Ortaç: Dönemin en güçlü lideri Erdoğan

Cumhurbaşkanlığı referandumunda sandıktan 'evet' çıkmasının ülkemize artılar katacağını belirten Serdar Ortaç: Cumhurbaşkanımız benim dönemimin en güçlü lideridir.

TUĞBA KALÇIK

Türkiye’nin en popüler sanatçıları arasında ilk sıralarda olan Serdar Ortaç, müzik yaşamından ülke gündemine kadar bir çok konuyu AKŞAM'a değerlendirdi… 

Zamanında biz de çok hata yaptık

15 Temmuz darbe kalkışması başta olmak üzere terörle mücadelede devletimizin yanında yer alan bir isimsiniz. Siz kendinizi bu açıdan milli ve yerli bir sanatçı olarak görüyor musunuz? 

Ben milletimin yanında olan bir sanatçıyım. Milletim neye karar veriyorsa o doğrudur. 80’li, 90’lı yıllarda bambaşka bir dünya ve Türkiye vardı. Ben de o Türkiye’nin bütün acılarını gördüm ve yaşadım. O yıllarda bende hata yaptım çünkü bize ne öğretildiyse ben de ona göre davranmıştım. Yaş aldıkça aslında bize o zamanlar öğretilenlerin hepsinin doğru olmadığını gördüm. Ben de şimdi eski öğrendiklerimi tamir ediyorum. 80 darbesini yaşayan bir insanım. Ülkede o dönemde büyük bir kaos vardı. 

İnternette sebepsiz muhalifler var 

Yıllar sonra 15 Temmuz’da da bir darbe kalkışması oldu ama Türkiye eskisi gibi değil. Ülkemizin başında güçlü bir lider var artık. Bu yüzden de bu kalkışma milletimizin de desteğiyle başarılı olmadı. Birlik içinde olmalıyız. Birleştirici olmalıyız. Siyasette şiir gibi, yumuşak bir dil kullanmalıyız. Hükümetimiz güçlü, çalışkan ve çok akıllı politikalar yürütüyor. Ama ne yazık ki muhalefetimiz güçlü değil. Muhalif kesimler ülkeyi yönetenlere karşı önyargı içinde. Elle tuttulur bir sebepleri de yok. Sosyal medyada da neden muhalif olduğunu bilmeden, hükümete karşı olanlar var. Bu çok yanlış. 

Cumhuriyetçi kesime soruyorum...

Sayın Cumhurbaşkanımız benim yaşadığım dönemin en güçlü ve en büyük lideridir. Erdoğan’dan iyisi yok. Ben Erdoğan’ı sevemez miyim, bunda ne yanlış var? Bunu söylemeye çekinen kesimler var. Bu kesimleri de anlamakta güçlük çekiyorum. Ben hem Atatürk’ü hem de Erdoğan’ı seviyorum. Kendini Cumhuriyetçi olarak tanımlayan kesimlere soruyorum, bunun neresi yanlış? 

HAZiRAN SONU ALBÜM GELiYOR 

Yaza bir albüm geliyor mu?

Şimdi stüdyodayım, çalışıyorum. Sinan Akçıl ile Tan Taşçı-Yasin Keleş’e yeni şarkılar yaptım onlar çıkacak. Haziran sonu Amerika’dan dönüşte ise kendi albümümü çıkaracağım.  

Mayıs ayında Miami’de büyük bir konser vereceksiniz. Heyecanlı mısınız? 

Mayıs ayında River Yatch Club’da konserim var. Çok heyecanlıyım çünkü orada çoğunlukta Latin, İspanyol var. Türkler daha az. Belki bu da bana farklı bir kapı açacak. 

Hakkımda yazılmadık kalmadı

Çok konuşulan bir evliliğiniz var. Çok sayıda haber çıkıyor bu konuda. Bu durum sizi rahatsız ediyor mu? 

Beni rahatsız etmiyor artık. Eski sinirim, heyecanım yok bu konuda. Ama eşim rahatsız oluyor. Annem bile hakkımda çıkan haberlere zor alışmıştı. Benim hakkımda yazılmadık hiçbir şey bırakılmadı bugüne kadar. Öldüğüm de yatağa düştüğüm de yazıldı. Ama bu haberlerin hiçbirini umursamıyorum. 

Muhalefetin elle tutulur argümanı yok 

Ortaç: Maalesef konuşmaya açık olmayan muhalefetin yumuşak bir dil kullanması ülkemizin geleceği için önemli.

Türkiye geçen hafta sonu yapılan referandumla yeni bir sürece girdi. Halk tarafından kabul edilen bu sisteme yönelik düşünceleriniz nelerdir? 

Bu sistemin eskiye göre ülkemize çok artılar getireceğini umuyorum. Cumhurbaşkanımız bu sistemi kendi için getirmedi ki. Hepimiz ölümlüyüz. Muhalefet ise bu sisteme karşı elle tutulur bir argüman sunamadı. Neden ‘hayır’ oyu vereceğim? Bana net şeyler söylemedi. Bu sistem geleceğimiz için neden kötü diye sorunca cevaplayamadı. Muhalefetle hiçbir konuda konuşamıyorsun ki. Sayın Cumhurbaşkanı aklı başında herkesle konuşan biri. Sanatçıların dertlerini, problemlerini dinleyen biri. Muhalefeti mi dinlemeyecek? Ama muhalefet ne yazık ki konuşmaya açık değil. Her şeye muhalefet ederek bir yere varılmaz. Ülkedeki kutuplaştırmayı devam ettiriyorlar. İzledikleri bu politakayı değiştirmesi gerekiyor. Daha yumuşak ve kucaklayıcı bir dil kullanmak ülkemizin geleceği için çok önemli. 

