'Kaset komplolarıyla değişim yapmıyoruz'

AK PARTİ tarafından istifaları istendi, tartışmalar başladı. AK PARTİ bu değişikliği neden gerekli görüyor? İstifaların arkasındaki sebep ne? Direnç gösteren başkanlar doğru zamanı mı bekliyor? Muhalefetin bu konudaki tavrına iktidar partisi ne diyor? AKŞAM Gazetesi’nden Pınar Işık Ardor sordu, AK PARTİ Yerel Yönetimlerden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Erol Kaya yanıtladı.

1

AKŞAM-PINAR IŞIK ARDOR

Belediye başkanlarından istenen ama geciken istifalar gündemdeki yerini muhafaza ediyor. Siz ‘direnen başkan yok’ dediniz ama görüntü öyle değil.

“YERELDEN GELEN DÖNÜŞTE BİR SIKINTIMIZ VAR”

Öncelikle AK Parti böyle bir değerlendirmeye niye ihtiyaç duydu bunlara cevap vereyim. Türk siyasetinde yerel yönetimler çok güçlü bir enstrüman ve gücünü halkla olan temaslarından alıyor. Ben 15 yıl belediye başkanlığı ve Uluslararası Türk belediyeler Birliği Kuruculuğunu ve 6 yıl başkanlığı yaptım. AK PARTİ’nin öncelikle gerçekleştirdiği en büyük reform 2002’de iktidara geldiğinden bugüne yaklaşık 1800 belediyeyi kapatmasıdır.  Şehirlerimizdeki insanların hizmet alımıyla ilgili süreçte yaşanan bürokratik hantallık, ekonomik yetersizlik ya da yönetimdeki kifayetsizliği dikkate alarak küçük belediyeleri kapatarak Türkiye’de yeni büyük şehirler kurarak bir reformu gerçekleştirdi. AK PARTİ’nin yerele bakışı hizmetin hızlı bir şekilde halka ulaşması ve halkın da kendisine hizmet edenlerle ilgili kanaatin olumlu olarak merkez siyasete yansımasıdır. 2004-2009 ve 2014 yerel seçimlerden hep az oy aldık. En son yüzde 7-8’e yakın oy düşüklüğümüz var. Demek ki, bizim yerel belediyeler üzerinden topluma yansıtmaya çalıştığımız hizmetin bize dönüşünde bir sorunumuz var. 2019 seçimlere giderken ilk gireceğimiz seçim yerel seçimler ve biz 2014’de yüzde 42 almışız. Elli artı bir almamız gerekiyor ki o motivasyonla Kasım’daki seçimlere çok rahat bir şekilde girelim. Peki, 1397 belediyenin 884’ü AK PARTİ’nin. Bu 884 arkadaşımız başarısızlar mı, hayır. Bunun altını özellikle çizmek istiyorum. Hayır, hayır ve hayır. Bütün belediyelerimizin diğerlerinden çok daha başarılı olduklarını rakam rakam verebiliriz.

Peki, madem başarısız değiller ne istiyorsunuz?

“TOPLUM BİZDEN YENİLENME İSTİYOR”

Cumhurbaşkanımız partiye döndüğünde 180 günlük eylem planı ortaya koydu ve arkasından Bakanlar Kurulunda, MYK’da bir değişiklik yaptı. Parti üst yönetimi değişti. Döndü dedi ki; ‘teşkilatlarda bir metal yorgunluğu söz konusu’ Bu sözden yola çıkarak teşkilatlarda bir yenilenme süreci başlatıldı. Sonra belediyelere aynı şeyi söyledi. Bizim toplumun beklentisi olan değişimle ilgili süreci yönetme gayretimiz var. Toplum bizden yenilenme ve değişim istiyor.

"KASET KOMPLOLARIYLA DEĞİŞİM YAPMIYORUZ”

Biz kaset komplolarıyla makam değişimi yapmıyoruz. Aksine halkın değişim taleplerini kamuoyunun önünde ve belediye başkanlarımızla mutabakat çerçevesinde yapıyoruz.

