1
PINAR IŞIK ARDOR
-Manisa’da askerlerin zehirlenmesi olayında tutuklamalar görevden almalar var ve ortaya atılan iddialar. Türkiye’de bir tartışma başladı nedir son bilgiler?
“BU MESELENİN DÖRT BOYUTU VAR”
Batı Kışlamızda bir zehirlenme vakası oldu. Bir çocuğumuz şehit oldu. Burada hindi etinde sandonella diye bir bakteriye rastladılar. Soruşturma açıldı firma hakkında. Daha sonra Kırkağaç’ta bir problem yaşandı. Kan değerleri ölçüldü. Hiçbir problem çıkmadı zehirlenme yok. Birkaç gün önce Manisa’da yine aynı şekilde 60 küsur askerimiz biz zehirlendik diyerek müracaat ettiler. Yapılan tetkiklerde zehirlenme bulgusuna rastlanmadı. Sonuncusuna gelince 120 hastamız üniversite hastanesinde 118 askerimiz Merkez Efendi’de, 70 askerimiz devlet hastanesinde ve de 120 askerimiz de Batı Kışla’nın revirinde tedavi gördüler. Kan değerleri araştırıldı hiçbir zehirlenme emaresi görülmedi. Hemen Milli savunma Bakanı ve Sağlık Bakanıyla konuştum bir heyet gönderdiler. Bu konunun bir fizyolojik boyutu var yani yemekten zehirlenmeler incelmeler devam ediyor. Bu meselenin hukuki boyutu var devam ediyor. Gözaltılar, tutuklamalar, görevden almalar var. Üçüncü boyutu psikolojik. Bu askerler beş günlük askerler. Manisa 35 derece. Bizim çocuklarımız bilgisayarların başından kalkıp askere geliyorlar. 5 günlük bir askerlikten sonra 35 derece sıcakta eğitim görmek ister istemez insanın psikolojisini bozar. Bu işin bir de provokasyon boyutu var. Birkaç asker bulantı, baş ağrısı, baş dönmesi var diyor hemen komutan bunları revire havale ediyor bu sırada anons yapıyor komutan. 572 askerimiz müracaat ediyor. Hastanelere gönderiyoruz fakat bu sevk esnasında kışlanın revirine gelen 10-15 kişi komutanı görünce kendilerini yere atıyor, öğürüyorlar,kusma numarası yapıyorlar, ateşimiz var diyorlar ama bazılarına şöyle söylüyorlar yeter artık “ hükümet bizi zehirliyor” diye bağırıyorlar. Gelen ambulanslara birileri tekme vurdu birileri yumrukladı. Bu provokasyon boyutu inceleniyor. 112’yi saat 19.00-21.00 arası 50’ye yakın arama var. 112 meşgul edildi. Bu konu da araştırılıyor.
-Kim bunlar? Niye yapıyorlar? Kimden talimat aldılar?
“ŞÜPHELERİMİZ VAR”
Bir kısmı eğitim yapmak istemeyen kişiler olabilir. Bir kısmı çeşitli saiklerle hastanede yatalım olabilir bir kısmı AK Parti karşıtı olan örgüt mensupları olabilir. Bir kısmı AK Parti karşıtı olan bir parti mensubu olabilir. Bunlar bizde şüpheler uyandırıyor.
Bazı askerlerin iddiaları oldu. Zorla yemek yedirildiğine dair. Doğru mu?
PROVAKASYON BOYUNA DİKKAT!
Bu konu da araştırılıyor. Komutanlar asla böyle olmadığını kantinin sürekli açık olduğunu isteyenin yemekhanede isteyenin kantinde yediğini söylüyorlar. Bazı askerler de bize miadı dolmuş olan yiyecekler çikolatalar satılıyor dediler. Bu da araştırılıyor. Burada yemekte bir problem varsa fizyolojik boyutunu inceleyeceğiz. Firmanın ihmali varsa bunu zaten inceliyoruz. Bu askerler bize emanet. Bu işin provokasyon boyutuyla ajitasyon boyutunu iyi incelememiz gerekiyor. Bizde bu kanaat var.
-Sadece Manisa’da görüyoruz ama neden sadece orası?
Bir kişinin vefatı burada bir istismar konusu. Buradan devam edebiliriz diyenler olabilir.
-Bu yayılabilir mi ülke geneline?
