‘Olmazcı’ değil  ‘nasıl olurcu’ olmak lazım

Toyota Türkiye CEO’su Bozkurt, ‘yerli oto’ projesini kenardan seyredip, ‘olmaz o iş’ diyenleri eleştiriyor; “Olmazcı’ değil, ‘nasıl olurcu’lardan olmak lazım” diyor. 

ŞENAY BÜYÜKKÖŞDERE

Türkiye’nin otomobili’nin prototipi 2019’da görücüye çıkıyor. 2021 yılında ise seri üretime geçilmesi planlanıyor. Ancak yerli oto konusunda hala tartışmalar sürüyor. Japon otomobil devi Toyota’nın Türkiye CEO’su Ali Haydar Bozkurt, bunun kolay bir iş olmadığını, ancak projeyi kenardan seyredip, ‘olmaz o iş’ diyenleri de doğru bulmadığını söylüyor, ‘olmazcı’lardan değil de ‘nasıl olurcu’lardan olmak lazım” diye ekliyor. Hibrit kozuyla 2023’te Türkiye pazarında ilk 3’e oynayan Toyota’nın planlarını Ali Haydar Bozkurt’la konuştuk.

- İlk çeyreği geride bıraktık. Nasıl gidiyor sektörde satışlar? 

Geçen yıl zor bir seneydi sektör için. Bu sene de kolay başlamadı.

‘BİR TIK DAHA ZOR’

Ama yine de ilk çeyrek satışlarında geçen yılın aynı dönemine göre artış var. Biz geçmişte çok kötü yıllar yaşadık. 2001 krizini yaşayan bir sektör ve ekonomi olarak bugünkü ‘halimize çok şükür’ diyoruz. Ama kolay bir süreçten geçmiyoruz. Kurların devamlı oynak halde olması, plan yapmayı güçleştiriyor. Mart ayında yüzde 7 kur artışı yaşandı. Yüzde 7’lik kur artışını siz direkt fiyata yansıtamıyorsunuz. Bir miktar yansıtıyorsunuz. Geri kalanı da kar kaybı oluyor. Bu süreci de olabildiğince doğru yönetmeye çalışıyoruz. 

- Yılın geneli de böyle mi devam eder? 

Bu sene geçen yıla göre bir tık daha zor geçecek gibi görünüyor. İki sebebi var; kurlar ve faizler. Zincirin dinamik halkalarından biri gayrimenkul sektörü. Oradaki yavaşlamanın piyasaya yansımasına bakmamız gerek. Pazar yüzde 5-10 bandında gerileyebilir.  

HEDEFİN %13 ÜZERİNDEYİZ

- Toyota’da durum nasıl? 

Biz ilk çeyrekte çok cazip fiyatlarla kampanyalar yaptık. Mart ayında da yeni bir model devreye aldık. Corolla’nın 1.6 life modelini rakiplerinin oldukça altında 75 bin TL fiyatla satışa sunduk. Çok rağbet gördü. Ayın ilk yarısı bitmeden stoklarımız bitmişti. Biz ilk çeyreği kendi adımıza hedeflerimizin üzerinde kapattık. 8 bin 209 adet satışla hedefimizin yüzde 13 üzerine çıktık. Yılı da geçen seneki rakamların biraz üzerinde 46 bin adetler civarında bir satışla kapatacağımızı tahmin ediyoruz. Bunun da en büyük tetikleyicisi hibrit modellerimizin devreye girmesi olacak. 

- Türk tüketici hibriti nasıl karşıladı? 

C-HR modelimizi Türkiye’de üretiyoruz. Bu model çok beğeniyle de karşılandı. Ancak geçen yıl bu aracı çok limitli olarak alabildik. Stoğumuzda çok fazla yoktu. 4500 adet kadar C-HR satıldı. Bu model Türkiye’de üretiliyor ama yaklaşık 100 ülkeye ihraç ediliyor. Ve dünyadan çok ciddi talep var. O yüzden herkes daha fazla almaya çalışıyor. Tabii biz de öyle. Bu sene daha yüksek bir rakam alabileceğimizi düşünüyoruz. Geçen yılın 1000-2000 adet üzerine çıkabiliriz.   