-Toplum değişim istiyor dediniz bunu nereden biliyorsunuz? Anket mi yaptınız?

“UYARILARIMIZI BAŞKANLARA YAPIYORUZ”

AK PARTİ toplumun taleplerini ve beklentilerini mutlaka teşkilatlar ve milletvekili üzerinden gözlemliyor. Bundan daha ötesinde halka sürekli soruyor. Her yıl düzenli olarak anket yapıyoruz. Diyelim ki A şehrinin belediye başkanısınız sizin anketinizde bir sorun gördüğümüzde bununla ilgili yapmanız gereken adımları ifade ediyoruz ya da daha güzel hizmetler yapması gerekiyorsa onları kendisine öneriyoruz.

-Belediye başkanları bunu biliyorlar yani

“ANKET YAPARIZ, SORGULARIZ GENEL BAŞKANA SUNARIZ”

Elbette. Biz belediye başkanlarımızın her birinin kurumsal olarak performanslarını takip ediyoruz. AK PARTİ adına seçimlerde yapılan vaatlerin gerçekleşme takvimleri ve trendlerini, mali verilerini, bütçelerini, yatırımlarını belediye başkanlarımızla her yıl düzenli olarak tek tek sorgularız. Belediye başkanlarını ikaz ediyoruz,  bir anket daha yapıyoruz üç ay sonra da diyoruz ki kendin bir anket yap. Yılsonu oturuyoruz bunları Genel Başkana Cumhurbaşkanımıza sunuyoruz. Bu yeni keşfedilmiş değil.

Şimdi başa dönelim, istifası istenen başkanlar meselesine

“TOPLUM MESAJI VERİYOR”

Yerel aktörlerin önemsenmesi ve değerlendirilmesi gerektiğini bilen bir siyasi hareketiz. Yereldeki tecrübe ve birikim merkez siyasete dönüştüğünde bunun ülke için katkı yaptığını ifade etmemiz mümkün. Biz şehrin taleplerini, yerel aktörleri önemsiyoruz. Yerelle ilgili eğer bir eksikliğimiz olursa toplum bize mesaj veriyor.

-Ne diyerek yapıyor bunu?

ANAVATAN 1983 yılında iktidara geldi. 84 yılında da hemen bu motivasyonla yerel seçimleri kazandı. Ancak, 84-89 dönemindeki belediyelerdeki başarısızlık ya da toplumun beklentilerine cevap verilememesi ANAP’ın 89’da fişini çekti. Akabinde SHP’de yaşandı. Şimdi biz baktığımızda yerelin inanılmaz bir motivasyonda olumlu ve olumsuz etkilerini görüyoruz. Yerel bizim için önemli. Bunu tek başına bir belediye başkanını başarı ya da başarısızlık hikâyesi olarak görmek çok doğru değil.

-Sn. Topbaş sessiz sedasız gidiş yaptı Sn. Gökçek neden direniyor ve Gökçek’in direnmesiyle beraber iki belediye başkanı daha direnç göstermeye başladı.

“SANKİ TÜRKİYE’DE  İLK DEFA İSTİFA SÖZ KONUSU”

Sanki Türkiye’de ilk defa belediye başkanlarının istifaları söz konusu böyle bir şey yok yani. İçişleri Bakanlığına sordum. Son on yılda 24 belediye başkanı istifa etmiş.

-Ama sessiz sedasız

Belki büyük belediye başkanları olduğu için bu gürültü.

-İstanbul Ankara çok önemli yerler ama

Demokratik kültür açısından bu olay ilk defa karşılaştığımız olay değil önce onu bilelim. 20’den fazla belediye başkanı istifa etti.

-Ama direnç yoktu

Şimdi de direnç yok.

-Direnç olmasa Sn. Cumhurbaşkanı “gereği yapılır” der miydi?

