklerinde ise teklifi geri çevirdim. Ama sonra ikna ettiler ve ilk çıkış şarkım oldu. İyi ki de yapmışım.
Aranjörlükten yorumculuğa geçerken kariyeriniz açısından risk aldığınızı düşündünüz mü?
İlk başlarda düşündüm ama aranjörlüğe hâlâ devam ediyorum. 7 yıldır albüm çıkarmama rağmen birçok hit şarkının aranjörlüğünü yaptım. Bu sürede Sezen Aksu, Aşkın Nur Yengi, Ajda Pekkan, Nilüfer, Sertab Erener gibi isimlere albümlerinde aranjörlük yaptım. Eskiden yüzde 70 aranjörlük, yüzde 30 şarkıcılık yaparken şimdi tam tersi oldu. Aranjörlükte önemli çalışmaya değer katmaktır. Çalıştığın sanatçının müziğine değer katmadıktan sonra aranjörlük yapmanın bir anlamı olmaz. Bu yüzden çalıştığım ismin müziğine değer katmaya özen gösteriyorum.
'Kıymetlim'e 2 haftada rekor tık!
Yeni albümünüz ‘Zincirimi Kırdı Aşk’ geçtiğimiz günlerde müzikseverle buluştu…
Albümün iki büyük sürprizi var, İrem Derici ve Ajda Pekkan. Biri genç kuşağın starı, diğeri de her dönemin
TSM albümü geliyor
Geçtiğimiz yıl çok beğenilen bir ilahi albüm çıkardınız. Yeni bir ilahi albüm daha yapmayı düşünüyor musunuz?
Çok özel bir çalışmaydı benim için ama yeni bir ilahi albüm çıkarmayı düşünmüyorum. Türk Sanat Müziği albümü çıkarmayı planlıyorum. Türk Sanat Müziği'nin tüm enstrümanlarının yer aldığı canlı kayıttan oluşan bir albüm hayalim var.