1
TUBA KALÇIK
54. Uluslararası Antalya Film Festivali ödül töreni, geçtiğimiz hafta EXPO 2016 Antalya Kongre Merkezi’nde yapıldı. Festivalin ödül törenine katılan ABD’li aktör Matt Dillon’a Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş ile Antalya Valisi Münir Karaloğlu tarafından “Onur Ödülü” takdim edildi. Ödülü almaktan büyük mutluluk duyduğunu belirten Dillon, festivalde olmanın büyük onur olduğunu ifade etti. Dillon, “Türkiye’ye ilk defa değil ama Antalya’ya ilk defa geliyorum. Ben Uluslararası Mülteciler Derneği’nin de üyesiyim ve bir şey söylemek istiyorum. Suriyeli mülteciler için yaptıklarından dolayı Türkiye’ye gerçekten hayranım ve çok saygı duyuyorum. Dünyada her yerden fazla mülteciye Türkiye ev sahipliği yaptı” diye konuştu. Dillon, festival sonrası AKŞAM’dan Tuba Kalçık’ın sorularını yanıtladı.
MYNMAR’DA ÜZÜCÜ BİR TABLO VAR
Mynmar’da Arakanlı Müslümanların yaşadığı kampları ziyaret etmiştiniz. İzlenimlerinizi bizimle paylaşır mısınız?
Birkaç kere gittim Mynmar’a. Çok güzel bir ülkeydi eskiden. Son gittiğimde oradaki kampları ziyaret ettim. Ziyaretim sırasında gördüğümde ise çok korkunç bir durumdaydı oradaki insanlar ve maalesef sonra bu durum daha kötüleşti. Mynmar’da zulüme ve ayrımcılığa uğrayan Arakanlı Müslümanları korumak için kimse bir şey yapmadı ve sonunda o insanlar da yaşadıkları topraklardan kaçmak zorunda kaldılar. Bu durum beni derinden etkiledi. İnsanlık adına gerçekten çok üzücü bir tabloyla karşılaştım.
ONLARI ÖYLE GÖRMEK çok ÜZÜCÜ
Ziyaretiniz sırasında unutamadınız bir olay yaşadınız mı?
Arakanlı Müslümanlara o kadar kötü davranıldığını görmek benim için çok zor oldu. İnsanlar orada çok çaresiz bırakılmışlardı. Kamplardaki ortamın insanlıktan ne kadar uzak ve yaşamanın ne kadar imkânsız olduğuna şahit oldum. Buna şahitlik etmek benim için çok üzücüydü. Orada karşılaştığım manzara hala aklımda. Kamplarda hiç doktor yoktu örneğin. Hijyenik olmayan koşullarda, bir insanın bacağından yüksek oranda enfeksiyon alınarak kovaya boşaltıldığına tanıklık ettim. Buna yakından şahit olmak benim için çok zor ve üzücüydü.
Türkiye savaştan kaçan insanlara kapıları açan ülkelerin başında geliyor. Ülkemizdeki kamplarda çok sayıda insanı ağırlıyoruz…
Uluslararası Mülteci Derneği’nin üyesi olduğum için yakından biliyorum. Türkiye ve Türk insanı bu konuda harika bir davranış gösteriyor. Savaştan kaçan Suriyelilere dünyada en çok kapısını açan ülke sizsiniz. Bu açıdan ülkenize ve halkınıza büyük saygı bir saygı duyuyorum. Suriyelilere çok iyi davranıyorsunuz. Bunu yakından takip ettiğim için iyi biliyorum. Umarım bu durum hep böyle devam eder.
BURAYA GELMEKTEN KORKMADIM
Son yıllarda bir kısım uluslararası medyada Türkiye’nin güvenli olmadığı yönünde haber yapılıyor. Siz Türkiye’ye gelirken böyle kaygıya kapıldınız mı?