- Peki hibritte kapasite artışı gündeme gelebilir mi?  

Dünyadaki en büyük 6 fabrikadan biri Türkiye’de. Geçen yıl çok büyük bir yatırımla Türkiye’nin ilk hibrit otomobilini burada ürettiler. Ve buradan Amerika dahil 100 ülkeye gönderiyorlar. Türkiye’ye bakışlarının ne kadar pozitif olduğu ortada. Sakarya fabrikası geçen yıl tam kapasiteyle gece gündüz çalıştı. 280 bin adet üretim yaptı. Bunun yüzde 85-90’ı ihraç edildi.Bunun devamıyla ilgili mutlaka planlama yapılıyordur.  

DAHA FAZLA GECİKMEDEN YÜKLENMEK GEREK

- Yerli otomobil için adımlar atıldı. Siz nasıl görüyorsunuz bu süreci? 

Yerli otomobil işi çok kolay olan bir iş değil. Bu zorluk da otomobili yapamayacağımızdan değil. Daha evvel de yapmışız. 50-60 sene önce Türk mühendisleri devrimi yapmışlar bugün mü yapamayacaklar. Zor olan markanın yaratılması. Ancak bu iş ötelendikçe de hep geç kalıyoruz. ‘Devrim Otomobili’ üretildiğinde Türkiye işin ucunu bırakmasaydı. Bugün bizim bir dünya markamız olurdu. Bu nedenle daha fazla gecikmeden bu işe yüklenmek lazım. Bu fikrin etrafındaki oluşuma da destek vermek lazım. Kenardan seyredip, ‘olmaz o iş’ diyenleri de doğru bulmuyorum. Olmazcılardan değil de nasıl olurculardan olmak lazım.

‘İLK BEN YAPAYIM’  DERDİNDE DEĞİL 

- Otomotiv sektörü hızla şekil değiştiriyor. Uçan arabalar, sürücüsüz araçlar gündemde. Bu anlamda Toyota’nın vizyonu nasıl? 

Toyota 3-5 yıllık plan yapmaz, 30-50 yıllık planlar yapar. Bunun en önemli kanıtı hibrit teknolojisinin dünyaya kazandırılması. Bu teknoloji üzerinde 50 yıl önce çalışmaya başlamışlar. Şimdi konuştuğumuz uçan araba, otonom araba konusunda ise Toyota için ‘önce kim yapacak’tan ziyade ‘doğrusunu kim yapacak’ önemli. Toyota ‘ilk ben yapayım’ derdinde değil. Tüm paydaşların faydasına olacağına inanmadan da hiçbir şeyin düğmesine basmaz. Resim tamamsa,  harekete geçer. Ve tüm bu konularda çalışmalar yıllardır devam ediyor.  

Konut rakibimiz değil. Hatta bizim için onların işinin iyi gitmesi önemli. Orada işler kötüyse ucu bize de dokunuyor.

OTOMOBİL ALMAK  İÇİN EN İYİ ZAMAN 

- Vatandaş şu anda ‘kur tedirginliği’ yaşıyor. Otomobil almak iteyen ne zaman harekete geçmeli sizce? 

Bugün otomobil almak için en doğru zaman aslında. Çünkü döviz karşısında otomobilin değeri bundan 1.5 seneye göre çok aşağıda. Bugüne kadar gelen farkları o kadar az az yansıttık ki. Son iki yılı konuşacak olursak fiyatlar şu anda olması gerekenin en az yüzde 15 altında. Yarın piyasa açıldığında bu zamlar kurlara göre yedirilmeye başlandığında fiyatlar yükselecek. Sektör kurların yüzde 15 gerisinden gidiyor.  