İlk zamanlar müzik yapmak çok zordu

‘Aşk İçin’le başlayan müzik yaşamınız boyunca çok başarılı işlere imza attınız ve albümleriniz 20 milyonun üstünde sattı. Müzikte hayal ettiğiniz noktaya ulaştığınızı düşünüyor musunuz? 

Allah’a şükürler olsun ki hayal ettiğim yerdeyim. Benim çıkış yaptığım dönemde müzik yapmak daha zordu ama şu anda teknoloji geliştiği için çok daha kolay. Ama 1990’larda her şey yeni olduğu için insanlarda heyecan yaratıyorduk, merak uyandırıyorduk. Bu da bizim şansımızdı. Günümüzde dinleyiciler artık belli bir doyuma ulaştığı için bir çok şey artık sıradanlaştı müzikte. 

Hayatım boyunca pişman olmadım 

Müzik kariyerinizde pişmanlık duyduğunuz bir şey var mı? 

Her zaman doğru insanlarla çalıştım, doğru şarkıları buldum. Hayatımda hiçbir şey için pişmanlık duymadım. Pişmanlık bence yanlış bir duygu. Pişmanlık yerine ders çıkarmak lazım. Ben de hayatımdaki her şeyden ders çıkaran biriyim. Öğrenmek ve bundan ders almak benim hayatımda çok önemli. Okuduğum kitaptan, izlediğim bir filmden veya eşim, arkadaşlarımdam hâlâ birçok şey öğreniyorum. Bu da hayatımın sonuna kadar sürecek. 

Halkın içinde yaşayan birisiyim

Unutulmaz bestelere imza attınız. Yıllar önce yaptığınız şarkılar bugün hâlâ dinleniyor. Bu başarının altında ne yatıyor? 

Halkın ne istediğini öğrendiğim için onların sevdiği şarkıları yapıyorum. Halkın içinde yaşayan biriyim. Bisikletle sahili dolaşıyorum, orada insanları gözlemliyorum. Balıkçılar ne dinliyor, ne konuşuyor bakıyorum, sahildeki insanların diyaloglarını dinliyorum. Bu da bana birçok şey öğretiyor. Onlardan ediğindiğim bilgileri içime atıyorum, belli bir süre sonra da beste olarak çıkıyor bunlar. 

Chp’nin YSK’ya itirazı mantıklı değil 

CHP seçim sonuçlarına da itiraz ediyor. YSK’ya seçimlerin yenilenmesi için başvuruda bulundu. Bu tavrını nasıl değerlendiriyorsunuz? 

CHP bu seçimde gitmeseydi sonraki seçim giderdi YSK’ya. Mutlaka gitmek için bir sebep bulurlardı. ‘Evet’ ve ‘hayır’ oyları arasında 1.5 milyona yakın oy farkı var. 1.5 milyona yakın seçmenin hepsine aynı anda sandık hatası mı yapılmış da ‘evet’ oyu vermiş? Bu olabilir mi? Mantıklı değil. Ben de oy kullandım Sarıyer’de. Oy kullandığım yerde her şey tıkır tıkır işliyordu. Sürekli hükümetin her önerisine karşı gelerek muhalefet ederse ülkede huzur kalmaz. Bu alışkanlıklardan artık kurtulmalı muhalefetimiz. Siyasette sertleşmek yerine yumuşak bir üslup hakim olursa, hem muhalefet hem de hükümet birbirine ve bize karşı daha yumuşak bir dil kullanırsa her şeyin çok daha iyi olacağını düşünüyorum. 

‘Padişah’ı’ hapiste kendime yazmıştım

Beste yaparken nasıl bir Serdar Ortaç var? 

Günümün 10-15 saati stüdyoda geçiyor. Sessiz bir ortamda bulunmak benim için çok önemli. Beste yaparken mümkünse tek başıma olmak istiyorum. Örneğin, ‘Padişah’ şarkısını kendim için yazmıştım. Meksika’da 50 bin kişiye verdiğim konser sonrası Türkiye’ye giriş yaptığımda asker kaçağı olarak tutuklanmıştım. 3 aydan fazla Mamak’ta yattım. Bu şarkıyı da orada yazdım. ‘Bu kadar güvenme hiç kendine, kimse şah değil, padişah değil’ sözlerini kendime yazdım. Çünkü bir gün önce 50 bin kişiye konser veriyorsun ama ertesi gün hapisteydim. Sibel Can’ın okuduğu ‘Kanasın’ı da ona yazmıştım. Çünkü ona baktığımda hep hüzünlü, gözüyaşlı ve masum bir yüz görüyordum. 

Ortaya benzer şarkılar çıkmazsa problem olur!

Çok iyi şarkılar yapıyorsunuz ama buna rağmen Serdar Ortaç birbirini tekrar eden şarkılar yapıyor diye eleştiriler var. Siz bu eleştirileri nasıl karşılıyorsunuz? 

Birbirine benzeyen şarkılar yazmasam bir problem var demektir. Bir tane ruhum, kalbim var. Tabii ki benzeyecek. Her yaptığım şarkı öbüründen çok farklı olursa esas çalıyorum, çırpıyorum demektir.