'Kültür farkı Batı’yı bizden ayırıyor'

‘Hayata Dair’in bu haftaki konuğu usta besteci Metin Özülkü: Biz Türkler olarak yardımsever, sıcakkanlı, çözüm üreten bir toplumuz. Batı kültürel açıdan farklı olduğu için bizim gibi davranmıyor.

TUBA KALÇIK

Ülkemiz son yıllarda PKK, FETÖ gibi terör örgütleriyle aynı anda kararlı bir mücadele yürütüyor. Siz bu süreci 

nasıl değerlendiriyorsunuz? 

Biz çok güzel coğrfayaya sahip bir ülkeyiz. Bu yüzden de bizi rahat bırakmak istemiyorlar. Belli aralıklarla ülkemize rahatsızlık vermeye çalışanlar oluyor. Ama birlik ve beraberlik içinde olursak ne FETÖ ne de PKK gibi terör örgütleri bize zarar verebilir. Türkiye’nin ilerlemesi için kendi içimizde kenetlenmeliyiz. 

Böyle yaparsak Türkiye dünyada çok daha etkili ve güçlü bir ülke olur. 

YENİKAPI MİTİNGİ İYİ GELDİ

15 Temmuz gecesi darbe girişimine karşı Türk halkı kararlı bir duruş sergiledi. 80 darbesini de yaşayan biri olarak sizin bu konudaki düşüncelerinizi alabilir miyim?

1980’de askeri darbe yaşamıştık. 15 Temmuz’da ise darbe girişiminden öte bir ihanet çetesinin, terör örgütünün yapmış olduğu bir kalkışmadır. Bu kalkışma başarılı olsaydı sonuçları askeri darbeden çok daha kötü olurdu. Çok şükür ki ülkemiz bunun da üstesinden geldi ve daha güçlü biçimde ayağa kalktı. 15 Temmuz’da insanlarımız sokaklara çıkarak ülkemize, demokrasimize sahip çıktı, bu uğurda şehit oldu. Şehit olanlara Allah’tan rahmet diliyorum. O gece İstanbul’da olsaydım ben de mutlaka sokağa çıkardım. Aradan zaman geçmesine rağmen görüntüleri izlerken hâlâ çok kötü oluyorum. İnsanların üstüne bomba attılar, ateş açtılar. Bence 15 Temmuz hain darbe girişiminde Türkiye tarihinin en cani olayını yaşadık. Yenikapı’da düzenlenen mitinge de katıldım. Tam bir demokrasi şöleniydi. Mitingte herkes aynı hedefe bakıyordu, birlik ve beraberlik içindeydi. Bu atmosfer beni çok heycanlandırdı ve mutlu etti. İyi ki böyle bir miting yapıldı. Umarım Türkiye’deki birlik ve beraberlik devam eder. 

YARDIMSEVER TOPLUMUZ 

Savaştan kaçan birçok Suriyeli göçmeni ülkemizde ağırlıyoruz. Aynı misafirperverliği ne yazık ki Batı göstermiyor. Bir sanatçı olarak zor koşullarda ülkelerini terk etmek zorunda kalan bu insanlara karşı Avrupa’nın izlediği politikayı nasıl değerlendiriyorsunuz? 

Biz Türkler olarak yardımsever, sıcakkanlı, çözüm üreten bir toplumuz. Batı bizim gibi bakmıyor, kültürel açıdan farklı olduğu için bizim gibi davranmıyor. Toplum olarak kim zorda olsa ona yardım etmek için elimizden gelen her şeyi yaparız. Anadolu insanı olmamızı çok seviyorum. 

‘Çılgınlar Kulubü’ projemiz için İstanbul’da yeni bir mekan arayışı içindeyim, bulur bulmaz ocaktan sonra sahne almayı planlıyoruz.'

TAKSİM'İN ÇEHRESİNİ OLUMLU ETKİLEYECEK

Yeni Atatürk Kültür Merkezi’nin proje tanıtım toplantısında siz de vardınız. Nasıl buldunuz? 

Güzel bir proje oldu. Projede birçok salonun bulunması, tiyatrodan operaya birden çok sahnenin olması beni mutlu etti. İsmine yakışan bir bina olacak. İstanbul’un böyle güzel ve modern bir kültür merkezine ihtiyacı vardı. Taksim’in de çehresini olumlu etkileyecek bir proje. 

ENGELLERİ MÜZİKLE AŞIYORUZ 

Televizyonda yeni başladığnız ‘Engelsiz Sahne’ programınızdan bize bahseder misiniz? 

Yeni olmasına rağmen büyük ilgi degördü. Programda çok değerli sanatçıları konuk ediyoruz. Metin Özülkü orkestrası eşliğinde şarkılar söylüyoruz. Ünlü isimlerin yanı sıra engellli müzisyenler de performans sergiliyor. Aslında engelli denilen insanların müzikle neleri aşabildiğini de gösteriyoruz. Programı bu açıdan sosyal sorumluluk projesi olarak da görüyorum. Performans gösteren engelli müzisyenlere sivil toplum kuruluşları aracılığıyla ulaşıyoruz. Ayrıca stüdyodaki konuklarımız arasında engelli (ki biz onlara engelsiz diyoruz) izleyicilerimiz de yer alıyor.  