Belediye başkanıyla ilgili değerlendirme yaptığımızda bir fedakârlık talep ettiğimizde bu kolay süreç değil.  Çağırıyorsunuz diyorsunuz ki; hadi boşalt burayı ama bir süreci var bu işin.

Başarılı Belediye var ama siz istifa isteyebiliyorsunuz sanırım

“ANKET HALKLA  DİYALOG YOK DİYOR”

Mesela bir belediye başkanı arkadaşımızın önüne koyduk anketi. Başarılı ama halkla diyalog yok. O zaman dedik ki; ‘bizce doğru değerlendirme burayı boşaltmandır’, ‘peki’ dedi, istifasını verdi ama hemen istifasını verdi ertesi gün işleme kondu değil.  Onunda bir süreci var ailesiyle paylaşması gereken siyaseten izah etmesi gereken şeyler var. Dolayısıyla bugüne kadar yapılanlar bu şekilde geldi. Sn. Cumhurbaşkanımızın ifade etiği isimlerle ilgili olduğu için söylüyorum bu arkadaşlarımızın hepsine iletildi. Şu da yok; efendim işte bir ay oldu falan bekliyorlar böyle bir şey yok.

-Kaç belediye başkanıyla daha konuşacaksınız?

Konuştuğumuz arkadaşlarla ilgili sonuçları vakti gelince kamuoyuyla zaten paylaşıyoruz.

-Sn. Gökçek’in bir kırgınlık yaşadığı iddia ediliyor. Siz o somut verileri sundunuz mu? Kamuoyu daha şeffaf mesaj mı bekliyor sizden sebepleri konusunda. ‘Yolsuzluk mu var, FETÖ ilişkisi mi var, ne var’ gibi

“ARKADAŞLARIMIZDAN FEDEKARLIK YAPMALARINI TALEP ETTİK”

Bütün arkadaşlarımızın tamamıyla ilgili bunu söylemek zorundayım. Arkadaşlarımızın FETÖ ya da bir başka hususla ilgili değerlendirmeleri ifade etmek çok yanlış olur. Partimizin üst kurulları 2019’a giderken bir değerlendirme yaptı ve bu arkadaşlarımızın partimizle olan siyasi bağları korunarak fedakârlık yapmaları talep edildi. Yapılan budur. Dolayısıyla dikkat ettiyseniz istifa eden üç arkadaşımızda siyasette varlıklarını devam ettirdiklerini ve partiyle olan bağlılıklarını koruduklarını ifade ettiler. Kendileriyle ilgili kamuoyunda yanlış bilgi ve belgelerle ilgili de mücadele edeceklerini söylediler. Bize bu ‘etik midir değil midir’ sorusu soruluyor.  Biz bir belediye başkanımızın seçildiğinin ertesi günü ‘hadi sen buradan ayrıl falan ’demiyoruz.  Kadir abi 20 yıla yakın belediyesiyle birlikte yerelde kendini ifade etmiş ve bizim ağabeyimiz olan bir insan. Düzce Belediye Başkanımız iki dönem belediye başkanlığı yaptı.

-Muhalefet bu durumu eleştiriyor

“MUHALEFET KENDİ BELEDİYELERİNE BAKSIN”

Muhalefete söyleyeceğim tek bir cümle olur. Bizim belediye başkanlarına yakıştırma yapmaları yerine otursunlar kendi belediye başkanlarıyla ilgili kamuoyunda paylaşılan konularla ilgili inceleme yapsınlar. FETÖ ile ilgili partimizde bütün belediye başkanlarımıza dönük ne kadar iddia ve ihbar varsa bunları oturduk inceledik.  7 belediye başkanımızla yollarımızı ayırdık. Ama muhalefet bunu yapmadı. 50’den fazla meclis üyemizi partiden ihraç ettik. Muhalefet otursun kendi belediye başkanlarına baksın. AK Parti uzun dönemdir iktidarda ve uzun dönem iktidarda olan partilerin özelliği var. Pastayı büyütmeleri yani ülkenin insanlarına zenginlik sunmaları.  AK Parti 2002’den bugüne ülkeyi üç kat büyüttü. AK PARTİ toplumun değişim taleplerinin önünde yürüyor. Bunu yaptığı müddetçe de iktidarda kalmaya devam edecektir. Bunu yapabilse muhalefet kendisi iktidarda olurdu.

