Bun nasıl kontrollü darbe?

Türk Müziği'nin duayeni Fatih Erkoç, ‘Kontrollü darbe’ söylemini çok yanlış bulduğunu belirterek “O gece ulus olarak tüm partilerin seçmenleri darbeye direndi. Bu bilinçle hareket etmeliyiz” dedi. 

TUBA KALÇIK

Türk popunun usta ismi Fatih Erkoç, müzik yaşamından geçirdiği hastalığa ve ülke gündemine kadar bir çok konuyu AKŞAM'a anlattı. 

Norveç’te 11 yıl yaşadınız. Son yıllarda İslamofobi'nin en fazla artış gösterdiği ülkelerin başında Norveç. İslamofobi neden bu denli tırmandı? 

Benim yaşadığım dönemde Müslümanlara bakış böyle değildi. Yaşanan olaylar İslamofobi'nin yükselmesine neden oldu. Ben kendi adıma hiçbir zaman, belki de müzisyen kimliğimden dolayı, olumsuz bir durumla karşılaşmadım. Yakın zamanda Avrupa’da bakanlarımıza karşı yapılanları kınıyorum. Bu kabul edilemez. 

HIRİSTİYAN OLSAYDIK AB ÜYESİYDİK

Bodrum’da sahne alan bir sanatçı olarak, turistlerin Türkiye’ye gelmemesi için, yurtdışında oluşturulan lobiyi nasıl değerlendiriyorsunuz? 

Osmanlı’dan beri çökertmek istenen bir ülkeyiz. Güçlenmemiz istenmiyor. Biz Türkiye olarak bu oyunlara gelmemeliyiz. Eğer Müslüman değil de Hıristiyan bir ülke olsaydık bizi şimdiye kadar çoktan AB'ye alırlardı. Bu açıdan da ayrımcılığa uğruyoruz. Tarihimizin zenginliği onların bize karşı tutumunu etkiliyor bence. Ülkemi o kadar çok seviyorum ki yurtdışına her çıktığımda burayı özlüyorum. Terör artık dünyanın her yerinde yaşanıyor. Türkiye de Avrupa’daki diğer ülkeler kadar güvenli bir ülke. Çevremde ülkenin geleceğiyle ilgili çok olumsuz düşünen insan var. Ben onlar gibi düşünmüyorum. Ülkemin geleceğinden çok umutluyum. Yeter ki hepimiz bir arada olalım. 

Felaketimiz olurdu 

15 Temmuz’da bunu başarmıştık. Öyle değil mi? 

15 Temmuz’da tüm partilerin seçmenleri sokağa indi. Bu birlik çok önemliydi. Çok kötü bir gece yaşadık. Darbe gerçekleşseydi felakete sürüklenirdik. 15 Temmuz için ‘kontrollü darbe’ diyen bir kesim var. Bu söylemi çok yanlış buluyorum. Terör örgütleri bizi yıkmak için her şeyi yapmaya çalışacaktır. Hepimiz aynı gemideyiz. Bunun bilinciyle hareket etmeliyiz. 

Daha yapacak çok işim var

Müzikte 48 yılı geride bıraktınız. Yapacak daha çok işim var diyor musunuz? 

Profesyonel olarak 48 yıl geçti ama ben müziğe 3 yaşımda başladım. Bugüne kadar çok yol katettim, ömrüm vefa ederse daha yapacak çok projem var. Önümüzdeki dönemde bir kitap ve albüm projem var. Kitapta hastalık sürecini albümde ise bu süreçte şiir olarak yazıp, sonradan bestelediğim şarkılarım var. Ama şöyle ilginç bir şey oldu; çıkış şarkım Tarkan’ın şarkısıyla aynı isimde. Ben geçen kış ‘Yolla’ adında bir şarkı yazmıştım. Sonra Tarkan'ın klibini izledim ve şarkının benim şarkımla aynı sözleri içerdiğini gördüm. Çok acayip bir tesadüf oldu. Tarkan albümünü benden önce çıkardığı için de mecburen şarkının sözlerini revize ettim. 

İnancım sayesinde kanseri yendim

"Tevekkül sahibi bir insanım. İnançlı olmam kanseri daha rahat atlatmama neden oldu" diyen Erkoç, "Tedavi sürecinde en çok korktuğum şey sesimi kaybetmek oldu" diye konuştu. 