“TÜRKİYE’Yİ TAHRİK ETMEK İSTİYORLAR”
Buna dikkat etmemiz gerekir. Türkiye terörle mücadele ediyor. PKK ile illegal sol terör örgütlerle ve FETÖ ile mücadele ediyor. Türkiye aynı zamanda Suriye’de Irak’ta problemlerle karşılaşmış. Yunanistan’la problemlerimiz devam ediyor. Böyle bir ortamda bu ülkelerin bazı elemanları da buralarda olabilir bunlara da dikkat etmeli. Türkiye’yi yalnız bırakmak istemiyorlar. Tahrik etmek istiyorlar. Geçmişte siyasetçileri darbelerle korkuttular, terbiye etmek istediler. Siyasetçilerin zaaflarından istifade ederek şantaj yaptılar. Son zamanlarda bunu yapamamanın sıkıntısını yaşıyorlar. Bakın burada soru şu; “ Zehirlenme olmadığı halde neden zehirlendik” diyorlar.
-Siz eminsiniz zehirlenme olmadığına Sağlık Bakanlığı zehirlenme var dedi.
“ZEHİRLENME ÇIKMAYACAĞINA EMİNİM”
Sağlık Bakanlığının açıklaması birinci olayla ilgili. Orada zehirlenme vakası var ancak 2,3 ve 4. Olaylar hala inceleniyor. Burası çok önemli. Ben diğer olaylarda gıda zehirlenmesi çıkacağını düşünmüyorum. tahkikat devam ediyor. Yemek yemeyen de zehirlendim diyor.
Yemek yedim de zehirlendim diyor yemeğin tamamını yedim zehirlendim diyor sadece cacık içtim diyen zehirdendim diyor. Yemek yemeyen de zehirleniyor.
FETÖ’nün kumpas ihtimali üzerinde duruluyor. Akşam gazetesinin bir haberi var. Fetö lideri son konuşmalarında hep zehirden bahsetmiş. Bu iş FETÖ zehiri mi
Bilmiyorum. Sadece FETÖ değil PKK’da, illegal örgütler de, maceraperest insanlar da olabilir. Ölen olmasaydı bu kadar kişi arkalarına takılmazdı. Acaba bende de böyle bir şey var mı diyen de var.
-Zehirlenme yok diyorsunuz ama şaibeli bir şirket var karşımızda ve tutuklamalar da
Birincide bir zehirlenme var. Onu tespit ettik biz bir çocuğumuz öldü .Otopsisi çıktı fakat otopsilerinin daha üst bir merciye gönderildi biz bu kadar hassas .Hukuk şimdi bu firma ile ilgili neyi araştırıyor. Kullanılan malzemeler kaliteli mi? Denetleniyor mu? Hükümet bu konuda çok hassas ki hemen firma ile ilgili anlaşmayı feshetti tek taraflı olarak
-Zaafiyet var mıdır?
“CHP’Lİ VEKİLLERE SESLENİYORUM”
Burada da bir zafiyet vardır. Esas söyleyeceğim şu. Herkes cesur olmalı. Kim hangi görevi yapıyorsa bildiklerini kanunlara uygun bir şekilde yapması lazım. Bürokrasi korkmadan çalışmalı. Türkiye’nin denetim mekanizmaları var doğru çalışırsa ihmaller olmaz. O zaman Türkiye’de birileri bu konuları siyasi rant aracı haline dönüştürmez. Burada özellikle CHP vekillere seslenmek istiyorum. Bu konuyu siyaset malzemesi yapmayın. Türkiye hassas bir dönemden geçiyor başka Türkiye yok. Başka devletimiz yok.
-CHP’li vekiller eskiden kışlalarda yemekler askeriye tarafından yapılıyordu eskiye dönülsün diyorlar
“DÜZENLEYİN, GELİN, YAPALIM”
99’dan itibaren bu tür özelleştirmeler başlamış koalisyon döneminde bizim dönemimizde de devam etmiş. Bir yanlışlık eksiklik varsa bunu giderecek olan Milli Savunma Bakanlığı ile beraber TSK’dır. Düzenlesinler hükümete teklifte bulunsunlar hükümette gereğini yapsın. Yeniyle ilgili bir problem varsa onu giderelim. Osmanlı’da bir kurum lağvedilmemiştir Yeniçeri haricinde her kurumun eksikliği restore edilmiştir.