Ankara için bir isim var mı?

İstanbul’da Kadir Bey’in istifasından sonraki süreç nasıl yönetildi?  İstanbul’un bütün Meclis üyeleri ve bütün belediye başkanlarımız, partimizin ana kademesi, gençlik ve kadın kollarımızla oturduk, istişareler yapıldı ve oluşan temayülün sonucunda belirlenen alternatif isimlerden bir tanesine bu görev tevdi edildi. Bu herkes için geçerli

-İstanbul için Binali Yıldırım’ın adı geçiyor, olabilir mi?

“MEVLÜT BEY’E SAYGISIZLIK OLUR”

İmam Şafi’nin güzel bir sözü ‘var olmayan olaylara fetva verilmez’ der.  AK Parti’nin 2019 Mart’ına kadar İstanbul’daki belediye başkanı bellidir. Mevlüt Bey ve 884 belediye başkanı da bellidir. Bunların içerisinde yaklaşık yüzden fazlası üç dönem kuralına takılan arkadaşlarımız. Dolayısıyla 2019 Mart’ı geldiğinde bütün belediye başkanlarımız hepsi bir değerlendirmeye tabi tutulacaktır. Halka sorulacak ‘kimi görmek istiyorsunuz?’ diye. Bizim hedefimiz 884 belediye başkanımızın yanına ilave 1397 belediye başkanının tamamını alacak bir projeksiyonla yola çıkmaktadır. Bugünkü belediye başkanlarımızın var olduğu bir yerde başka bir ismi konuşmak AK Parti açısından etik değildir. O belediye başkanımıza saygısızlıktır.

-Herkes sizden gelecek açıklamaları bekliyor. Sn. Cumhurbaşkanı Yerel Yönetimlerden sorumlu Genel Başkan Yardımcımızla da konuştuk deyince

“YEREL SEÇİMLER MART 2019’DA YAPILACAK”

Kamuoyunda birkaç tane merak edilen soru var. Yerel seçimler Mart 2019’da yapılacak hiç oynaması mümkün değil. Çünkü anayasanın değişmesi gerekir. AK PARTİ Mart 2019’a kalmadan yerel yönetimlerle ilgili bir değerlendirme yapıyor. Buna kamuoyunun saygı duyması gerektiğine inanıyorum. Tabii ki sorular olacak bu sorulara cevap verirken de herkesi korumaya çalışıyoruz.

-AK PARTİ içerisinde panik olduğu söyleniyor. ‘Sıra bize mi gelecek ’diye. Öyle mi gerçekten?

“ONUR ZEDELEYECEK HİÇ BİR ŞEY SÖYLENMEDİ KARŞILIKLI OLARAK”

Bu paniği biz yapmıyoruz da kamuoyunda yanlış bir tartışma buna sebebiyet verebilir. Toplum beğense de beğenmese de muhalefet istese de istemese de bizim belediye başkanımızın bir hukuku var. Bahsettiğimiz her belediye başkanlarımızın bir hukukları, bir onurları var bunu korumak zorundayız. AK Parti’nin de bir hukuku var. AK PARTİ görev verdiği belediye başkanlarımıza ‘hadi bakalım siz artık serbestsiniz istediğiniz gibi davranılabilirsiniz’ demez. Seçilen her belediye başkanımız şehrin belediye başkanıdır. Dolayısıyla şehirdeki insana hak ve hakkaniyet üzerine hareket ederek vatandaşa hizmet etmek zorunda. Belediye başkanı aynı zamanda AK Parti’nin değerlerini yücelten ve bunu önemseyen bir belediye başkanı olması lazım. Buna dikkat etmezsek yanlış olur vebali olur. Ondan önceki süreç ailemizin içindeki süreçtir. Oturup konuştuğumuzu çok açık şekilde ifade edeyim her belediye başkanımızla. Şunu açık yüreklilikle ve altını çizerek ifade edeyim. Hiç bir belediye başkanımızla ilgili değerlendirme yapılırken onur zedelenecek hiçbir cümle kendilerine kullanılmadığı gibi hiçbir belediye başkanımız da tersini yapmadı.