Açıkçası Antalya Film Festivali’ne katılırken hiç böyle bir kaygıya kapılmadım. Türkiye’ye gelmekten de korkmadım. Niye böyle bir kaygı taşıyayım ki? Türkiye mültecilere yönelik insani boyutta çok önemli ve değerli bir politika yürütüyor. Dünyaya da örnek oluyor. Bu da beni her şeyden önce çok etkiledi. Mültecilere bu kadar iyi davranan ve onlara ev sahipliği yapan bir ülkeye gelmekten korkmuyorum aksine büyük saygı duyuyor ve hayranlık besliyorum. UmarımTürkiye’nin bu politikası devam eder.
Her karaktere kendimden bir şeyler kattım
Oynadığınız karakterlerde en çok hangisinden etkilendiniz?
Çok zor bir soru bu çünkü bugüne kadar oynadığım tüm karakterleri, biraz anlamaya, kendimle bağlantı kurmaya ve kendimden bir şey katmaya çalıştım. Oynadığım karakterleri biraz kişileştirmeye çalışıyorum. Çok kötü bir karakter bile olsa. “Herkesin bir nedeni vardır” felsefesiyle hareket ediyorum. Bu yüzden de kötü bir adamı bile oynasam, onun bu kötülükleri neden yaptığını anlamaya çalışıyorum. Bundan dolayı da bugüne kadar oynadığım karakterler arasında seçim yapmam çok zor.
Hikâyelerimde başkalarıyla işbirliği yaparım
Hikâye yazarken nelere dikkat ediyorsunuz?
Hikâye anlatmayı ve karakter yaratmayı seviyorum. Benim oynamayı isteyeceğim şekilde yazmaya dikkat ederim. Kendimi odaya kilitleyip tek başıma çalışmıyorum. Hikâyelerimi yazarken başkalarıyla işbirliği yapıyorum.
Size gelen film tekliflerini neye göre değerlendiriyorsunuz?
İlk aşamada filmi yapan kişiye bakıyorum. Filmi yapan kişi oraya orijinal bir şey getirecek mi? Bu benim için önemli. Daha sonra da karaktere bakıyorum.
FATİH AKIN ÇOK GÜÇLÜ BİR SİNEMACI
Türk sinemasını nasıl buluyorsunuz?
Türk sineması deyince aklıma öncelikle Fatih Akın ve Ferzan Özpetek geliyor. İkisini de çok başarılı buluyorum. Fatih Akın çok güçlü bir sinemacı. Değişik ve benzersiz bir yönetmen, kendine has bir tarzı var. Onun sinemasını çok beğeniyorum, ilerleyen zamanda belki onunla çalışırım. Ferzan Özpetek’i de takip ediyorum. Özpetek de çok başarılı bir yönetmen. Hem komediyi hem dramı çok iyi yapan bir yönetmen. İtalyan esintisi taşıyor filmleri. Ferzan Özpetek’le çalışacaktık aslında ama olmadı.
Trump’ın politikalarını beğenmiyorum
‘Hikaye anlatmayı sevdiğim için oyunculuk yapıyorum’ diyen ABD’li aktör Matt Dillon, ülkesinde Trump’ın politikalarından memnun olmadığını söyledi.
Dünya kamuoyunda yönetime geldiği andan itibaren birçok tartışmaya konu olan başkanınız Donald Trump’ı siz nasıl buluyorsunuz?
Çok basit bir cevap... Trump’ın politikalarını beğenmiyorum. Kendisini de politikacı olarak sevdiğim söylenemez.
Sinema sizin için ne ifade ediyor?
Sinema deyince aklıma tutku ve kendini ifade etme geliyor. Sinemada kendimi ifade edebiliyorum. Oyunculuğu tanınmak veya ünlü olmak için değil, hikâye anlatmayı sevdiğim için yapıyorum. Birçok oyuncu adayı gelip benden tavsiye alıyor. Ben de onlara bu işi ünlü olmak için değil, sevdiğiniz için yapın diyorum. Oyuncu olmanın en güzel yanı ise, gerçek hayatta yapamadığınız çılgın şeyleri filmler de yapıyor olmanız. Ben de oyunculuk kariyerimde çok çılgın şeyler yaptım.