Geçtiğimiz yıl zor bir süreçten geçtiniz. Kanseri yendiniz. Hastalık manevi dünyanızı nasıl etkiledi? 

Hastalığımla beraber manevi yanım biraz daha öne çıktı. Hastalıktan sonra artık daha farklı şeylere şükrediyorum. Tevekkül sahibi bir insanım. İnançlı olmam kanseri daha rahat atlatmama neden oldu. Benim geçirdiğim kanser türü, tedaviye çok iyi cevap veren bir türdü. Bu yüzden şanslıydım. Tedavi sürecinde müzik yapmaya devam ettim, sahneyi hiç bırakmadım. Hastalığımı kabullendim ve bununla mücadele ettim. 

 Bu süreçte sesinizi kaybetme korkusu yaşadınız mı? 

Tedavi sürecinde sesimde arada bir incelme fark ettim ama geçti. Eğer sesim gitseydi çok üzülürdüm. Ama şükürler olsun bitti.  

Dindar ve kapalı bir anne ve müzisyen bir baba. Bu renklilik sizin yaşamınızı nasıl etkiledi? 

Annem mütedeyyin biriydi, beş vakit namaz kılardı ama kendi eliyle beni konservatuvara götürdü. Bu kadar ileri görüşlüydü. Ben ve Sinan, Kuran eğitimi aldık. Babamın babası da çok dindardı. Bize Kuran okumayı o öğretmişti. Ben değil ama Sinan hatmetmişti Kuran’ı. 

Sezen gibi söz yazabilmeyi isterdim 

Yorumcu, söz yazarı ve besteci kimliğini taşıyan bir müzisyensiniz. Sizin için hangisi daha önde? 

Zaman zaman ilham geldiğinde çok iyi besteler yapıyorum ama şarkı söylemek benim için daha önde. Sezen Aksu, Bülent Ortaçgil gibi söz yazabilmeyi isterdim. Sezen’in son albümü harika olmuş bu arada. Arayıp tebrik edemedim hâlâ. Sizin aracılığınızla söylemek isterim. 

Tarkan daha nitelikli müzik yapmalı

Tarkan’ın son albümünü nasıl buldunuz? 

Tarkan’dan daha nitelikli şarkılar ve müzik bekliyordum açıkçası. Müzisyenler sanatta yol aldıkça daha kaliteli işler yapmak zorunda. Böyle baktığım için de ondan daha iyi bir albüm bekliyordum. 

Tarkan çok iyi bir sese sahip. Pop söyleyenler arasında kimse onun kadar Türk Müziği'ne hakim değil. Bu yönünü çok takdir ediyorum. Geçmişte, içinde benim de olduğum pop sanatçılarının Müzeyyen Senar ile düet yaptığımız albümde, Tarkan’ın bu özelliği hemen fark ediliyordu. Sanat müziği pop gibi söylenmez. Tarkan çok başarılı. 

Caz sanatçıları ülkemizde daha iyi iş yapıyor 

Türkiye’de caz müziği en iyi icra edenlerin  başında geliyorsunuz.  

Daha çok pop daha az caz yaptığım için böyle tanınıyorum. Hatta geçtiğimiz günlerde İKSV'den ‘Yaşam Boyu Başarı Ödülü’ aldım. Caz sanatçıları Avrupa ve Amerika’daki sanatçılara göre ülkemizde daha çok iş yapıyor. Son yıllarda da Türkiye’de çok iyi caz çalan isimler çıktı. 

12 enstrümanla virtüöz olunmaz 

Erkoç, müzik için önce inanç olması gerektiğini belirterek gençlere tek bir enstrümanda uzmanlaşmasını tavsiye etti.

Pop dışında caz, türkü, Türk Sanat Müziği albümleriniz var. Müzikte çok yönlü olmayı neye borçlusunuz? 

Ben babamdan dolayı, müziğin içine doğdum. Birçok enstrümanı çalabiliyorum. Bir müzisyenin veya yorumcunun, söylediği farklı tarzdaki şarkıları, çaldığı farklı enstrümanları iyi yapabildiğine dair inancı varsa başarabilir. Gençlere, eğer çok yetenekliler ise tek bir enstrümanda veya tarzda uzmanlaşmalarını tavsiye ediyorum. 

12 enstrüman çalıp virtüöz olunmaz.