Sürücüsüz otomobile geçiş öyle hızlı olmaz. Kontrollü kullanım için bile bir 10 yıllık zaman öngörüyorum.  

TÜRKİYE YATIRIM İÇİN HEP LİSTEDE

- Yatırım planlarında Türkiye de var mı?

Neler düşünülüyor bilmiyorum ama ileriye dönük olarak yatırım planlarında her zaman değerlendirildiğimizi biliyorum. Bunu kendileri de her zaman beyan ediyorlar. Türkiye’ye güveniyorlar. İleride de buradaki yatırımları büyütmek için fırsatları değerlendireceklerdir. Yeni bir şey yapılacağı zaman Türkiye mutlaka değerlendirme listesinde. Bana göre Türkiye Avrupa’daki iddialı otomotiv üretim üslerinden biri. Buradan Avrupa’ya, Güney Afrika’ya, Körfez ülkelerine, Rusya’ya Amerika’ya satıyoruz.

ELON MUSK BATSA ŞAŞIRMAZDIM 

- Geçen hafta otomotiv sektörünün 1 Nisan şakası Elon Musk’tan geldi. Twitter’dan ‘batıyorum’ diye açıklama yaptı. Şaşırdınız mı? 

Bu şaka gerçek olsa şaşırmazdım. Açıkçası bu kimse için şok olmazdı. Şu anda satılan her araçtan 10 bin dolar zarar edildiği söyleniyor. Musk’ın soyunduğu iş kolay bir iş değil. Elon Musk için gerçek hayat, bugün belli adetlerde üretilen Tesla otomobilin yüksek hacimli üretime geçmesiyle başlayacak. ‘Elon Musk bizim lige gelsin, bakalım ne yapacak’ diyenlerin sayısı az değil. İki ihtimal var, batmak ya da çıkmak. Ben ikisini de olası görüyorum. Tabii diğer yandan bu proje toplumun faydasına olacaksa başarılı olmasını çok isterim. 

Kadın kullanıcı oranımız hiç fena değil. Yüzde 40’lar civarında, sektör ortalamasının üzerindeyiz. 

PAZARIN % 40’I HİBRİTE DÖNER 

- Türkiye pazarına dair orta- uzun vadeli hedefleriniz nasıl? 

Toyota’nın global stratejisi çerçevesinde 2020’den sonra tüm modellerimizin hibrit versiyonu da olacak. 2021’de Avrupa’da regülasyon değiştikten sonra hibrit kaçınılmaz olarak satışları domine edecek. 2023’ten itibaren pazarın yüzde 40’ının hibrit olacağını düşünüyorum. Biz de bunun rüzgarıyla 2023’ten itibaren Türkiye’de ilk 3 otomobil markasından biri olacağız.

Bu sene geçen yıla göre biraz daha zor geçecek gibi görünüyor. Bunun iki sebebi var: kurlar ve faizler. 

KIRMIZI ALARM DA  YOK TURUNCU DA  

- Pazarda yüzde 5-10 daralma bekliyorsunuz. Bu sektör için ne ifade ediyor? 

Bizim için belli kademeler var, turuncu alarm, kırmızı alarm gibi. Bunlar yaşanmadığı sürece sorun yok. Türkiye’de 7 binin altına inen satışları ‘turuncu alarm’ diyorum. 6 binlerde ise ‘kırmızı alarm’ başlıyor. Çünkü mevcut sistem o kadar adette dönmüyor. Şu anda böyle bir alarmlık durumumuz yok. Burada faizlerin önemi çok büyük. Otomobillerin yüzde 50’si krediyle satılıyor. Ve finansman maliyeti çok önemli. Bugünlerde aylık 1.40’ları konuşuyorsak, 1’ler olduğu zaman satış rekorları kırılıyor. 1.40-1 arasındaki fark, ayda ödenen taksitlere 50-100 lira yansıyor. Ama psikolojik olarak insanları etkiliyor.