-Manisa halkı gerildi mi? O yönde bazı haberler yapıldı
“illegal örgütlerin provoke ettiği bir ortamda…”
Manisa halkına teşekkür ederim. Bazı olaylar oldu. Herkes Mehmetçiğe sahip çıksın oraya gelerek protesto yapsınlar ama protestoyu naif yapsınlar sonucu görsünler. Burada bir eksiklik bir ihmal var ve biz gereğini yapmazsak o zaman hangi tür protesto yapacaklarsa yapsınlar. Ama olay olur olmaz illegal örgütlerin provoke ettiği bir ortamda bunu yapmak doğru değil. Hastane önünde üç tane delikanlı gördü bu kaçıncı dedi bana. Ben sakince durumu anlattım . Nereli olduklarını sordum kendilerine Manisalıyız dediler ama kimse tanımıyor. “Bu kaçıncı, askerlerimizi size emanet ediyoruz öldürecek misiniz bu çocukları?” dediler
-Bunlar organize mi yoksa bireysel bir tepki mi?
Ben organize diyorum. Türkiye’de İllegal örgütlerin Soma’ya nasıl geldiğini çok iyi biliyorum.
-Yavaş yavaş zehirlenme olasılığı var mı askerlerimizin
“HİLMİ ÖZKÖK NEDEN SEFERTASI TAŞIYORDU?”
O da olabilir ben önce sabotajdan da şüphe ettim bunu da göz önünde bulunduralım.Gelir adam zehirler. Hatırlarsanız Hilmi Özkök ne demişti ben yıllarca sefertasında evden götürdüm yemeğimi zehirlenme korkusundan. Türkiye’nin büyümesi birilerini rahatsız ediyor. Recep Tayyip Erdoğan’ın yaptıklarını Kılıçdaroğlu yapsaydı aynı işlemler ona da yapılacaktı. Devlet Bahçeli yapsaydı aynısı ona yapılacaktı. Çünkü batı dünyası küçük ölçekli bir devlet istiyor
-CHP’nin yürüyüşüne geçelim ne diyorsunuz? Onlar barışçıl bir yürüyüş yapıyoruz adalet arıyoruz diyor.
“ENİS BERBEROĞLU’NU CHP YARGILATTI”
Yürüyebilirler adalet arayabilirler ama Kılıçdaroğlu erken davranmıştır bir kere itirazı beklemesi lazımdı. Yargıtay’ı, AYM’yi beklemesi gerekiyordu. İç hukuk tükendikten sonra biz yürüyeceğiz demesi lazımdı. Burada kararı eleştirebilirler kararı kabul etmeyebilirler ama bu karara karşı bu yürüyüşü yapmak doğru değil. Çünkü siz dokunulmazlıkları kaldırdınız Enis Berberoğlu’nu CHP yargılattı.
-Dokunulmazlığın kaldırılmasını AK Parti istemedi mi?
“MİT TIRLARI BİLGİLERİ FETÖ’DEN GİTTİ”
Biz istedik ama CHP ve HDP sürekli bizi tahrik etiği için. Bunlar hırsızlık yapıyorlar yargılanmak istemiyorlar dedikleri için biz de hodri meydan dedik. MİT tırları operasyonu Türkiye’nin algısını değiştirme operasyonuydu.
“TÜRKİYE’Yİ ULUSLARARASI MAHKEMEDE YARGILATMAK İSTEDİLER”
Türkiye’nin uluslararası mahkemede yargılama operasyonuydu. MİT Başkanı ile ilgili yapılan operasyon Sn. Erdoğan’a gözdağı operasyonuydu, mesajdı. Çünkü bu yapı hep iktidarlarla olmuş. Bu örgütün bütün gayesi Fettullah Gülen Tarafından Türkiye’nin yönetilmesini sağlamak. Ben MİT tırlarında da bu bilgileri Enis Berberoğlu’na ve Can Dündar’a FETÖ’nün verdiğine inanıyorum.Türkiye’yi uluslararası mahkemede yargılatmak istediler. Sn. Erdoğan’a istediklerini yaptıramayınca 50 kişilik listeden iki kişiyi milletvekili yaptırınca, Hrant Dink ve Muhsin Yazıcıoğlu olayında kısmen şüphelenince daha sonra MİT Başkanına yapılan ardından 17-25’te sayın Recep Tayyip Erdoğan bunlara meydan okudu. Ama 17-25 aralık sonrası düne kadar F tipi yapılanma diyen CHP ve HDP bu yapıya destek verdi. F tipi ile olan ilişkilerinden dolayı da F tipi yapılanma bunlara MİT tırları operasyonunun kasetlerini gönderdiler. Zaten Deniz Baykal ve MHP kasetinde de öngörüm bana şunu söyletti bunu cemaat yaptı.
