1
Lütfü Oflaz, kalemiyle olduğu kadar eylemleriyle, etkinlikleriyle de tanınan bir insan. Bugüne kadar insani, vicdani pek çok eylemi, aktiviteyi gerçekleştirdi. Örneğin ülkemizde ilk insan hakları kampanyasını o başlattı.
'YERYÜZÜ SOFRALARI'NI KURDU
Lütfü Oflaz, darbecilerin tanklarının karşısına ilk dikilen insandı. Bunu da tek başına yapmıştı. Onun bir diğer yankı uyandıran aktivitesi de sokaklarda kurulan Yeryüzü Sofraları. Lütfü Oflaz, 2011 yılında beş yıldızlı otel iftarlarındaki israfa karşı sokaklarda kurulan Yeryüzü Sofraları'nın fikir babası, isim babası. Darbelere karşı gösterdiği destansı direnişler nedeniyle ‘efsane direnişçi’ olarak anılan Lütfü Oflaz, ‘Susma, sustukça sıra sana gelecek’, ‘Susma haykır, zulme hayır’, ‘Yılgınlık yok, direniş var’ gibi kitlelere mal olmuş birçok sloganın da yazarı.
GÖNÜLLERİN CUMHURBAŞKANI
Zamanında dünyanın üç büyük dergisinden biri olan Gırgır'da da yazan Lütfü Oflaz, önde gelen gazetelerde de yazarlık, başyazarlık yaptı. O, ülkemizde en genç köşe yazarı, en genç başyazar olmuş bir yazar. Oflaz, 2000 yılında siyasi görüşleri, yaşam tarzları birbirlerinden farklı olan kesimler tarafından cumhurbaşkanlığına aday gösterildi. O dönemde bugünkü Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan, ‘Lütfü Oflaz, benim gönlümdeki cumhurbaşkanı’ demişti. O gün bugündür Lütfü Oflaz ‘gönüllerin cumhurbaşkanı’ olarak anılıyor. Sağcısından solcusuna herkesin saygı duyduğu bir insan o… Derviş ruhlu, bilge insan o…
VİCDAN HAREKETİNİN ÖNCÜSÜ
Gençliğinden beri zamanının bir kısmını hastanelerde acılar içinde kıvranan kimsesiz insanlara yardımcı olmak için ayıran, bir bakıma gönüllü hasta bakıcılık yapan Lütfü Oflaz, “Nasıl ki sevgi paylaşıldıkça çoğalırsa, acı da paylaşıldıkça azalır. Bunun için vicdan, iyilik, merhamet seferberliği başlattık. Yeryüzünde vicdanı, iyiliği, merhameti hâkim kılmalıyız” diyor. Demekle de kalmıyor, Yeryüzü Sağlıkçıları, Yeryüzü Sofraları, Yeryüzü Evleri gibi daha birçok projeye de imzasını atıyor. Şimdi de Vicdan Hareketi'ne öncülük eden Lütfü Oflaz ile bu konularda söyleştik. Biz sorduk, o anlattı:
Komadaki duygular canlanmalı
Gönüllere sesleniyorsunuz; insanları vicdanlı, duyarlı olmaya çağırıyorsunuz. Ama vicdansızlığın, duyarsızlığın ağır bastığı bir ortamda yaşıyoruz. İnsanlar en yakınlarının çektiği acılara bile duyarsız. Bu bakımdan işiniz zor değil mi?
DÜŞMEZ KALKMAZ BİR ALLAH
Geçirdiği kazalar sonucu oluşan kırıklar, yanıklar ya da geçirdiği ağır hastalıklar sonucu yatağa mahkûm olmuş, en basit bir insani ihtiyacını dahi görmekten aciz olan, üstelik de kimi kimsesi olmayan insanlara yardımcı olmaya çalışmalı. Nasıl ki sevgi paylaşıldıkça çoğalırsa, acı da paylaşıldıkça azalır. Unutmamalıyız ki onların başına gelen bizim başımıza da gelebilir. Yakınlarımızı peş peşe kaybedip yalnız başımıza kalabiliriz. Kimi kimsesi olmayan çaresiz bir insan durumuna düşebiliriz. Onların başına gelen ağır kazalar, ağır hastalıklar, ağır felaketler bizim başımıza da gelebilir. Şu anki gücümüze, sağlığımıza, durumumuza güvenip acılar içinde kıvranan insanlara duyarsız kalmamalıyız. Kısacası, düşmez kalkmaz bir Allah gerçeğini hiç unutmamalıyız. Herkes her an her şeyini yitirebilir. Çok güçlüyken çok güçsüz, çok sağlıklıyken çok sağlıksız duruma düşebilir. Onun için Vicdan Hareketi’ne destek olunmalı. İnsanlar başlattığımız vicdan seferberliğine katılmalı.
VİCDAN SEFERBERLİĞİ BAŞLATTIK
Fikir babası, isim babası olduğunuz Yeryüzü Sağlıkçıları, Yeryüzü Sofraları, Yeryüzü Evleri'nden sonra şimdi de Vicdan Hareketi'ne öncülük ediyorsunuz. Vicdan Hareketi düşüncesi nasıl oluştu; anlatır mısınız?
Beni yakından tanıyanların bildiği gibi, gençliğimden beri vaktimin bir bölümünü hastanelerde acılar içinde kıvranan kimsesiz insanlara yardımcı olmak için ayırdım. Bir nevi gönüllü hasta bakıcılık yaptım. Geçirdiği ağır kazalar, ağır hastalıklar, ağır ameliyatlar, ağır travmalar sonucu hastanelerde tarifsiz acılar çeken, üstelik de kimi kimsesi olmayan insanlar var. Bunlar bakıma ve ilgiye muhtaçlar. Şimdi de bu bireysel çabalarımı kitlesel yapabilir miyim; benim gibi gönüllü hasta bakıcıları çoğaltabilir miyim diyerek yola çıktığım bir düşüncem var. Ben bunun adını Vicdan Hareketi koydum. Vicdan Hareketi bir gönül hareketidir. Nasıl ki Yeryüzü Sağlıkçıları projemizde gönüllü doktorlar, hemşireler sağlık yardımına ihtiyacı olan çaresiz, kimsesiz insanların yardımına koşmaktaysa, nasıl ki Yeryüzü Evleri projemizde ev sahipleri çaresiz, kimsesiz, evsiz insanlara gönüllü olarak evlerini açmaktaysa, bu da onlar gibi bir gönül hareketidir.
TOPLUMCULUĞUN HÂKiMiYETi KURULSUN
Öncülük ettiğiniz bu projeleriniz, etkinliklerinizle amacınız ne?
İstiyorum ki yeryüzünde bencillik türü bireycilik yerine toplumculuk hâkim olsun. Sadece kendilerini düşünen insanların yerini, başkalarını da düşünen insanlar alsın. İstiyorum ki ‘altta kalanın canı çıksın’ anlayışı son bulsun. Yeryüzünde paylaşma, dayanışma duyguları yaygınlaşsın. ‘Sen de olanı paylaş, insanlaş’ benim sözümdür. İstiyorum ki insan insanın yardımına koşsun. Kimsesizlerin kimsesi, çaresizlerin çaresi olunsun. İstiyorum ki yeryüzünde vicdan, iyilik, merhamet gibi değerler hâkim olsun. Yeryüzü vicdan coğrafyası, iyilik yurdu olsun. Böyle bir yeryüzü cennet gibi olmaz mı? Eğer bizler istersek yeryüzünü cennete çevirebiliriz. Eğer bizler istersek yeryüzünü vicdan, iyilik, merhamet yurdu yapabiliriz.