BEŞ YAŞINDA MÜZiKLE TANIŞTIM

Bugüne kadar 700’ün üstünde şarkı bestelediniz. Bu kadar üretken olmayı neye borçlusunuz?

Beş yaşında müzikle tanıştım, küçüklüğümden itibaren hep üretmek istedim. 18 yaşından itibaren de şarkı yapmaya başladım. İçimde biriktirdiklerimi müzikle ve sözle birleştirince ortaya bu şarkılar çıkıyor. Bundan da çok büyük keyif alıyorum.

ŞARKILARIMI 250'YE YAKIN SANATÇİ SESLENDİRDİ

Bestelerinizi bir çok sanatçı seslendirdi. Bunlar arasında sizin en beğendiğiniz yorum hangi sanatçıya ait? 

Solistin iyi ya da kötü olmasından öte şarkıyla yorumcunun bütünleşmesi önemlidir. Nükhet Duru’dan Sibel Can’a, Hakan Peker’den Edip Akbayram’a kadar şarkılarımı 250’ye yakın sanatçı seslendirdi. İstisnalar dışında bütün yorumlar beni mutlu etmiştir. 

YENİ ALBÜM KONSEPTİ 30 YAŞ ÜSTÜ

Eşiniz Eda Özülkü ile birlikte çok önemli çalışmalara imza attınız. Bunların devamı gelecek mi? 

8 şarkıdan oluşan bir albüm çalışması yapıyoruz. Albümümüzün konsepti de artı 30 olacak. 17-18 yaş grubuna yönelik besteler yapmayı denedik ama olmadı biz de yapamadığımızı anladık. Bu yüzden de 30 yaş üstüne hitap eden şarkılar üretmeye karar verdik. Gençler de arzu ederlerse dinleyebilirler tabii, bu beni mutlu eder ama bu albümün hedef kitlesi artı 30 olacak. 

EROL BÜYÜKBURÇ BENİM YARI BABAM GİBİYDİ

Metin Özülkü: Erol Büyükburç’u 7 yaşından beri tanıyorum. Ajlan’la büyüdüm, yarı babam gibiydi.

Barış Manço, Erol Büyükburç, Edip Akbayram gibi değerli sanatçılarla çalıştınız. Çalıştığınız isimler arasında sizin için yeri ayrı olan bir isim var mı? 

Erol Büyükburç benim kirvemdir. 7 yaşından beri onu tanıyorum. Konservatuvara giderken onun evinde kalıyordum, Ajlan’la beraber büyüdük. O benim yarı babam gibiydi. Onun kendi hayatıyla ilgili yaptığı bütün doğruları ve yanlışları görme fırsatım oldu. İnanilmaz renkli bir kişilikti, çok güzel bir hayat yaşadı. Doğruları da olduğu kadar hataları vardı. Kendi hatalarının farkında olan bir insandı ve bu hataları yapmamam için beni uyarırdı. 10 yaşımdan itibaren o yaşantıyı gözlemledim ve belki de 30 yıllık evliliğimin sürmesinin nedeni bu gözlemlerimden yaptığım çıkarımlardır. Tabii ki benim de arzularım ve isteklerim var ama her şeyi belli bir dozda nasıl tutmam gerektiğini açıkçası bu gözlemlerim sayesinde çok daha iyi yapıyorum.

TUTUMUŞ OLAN ŞARKILARIMIN HİKAYESİ VAR

Unutulmuş muydum?’, ‘Oyalama Beni’ ‘Eğlen Güzelim’, ‘Alladı Pulladı’ gibi kuşaktan kuşağa sevilen besteler yaptınız. Besteleriniz bu denli sevilmesinin sırrı nedir? 

Bu şarkılarımı tamamen samimi duygularla yaptım. 700 eserimin içinde planlanmış şarkılar da var ama onlar yeteri kadar etki göstermedi. Tutmuş olan şarkılarımın hepsinin bir hikayesi var, bendeki bir gerçeği anlatıyor. Bunu da samimiyete bağlıyorum.

OSMANLI MAKAMLARINI İÇİMİZE KAZIDIK

Osmanlı’dan zengin bir müzik mirası kaldı. Sizce zengin kültürümüzü yansıtan bu mirasa yeterince önem veriliyor mu? 

Günümüz müzik piyasasında Osmanlı’dan gelen Türk müziğine ve içimizden çıkan halk müziğine popüler anlamda gereken destek verilmiyor. Şu da bir gerçek ki, Osmanlı’dan gelen makamları, melodileri içimize kazıdık bundan dolayı da ne kadar günün şarkıları dayatılmaya çalışılırsa çalışılsın, kökümüzden gelen bu melodileri toplumdan söküp atamazlar. 

SAMİMİ YAPILAN İŞLER DEĞER GÖRÜR

Eski döneme göre son yıllarda üretilen besteler kalıcı olmuyor. Sizce bunun sebebi nedir? 

Samimi yapılan işler, ilk yapıldığında olmasa bile, uzun vadede her zaman değer görüyor. ‘Seninle Olmak Var Ya’ şarkısını 1990’da bestlemiştik, çok tutmamıştı. Bugün sahnede bu şarkıyı söylediğim zaman herkes ayağa kalkıyor. Demek ki şarkının klasikleşme yolu bu samimiyetin içerisinden geçiyor.