-Nasıl bu kadar emindiniz
“FETÖ MANİSA’YI BENDEN İSTEDİ”
Bu yapının okullarını dershanelerini alkışladım ben. Türkçe olimpiyatlarını alkışladım ama arka plandan milletvekili olmadan önce de hissettim yavaş yavaş siyaseti dizayn etmek siyasete ortak olmak TC devletini ele geçirmek istediklerini anladım. Milletvekili olduktan sonra bana geldiler: Manisa’nın tüm bürokrasisini istediler. İstediklerini yapmadım. Arkadaşlarımı da uyardım. Bunlar Manisa’yı ele geçirmek istiyorlar milletvekili biziz Manisa’yı biz yönetelim dedim.
-Şantaj yaptılar mı?
“BANA ŞANTAJ YAPTILAR”
Yaptılar. Benim haberlerimi bir daha yayınlamadılar. Faik Yazgan denilen bölge müdürüne gittim. Neden benim haberlerimi yayınlamıyorsun. Çünkü sizin haberleriniz yayınlanmayacak dendi bana dedi. Çünkü ben bu yapının gerçek yüzünü anlamıştım. Kendilerini uyardım. Bütün yetkililerini çağırdım devletle dövüşmeyin işinize gücünüze bakın dedim. “Devlet 18 yaşındadır hiç ihtiyarlamaz hesabını görür” dedim.
Sonra İzmir’de bunları topladım yapmayın diye. Erdoğan ile dövüşmeyin iktidara ortak olmayın her şey bizim olsun demeyin.Hırslarınızı törpüleyin dedim. Sonra Ankara’da bunların tüm gazetecileriyle bir araya geldim. 30’a yakın gazeteci vardı. Kendi hatıralarımı anlattım.. Beni can kulağıyla dinleyin. Erdoğan demiyorum dedim bu devlet bir gün sizi bitirir.dedim
-Bitti mi FETÖ?
“TÜM TERÖR ÖRGÜTLERİNİ TOPLA BİR FETÖ ETMEZ”
Türkiye’de bitiriyor. Dünyada ise başa bela. Türkiye içeride bir daha bu yapının ayağa kalkmayacak şekilde temizledi. Bu yapı bir daha Türkiye’de ne cemaat olabilir ne de meşru zeminlerde bir şey yapabilir. Fethulah Gülen bir darbecidir ama Türkiye üzerindeki tehlike devam ediyor. Dünyanın en büyük örgütüyle karşı karşıyayız. Ne Sri Lanka’daki Tamil gerillaları ne Peru’daki Aydınlık yol hareketi ne PKK ne de illegal sol örgütler hepsini toplasanız bir FETÖ yapmaz.
“3. DİASPORAMIZ FETÖ’DÜR”
Ben bunun içinden gelen birisiyim. Dünyanın ne büyük örgütüyle karşı karşıyayız. Dünyada 160 ülkede örgütlenmişler para, medya, lobicilik var. Bizim iki diasporamız vardı. 1915’ten sonra Ermenici diasporası bakın Ermeni demiyorum Ermenilerle bir problemimiz yok. 1984’ten sonra da bir PKK’lı Kürtçü diasporamız. 3. Diasporamız FETÖ’dür.
ÇOK GÜÇLÜLER!
Ellerinde 150 Milyar dolar var. Para kaynakları Avrupa’da yurtdışında devam ediyor. Bunlarla ilgili her türlü çalışma yapılmalıdır. Kırmızı bültenle aranmalar dahil hatta ve hatta İsrail’in zaman zaman yaptığı operasyonlar gibi. Çok ciddi istihbarat ağları var. Şuan Sn. Erdoğan’ı övüyorlar ama etrafındakilerle ilgili çamur atıyorlar. Bakanına, Genel Başkan Yardımcısına , Milletvekiline
Siyasetin içerisindeki Fetö iddiaları için ne dersiniz?