-Sn. Gökçek ile ilgili türlü iddialar ortaya atanlar var, tehdit gibi

“MUHALEFET KENDİ GİBİ SANIYOR”

Sanırım bunu yazan arkadaşlarımız ve muhalefet şöyle düşünüyor. ‘Ben olsam bağırır çağırır hakaret ederdim’ diye bakıyor. Hiçbir şekilde şunu muhalefet göremiyor.  AK Partili yöneticiler ve partinin temsilcileri arasında medeni bir ilişkinin insani bir ilişkinin olabileceğini düşünemiyorlar demek ki kendi partilerinde böyle yapıyorlar. Bizim kongrelerimizde sandalyelerin masaların kırılıp dökülmemesini, hakaretlerin olmamasını,  birbirlerine insanların hakaret edip saldırmamasını hayretle izliyorlar. AK Parti büyük bir aile ve 11 milyon ailesi 20 milyondan fazla gönüldaşı olan bir partinin medeni bir şekilde insanlarla lehte ve aleyhte bütün konuşmaları yapabileceğini artık bence muhalefetin de kabul etmesi inanması yetmez bunu örnek alması lazım tavsiye ederim.

Tartışmaları izlerken nelere kendi içinizde cevap veriyorsunuz?

“O ARAŞTIRMA ŞİRKETLERİNE BENDEN SELAM OLSUN”

 Deniliyor ki filanca belediye başkanını yüzde 15 oyu, öbürünün yüzde 20 oyu var falan diye. Mutlaka her belediye başkanımızın kamuoyunda bir hüsnü kabulü vardır.  Size bilimsel olarak bir şey ifade edeyim. Türkiye’de 1397 belediye başkanının tamamı 20 binden fazla meclis üyesinden daha fazla oy almıştır. Hangi parti olursa olsun Komünist parti de dâhil. Şimdi dönüp şunu sormak zorundayız. Bu insanlardan daha fazla oy nasıl alır belediye başkanı. Bu oy belediye başkanının mı? Hayır, altını çizerek söylüyorum o araştırma şirketlerinin hepsine benden selam olsun. Toplum bir şehirle ilgili karar verirken önce bu şehrin kimin yönetmesi gerektiğine karar veriyor. Eğer sizin adayınız size olan teveccühle örtüşüyorsa zaten siz otomatikman seçimi kazanmış oluyorsunuz. Vatandaş önce şehri kimin yönetmesi gerektiğine karar veriyor. Meclis üyeliğine, ilçelere gelince bir dakika diyor. Peki, AK Parti ne yapıyor? 2019 seçimlerinde bu ülkeyi kim yönetecek sorusuna bu toplum ben inanıyorum ki hep birlikte göreceğiz ‘Recep Tayyip Erdoğan’ diyecektir. Oysa 2019’daki genel seçimlerde Tayyip Bey’in etrafındaki bu güçlü destek Meclis’te farklı olabilir ve biz o bir dakikayı bugün durdurmak zorundayız. Belediyelere gelince bu iki dakikaya meclis üyelerinde üç dakikaya dönebiliyor. AK Parti bugün 2019 Kasım seçimlerinden önce bütün parametreleriyle çok güçlü bir yerel yönetim vizyonuyla elli artı birin hesabını yapıyor hayırlı olsun.