“DEVLETİN DİNİ ADALETTİR”
Darbecilerin siyaset ayağı olmaz. Darbeci siyasi yapıyı kendince beğenmediği için darbe yapar. Darbecilerin siyasetin içerisinde sivil ayakları olur. Biz 30 Mart’ta, 7 Haziran’da, 1 Kasım’da eledik ve şimdi de 15 Temmuz’dan sonra eliyoruz. Yargı eliyor. Bu kripto bir örgüt. Takiye yapmayı maharet kabul eden bir örgüt. Kendisini çok ciddi saklayan bir örgüt. 2. Fetullah vakası olmaması için hukuk çok önemli. Hukuk büyük balıkların yırtıp geçtiği küçük balıkların takılıp kaldığı bir ağ olmamalı. Devletin dini adalettir. Hiç kimse algı operasyonu yapmasın. Sanal alemde Ak Parti’den daha fazla Ak Parti’li geçinen tipler var. Bunlar klavye kahramanları. Yargıyı yönlendirmeye çalışıyorlar. Yargı vicdanıyla, TCK maddeleriyle hareket etsin.
Bir kitap yayınlayacaksınız 15 Temmuz’la ilgili. Bilinmeyenler olacak diyorsunuz
“TÜRKİYE’YE SESLENİYORUM. FİLMLERE DİKKAT EDİN”
Adı “Başarısız Darbe Girişimin Anatomisi” Bu yapı subliminal mesajları sürekli vemiş. Bütün Türkiye’ye sesleniyorum buradan. Medyaya, yönetmenlere. Yapılan filmlere çok dikkat edin. Bütün yabancı filmlere dikkat edin özelikle de Türkiye odaklı filmlere. Mesela Gelibolu gibi filmlere. Subliminal mesajlara dikkat edin. Bu yapının bu mesajları verdiğini darbeden önceden keşfetmiştim arkadaşlarımla beraber. Mesela Karlov suikasti.
Hangi filmden aldınız mesajı?
Belgeselerde var. Samanyolunun dizilerine bakın mesela. Bu kitapta bütün örnekleri göreceksiniz. Bunlar daha en başta darbe yapmayı kafalarına koymuşlar. Onlar ihtilal diyorlar.
Darbe raporu sizi tatmin etti mi?
Yapılması gereken her şeyi yaptık. Görevini yapmayanlar Chp, Mhp, ve Hdp Milletvekilleridir. Bunlar medya gelince konuştular medya gitti onlarda gitti. Komisyonu izlemediler. Bizim istediğimiz adamlar çağrılmadı diyorlar. Hemen hemen hepsini çağırdık. Kimisini çağırmayalım soru soralım dedik. Hiç birisine soru sormadılar.
Darbe raporunda bir eksiklik oldu sanırım. Nedir o durum?
DARBE RAPORUNA MUHSİN YAZICIOĞLU CİNAYETİ GİRDİ
Muhsin Yzıcıoğlu’nun helikopteri düştükten sonra Sn. Abdullah Gül’e bir belge geldi. Helikopter parçalarını sökenlerin resimleri. Bu belgeyi Sn. Gül mahkemelere gönderdi. DDK devreye sokuldu. Yargı devreye girdi. Ben de ifade verdi hatta gizli tanıklarımızda vardı. Bu helikopter parçalarını söken iki asker birisi Uzman Astsubay çavuş teknik eleman ve diğeri de Yarbay yargılandılar. 15 Temmuz oldu Sn. Erdoğan’ın otelini basmaya giden elemanların arasında bu iki şahısta vardı. Biz bunu komisyona verdik. Ama raporda yer almadı. Chp’lilerin dikkatini çekmiş sonrada bir gazeteci beni aradı doğru mu dedi. Evet gözden kaçmış, ihmal olmuş dedim. Zaten bu bir taslaktı.
“OMBUDSMANLIK KALKACAK”
Birde cemaatlerle ilgili bölümde Türkiye’de cemaatler olmalıdır herkes hür biçimde faaliyette bulunmalıdır. Bunları yaparken hukuki ve mali yapısı ayrı denetime tabi olmalıdır. Hiçbir cemaati başka bir cemaatin ombudsman gibi denetlemesine gerek. Bununla ilgili değişiklik yaptım o da konuldu. Önümüzdeki hafta çıkacak